Bölüm 2: Vahşet ve Terk Ediş

492 Words
Kiara son gücünü topladı. İçindeki öfke ve umutsuzluk, bir ateş gibi alevleniyordu; bu ateş, hayatta kalmanın son kıvılcımıydı. Pençelerini Ethan’ın yüzüne geçirdi; gözünün kenarını derinlemesine yardı, kan sıcak ve yapışkan bir şekilde fışkırdı. Kısa bir zafer hissi, damarlarında dolaştı, ama hemen ardından Ethan’ın uluması geldi bu kez gerçek acıydı, saf bir kudurmayla karışık. Ancak bu acı, onu durdurmadı; daha da delirtti, yılların biriktirdiği nefreti kusmasını sağladı. Ethan, bir insan gücüyle değil, bir boğanın şiddetiyle, yumruğunu Kiara’nın karnına gömdü. Hava, Kiara’nın ciğerlerinden boşaldı, keskin bir acı sırtından yayıldı, nefesi kesildi. İki büklüm oldu, çaresizlik gözyaşlarını serbest bıraktı. Ethan, anın tadını çıkararak, tüm ağırlığıyla onu yere bastırdı. Bu ağırlık, sadece Ethan’ın fiziksel kütlesi değildi; bu, Kiara’nın tüm yalnızlığının, terk edilmişliğinin ve omegalığının yüküydü. Kiara debelendi, tırnaklarını Ethan’ın sırtına sapladı, ama gücü hızla tükeniyordu; her çırpınış, korkuyu büyütüyor, öfkeyi söndürüyordu. Ethan burnunu Kiara’nın boynuna bastırdı. Derin bir nefes aldı. Kokusu, iğrenç bir zevkle doluydu. Dudakları, Kiara’nın tüyleri diken diken olan tenine değdi. "Kokun… çok güzel," diye fısıldadı. Sesi, boğazının dibinden çıkan yapış yapış bir sesti. "Ölüm kokusuyla karışınca daha da güzel olacak." Fısıltısı, Kiara’nın kulaklarında bir zehir gibi yayıldı, tiksinti midesini kaldırdı, korku kalbine saplandı. Ve vahşet başladı, acı ve utanç dolu bir kâbus anıydı bu. Ethan, Kiara’nın bacaklarını ayırdı—direnişine aldırmadan, vahşice. Kiara'nın zümrüt yeşili gözleri, karanlıkta dehşetle parladı, Ethan'ın kirli sarı gözlerindeki doyumsuz boşlukla karşılaştı. Ethan'ın hareketi sert, acımasız ve hayvanca bir zorlamaydı. Kuru ve yırtıcı bir sürtünme hissi, anında yerini parçalayıcı bir acıya bıraktı. Kiara uludu; bu, bir kurdun acı çığlığıydı, gözyaşları kürkünü ıslattı, utanç ruhunu yaktı. Ethan ritmini hızlandırdı, her hamlede daha derin yaralar açtı. Tırnakları, Kiara’nın kasıklarına, hassas bölgelerine yakın yerlere saplandı, kan sıcak bir şekilde akmaya başladı. Dişleri, Kiara’nın omzunu yakaladı, eti kopardı, kemiğe kadar sertçe bastırdı. Her ısırık, acı ve tiksintiyle doluydu, Kiara'nın çığlıklarını boğuyordu. Kan aktı, siyah kürk kana bulanıp kırmızı-siyah bir lekeye dönüştü. Kanın sıcaklığı, utancı büyüttü, korkuyu derinleştirdi. Kiara’nın direnci tamamen kırıldı. Bedeni, Ethan’ın vahşeti altında bir paçavra gibi sallanıyordu. Gözleri bulanıklaştı, bilinci acıyla karışık bir boşluğa gömüldü. Çaresizlik, ruhunu ezdi, yalnızlık gözyaşlarını çoğalttı. Ethan’ın hareketleri, sadece cinsel bir eylem değil, bir güç gösterisi, bir mülkiyetin vahşice ilanıydı. Ethan, tatmin olunca içinden çıktı, nefes nefese doğruldu. Yüzünde, tiksinti ve zaferin iğrenç bir karışımı vardı; o zafer, Kiara'nın gururunu tamamen kırdı. Yaralı bedenine baktı; omzu parçalanmış, karnı yırtılmış, bacakları kan içindeydi. Bakışı, aşağılama dolu, Kiara'nın utancını alevlendirdi. "Senin gibi zayıf bir şey, yaşamayı hak etmiyor," dedi, kelimeleri zehirli bir bıçak gibi saplandı. Arkasını döndü. Paslı kızıl kürkü, ay ışığında kayboldu. Yanında sadece yalnızlık, kan ve acı bırakmıştı. Kiara yerde kıvrandı, acı bedenini yaktı, gözyaşları toprağa karıştı. Siyah kürkü kana bulanmış, utançla lekelenmişti. Gözleri yavaşça kapanıyordu, korku ve acı dolu. Soğuk zemine yapıştı. Nefesi kesik kesikti—yalnızlık, son nefesinde bile yanındaydı. Orman sessizleşti. Sadece rüzgâr uğulduyor, ay ışığı, kana bulanmış kürkün üzerinde parıldıyordu—parıltı, umudun son kalıntısı gibi, ama şimdi sönüyordu. Kiara, geceye karışıyordu, korku ve acı dolu bir boşlukta, ruhu lime lime edilmişti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD