TOYGAR Otelde yan yana iki oda tuttuk. Bavullarımızla birlikte yanımızdaki görevli eşliğinde odaların bulunduğu kata çıktık. Koridor sessizdi; halı kaplı zeminde ayak seslerimiz boğuluyor, sadece bavul tekerleklerinin çıkardığı cızırtı yankılanıyordu. Yorgundum, hem de öyle böyle değil. Odamızın olduğu koridora vardığımızda görevli, “Efendim, 204 ve 205 numaralı odalar,” dedi, kartları uzattı. Bavulları kapı önlerine bırakmasını söyledim. Elimi cebime atıp bahşişini verdim. “Bundan sonrasını biz hallederiz,” dedim. Gençten bir çocuktu, muhtemelen henüz yirmisini bile geçmemişti. Hafif utangaç bir tebessümle başını eğdi. “Sağ olun efendim, iyi geceler,” dedi ve arkasını dönüp uzaklaştı. Koridorda yalnız kaldığımızda sessizlik üzerimize çöktü. Hayat, elindeki oda kartını çevirip duruyor

