ARAM 1

1128 Words

Aram, üç gün içinde yıkılan hayatına mı ağlasaydı, yoksa kaybettiği dostuna mı, bilmiyordu. Bir gece bir telefon almış ve acilen Urfya çağrılmıştı. Evinden nasıl çıktığını, havaalanına nasıl vardığını, uçağa nasıl bindiğini bile hatırlamıyordu. Yol boyunca, “Birine bir şey oldu, yine bir bela kapılarımı bulacak,” düşüncesi beynini kemiriyor, kalbini sıkıştırıyordu. Ne bilecekti ki asıl belanın, hayatına utanmadan, sıkılmadan çörekleneceğini… Konak kapısından içeri girdiğinde, sessizlik ile karşılaşan Aram hızla ailesinin toplandığı ama her bir bireyin yüzünden düşenin bin parça olduğu yemek odasına giriş yaptı. Önlerinde yemekler kurulmuş, dumanı üstünde tüten çorbaların kokusu odaya yayılmış olmasına rağmen, masada bir Allah’ın kulu yoktu ki elinde kaşık olsun. Özellikle de Ardil ve ann

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD