Sabır suskunluk değil, işitilmeyen feryattır... *** Tepside ki çayı sehpaya koyup yavaşça geriye çekildim. "Şermin,yok mu yeni gelininin çocuğu?" Şermin hanımım abisinin eşi olan Fatma söylemişti bunu.Sesinin tonunda işittiğim iğneleyici tonla odadan çıkmak için hareket ettim.Arkamdan duyduğum kaynanamın sesiyle dudaklarımı dişledim. "Yok ne çocuğu!Ben oğlumun soyu devam etsin diye evlendirdim, babası gitti kısır bir gelin getirdi konağa." İçimde bağıra çağıra feryat eden benliğim, dışımda sessiz kalıp cevap vermiyordu hiçbir şeye. Sakince girdiğim mutfakla elimde ki tepsiyi tezgaha koydum. Kolum geçen on günde iyileşmiş ve askıdan çıkmıştı.Sadece hala ince bir bandaj sarılıydı şimdi.Bedenimde ki yaralar da iyileşmişti.Ama alnımın kenarında küçücük bir iz gibi kalan yara izi ömrümü

