2. Bölüm: Gözden Olduğuma Eminim

1440 Words
Dersin başlamasına birkaç dakikadan az kalmışken gözlerimi kapıdan ayırmıyordum. Dün de söylediğim gibi, geç kalmamıştım. Aslında onun dersine geç kaldığım hiç olmamıştı çünkü onu önemsiyordum. Tanrım, Alanzo’yu deli gibi önemsiyordum. Sarah yanımda bir deli gibi mesajlaşırken gözüm ister istemez telefonuna kaydı. Omzumla omzunu dürtüp bana bakmasını sağladım. “Bu dünkü çocuk mu?” Bakışlarında inanılmaz muzip parıltılar meydana geldiğinde ahlaksız bir gülümseme de dudaklarını aydınlatmıştı. Telefonu yanına doğru bırakıp iyice bana yaklaştı. “Evet, o. Dün gece öyle deli gibi seviştim. Tanrı şahidim olsun, Scarl; yaşadığım en iyi seksti,” anlık bir duraksama yaşayıp düşünüyor gibi durdu. Dudakları büzülürken konuşmaya da devam etti, “…aslında tek gecelik bir şey olur diye düşünüyorum ama pek öyle gerçekleşmesi. Ondaydım ve uyandığımda yanımda olmaz diye düşünüyordum, oradaydı bedenimi nasıl sardığını anlatamam. Beni okula bıraktı ve sürekli mesaj atıyor. Şu an için takılmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.” Bakışlarındaki şeyin farkındaydım. Takılıyorduk diyordu ama böyle bir tavırla karşılaşmak hoşuna gitmişti. “Yine de dikkat et, umarım güzel devam eder. Detayları istiyorum!” Bana ağız dolusu güldüğünde aynı sıcaklıkla ona karşılık verdim. Bir elimi çenemin altına yerleştirip diğeriyle yüzüme düşen bir tutam saçımla oynamaya başlamışken açılan kapıyla tüm dikkatimi oraya verdim. Alanzo Behemoth, tüm ihtişamıyla içeriye girmişti. İçeriye girdiği gibi gözleri sınıfı alelade taradı, bakışları beni görünce üzerinde çok az oyalanır gibi oldu. İstemsizce dudaklarımı dişlerimle çekiştirdiğimde bakışlarını üzerimden çekmişti. Kasıklarımda o tanıdık sızı tekrar baş gösterdiğinde bacaklarımı birbirine sürttüm. Onu deli gibi arzuluyordum ve bunun hastalıklı bir boyutta olduğunun da farkındaydım. Alanzo Behemoth, bir ilah gibi ders anlatmaya başladı. Bu lanet üniversitenin belki de tek sevdiğim tarafı onun cebir dersleriydi. Dirseklerine kadar katladığı beyaz gömleğini üzerindeki siyah kumaş pantolonun içerisine sokmuştu. Bir eli sol cebindeyken diğer elinde kalemi çok estetik bir şekilde kavramıştı ve hararetli bir şekilde tahtaya ispatlar yazıyordu. Açık kahverengi tutamları dağınıktı, biraz uzundu, kaslı vücudu o harika takımın içerisinde nefes kesici duruyordu. Kemikli parmaklarıyla narince kavradığı kaleme tezat beni sertçe kavrayıp erkekliğine bastırmasını isteyecek kadar da arsızlaşmıştım. “Dur artık, Scarl. Adamı gözlerinle yedin.” Sarah’a bakıp gözlerimi kıstım. “Emin ol tek istediğim şey gözlerimle yemek değil, Sarah. Bu adama tapıyorum resmen.” Yanımdaki arkadaşlarım dediklerime kıkırdaktan bende kendimi durduramamış ona eşlik etmiştim. O sırada tahtaya değen kalemin gıcırdayıcı sesi de kesilmişti. Hemen Alanzo’ya döndüğümde gözlerinin bizim üzerimizde, daha doğrusu tam olarak benim üzerimde olduğunu gördüm. Sinirli duruyordu. Dünden beri onu fazla sinirlendiriyordum sanırım ama nedense bu olay hoşuma gidiyordu. En azından onun üzerinde herhangi bir etkimin olmasını sevmiştim. Göz göze geldiğimiz zaman benim hissettiğim bu cinsel gerilimi onun da hissedip hissetmediğini merak ediyordum çünkü karşımda durup bana çatık kaşlarıyla böyle bakmaya devam ederse buz dolu soğuk bir küvete girmek beni anca sakinleştirebilirdi. Bal rengi gözlerinin parıltısını görebiliyordum, benim gözlerindeki parıltıya benzer bir şey mi görüyordum o katil gözlerde yoksa bu sadece zihnimin fazla cinsellik içermesinden dolayı oynadığı bir oyun muydu? Emin değildim, belki de gerçekten sadece görmek istediğimi görüyor, işitmek istediğimi işitiyordum. Aynı dün gece olduğu gibi. “Bayan Brenell, bir süredir derslerime dikkatinizi vermemenizin ve bu da yetmezmiş gibi dersimi sabote ediyor olmanızın sebebi nedir?” İlahi bir adamın ancak bu kadar ilahi bir sesi olabilirdi. Ona, dikkatimi veremememin sebebi sensin demek isterdim ama maalesef o konumda değildik. Olacaktık. Buna adım kadar emindim ki onu kendim için istiyordum. “Üzgünüm Bay Behemoth, sadece biraz odak problemi yaşıyorum.” Başını biraz aşağı eğip gözleriyle yüzümü takip ettiğinde ne kadar seksi durduğunun farkında mıydı merak ediyordum. Kirpiklerinin ardından direkt gözlerime indirdiği o bakışları, kuruduğu için ıslattığım dudaklarıma da değdiğinde yanıyor gibi hissetmiştim. “Ders bitimi odamda olursan sevinirim.” Başka hiçbir şey demeden tahtaya dönüp yazdıklarına kaldığı yerden devam etti. Parmakları kalemi o kadar sert kavrıyordu ki buradan beyazlaşan boğumlarını görebiliyordum.Hayal gücüm odasında deli gibi seviştiğimiz sahneleri beynime yolluyordu ama bunun şu an için mümkün olmadığını biliyordum. O yüzden ona mesaj atmıştım, varlığımın farkına varsın ve benden başka bir seçeneği olmasın istiyordum. Kendimin farkındaydım, fazlasıyla güzel bir kadındım. Beyaz tenim, bir ay gibi parlıyordu. Cildim tertemizdi. Yüzümdeki hafif çillerim, dolgun vişne rengindeki dudaklarım ve çekik mavi gözlerim beni tatlı çilli bir kız olmaktan çıkarıyor, ateşli bir kadına çeviriyordu. Yirmi üç yaşındaydım, Alanzo’yla aramızda on üç yaş vardı ama ne bu ne de onun öğretmenim olması onu yatağımda istediğim gerçeğini değiştirmiyordu. Biliyorum, değiştirmesi gerekiyordu ama zaten bu yıl mezun olacaktım. İşte bana cesaret veren şey de buydu. İsteklerimin onu tehlikeye atmaması için yıllardır son sınıf olmayı bekliyordum ki sonunda o dönem gelmişti. İçimde yıllardır tuttuğum bu arzuyu tamamlamak için elimden gelen her şeyi yapacaktım. Ona karşı duyduğum tek şey bedensel çekim değildi, ondan deli gibi hoşlanıyordum. Belki hoşlanmanın da ötesinde şeyler yaşıyordum ama kendime bunu itiraf edecek cesaretim yoktu. Bende olmamış gibi davranıyordum. “Nasıl bir adam olduğunu bilmesem, seni odasına çağırmasının altında farklı sebepler arardım malum kirli bir beynim var ama çok normal bir konuşma olacağından eminim.” Sarah’ın dediklerinin gerçekliği beni biraz üzmüştü. Evet, şu an için öyle bir adamdı ama ben o adamdan çıkmasını sağlamak istiyordum. Bunu başarabilirim gibi geliyordu. “Belki de farklı sebepler vardır, bu yıl mezun olacağım ve kesinlikle onu istiyorum Sarah.” Yüzündeki şeytani gülümseme bana kendimi daha rahat hissettirmişti. Bu yüzden yakın arkadaşımdı, yanlış olduğunu bana söyleyip beni uyarmıştı ama beni de destekliyordu. Tanrım, yanlış olduğunun farkındaydım ama hiçbir yanlış beni bu kadar cezbetmemişti. Ders bittimi Alanzo sınıftan çıkıp giderken hızla toparlanmaya başladım. O sıra Sarah gözleriyle beni süzüyor, pişkin pişkin sırıtıyordu. Ellerini yanında tırnak işareti yapıp konuşmaya başladı. “Eğer dediğin gibi farklı şeyler olursa, bana yaz ve detayları ver sürtük.” Her şeyimi toparlamışken ona doğru eğilerek yanağına öpücük kondurdum. “Hepsini öğreneceksin.” Başka bir şey söylemeden hızla oradan uzaklaşarak sınıftan çıktım, Alanzo’nun odasına doğru yürüyüp çok vakit geçmeden de önünde olduğumda birkaç kez kapısını vurdum. Bariton sesinin beni içeri davet etmesiyle de içeriye girdim. Arkamdan kapıyı kapatıp odaya girdiğimde onu koltuğuna hafif yayılır bir biçimde bulmuştum. Başını oturduğu yerin baş kısmına dayamış alttan bana bakarken bacakları kusursuz bir aralıkta açıktı. Yapmak istediğim tek şey kucağına oturmak, deli gibi oka sürtünmekti. Birkaç saniye içinde kendini toparlanıp dikleşti, masaya doğru eğildi ve ellerini birbirine kenetleyerek çenesinin altına getirdi. “Geç Scarlett, şöyle otur.” Hemen masanın önündeki koltukları gösterdiğinde geçip oturdum. Bakışları altında diken üstünde hissediyordum. Gerilmiştim ama bu gerginlik aşırı yüksek cinsel tansiyon içeriyordu. “Sorun nedir Bay Behemoth?” Gözleri hızlıca tüm suratımı turladı. Islak dudaklarıma geldiğinde hafifçe yutkunuyor gibi hissetmiştim. Bu aralar kafam asla yerinde değildi ve onun da beni arzuladığını düşünmeden edemiyordum. “Derslerime karşı ilgilinin neden azaldığını merak ediyorum, notların için endişelenmem gerekecek mi?” O an tüm öğrencilerinizin notlarını böyle düşünür müsünüz dememek için kendimi ne kadar sıktığımı bilmiyordum. Farklı geliyordu, hep böyle hissetmiştim. “İlgim azalmadı, sadece zor bir süreçteyim. Bu yüzden de kafamı pek toparlayamıyorum ama notlarımın düşmeyeceğine eminim Bay Behemoth, merak etmeyin.” Kaşları çatıldı, yüzünde gergin bir ifade vardı artık. Dediklerim yalan sayılmazdı çünkü genelde de zor sürecin içindeydim. Neyin onu rahatsız ettiğini merak ederken konuşmaya başladı. “Sorun nedir? Danışman hocan benim, benimle konuşabilirsin.” Bakışlarım yumuşarken düşünceli tavrı içimi ısıttı. Özel bir ilgiden ziyade öğrencisi için endişeleniyor gibi hissettirse bile iyi gelmişti “Şu an için paylaşmak istemeyeceğim bir şey, Bay Behemoth. Başka bir şey yoksa çıkabilir miyim?” Bir şey söylemedi, beni başıyla onayladı sadece. Ona iyi günler dileyip odasından çıktığımda sadece basit sorular olması canımı sıkmıştı. Scarlett: Haklıydın, kesinlikle farklı bir şey yok. Sarah: Çok idealist, böyle olması normal. Sarah: Canını sıkma ve Marcus’a git. Seni toparlayacağına eminim. Scarlett: Dalga geçiyorsun seni sürtük! Sarah: LOL Sarah: Seni seviyorum gitmeliyim. Scarlett: Görüşürüz. Mesajlaşmadan çıkıp otoparka geçtim ve arabama bindim. Hızlıca eve geçtiğimdeyse yapmak istediğim tek şey ona yazmaktı. Üzerimi çıkartıp elimi yüzümü yıkadım ve yatağıma uzandım. Yatakta uzanırken üzerimde sadece iç çamaşırlarım vardı. Elim fark etmediğim bir anda kilodumun içinde kadınlığımı okşarken tek elle de ona yazmaya başlamıştım. Bu hangi ara gerçekleşti bilmiyorum ama zihnimde içime girip duruyordu ve ben bu düşünceye ansızın tutunmuştum. Bunu görmesi gerektiğini düşündüm, bacaklarımı kendime doğru çekip iç çamaşırımı biraz kenara doğru sıyırıp beni görmesine olanak sağladım. Ardından kendimi okşamaya başlarken yaklaşık bir dakikalık bir video çektim. Kendimi okşuyor, sesimi anlayamayacağı şekilde mırıltılar çıkartıyor ve beni o beceriyormuşçasına parmağımı içime doğru itip çıkartıyordum videoda. Daha fazla düşünmeden videoyu ona yolladım. Bilinmeyen Numara: *Video. (0:58) (tek oynatım) Alanzo: Ne yaptığını sanıyorsun sen? Tanrım! Daha heyecanlı ya da tahrik olmuş bir tepki beklediğimi itiraf etmeliyim. İçten içe hayal kırıklığına uğramıştım, beni görmek istediğini düşünüyordum ama bunu saklaması artık hoşuma gitmiyordu. Okulda benden gözlerini alamayan bir adamı oynuyordu ama şu an neden böyle yapıyordu tam olarak anlayamıyordum. Olduğum yerde sakince döndüm ve ona birkaç cümle yazdım. Bilinmeyen Numara: Okuldaki gözdenin tadını çıkartma fırsatı veriyorum. Bilinmeyen Numara: Gözden olduğuma eminim Alanzo, şimdi sadece düşün. Okuldaki gözden kim?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD