İnsan başına gelen şeyler konusunda ya isyan eder ya da bu da olmalıymış der geçer. Dilşah ise neyi neden yaşadığını çözmekte bile zorluk çekiyordu. Yarım saat kadar önce yüzüne dökülen su ile kendine geldiğinde elleri ve ayakları bağlı yerde bir battaniyenin üzerinde yattığını gördü. Dilşad onu izliyordu. Elinde sigara ve bira şişesi vardı. Gözlerindeki o kini ve nefreti görebiliyordu ama neden? Bunca düşmanlık fazla değil miydi? Oturur haldeyken acıyan bileklerine baktı. Teni kızarmıştı çünkü çok sıkılmıştı. “Dilşad ne yaptığını sanıyorsun? Bu yaptığın suç farkındasın değil mi?” “Kes sesini.” “Kesmeyeceğim. Bu neyin intikamı kini anlamıyorum ki. Ne o mal mülk bu kadar mı kıymetli sizin için. Hepiniz kafayı yediniz mallar bende diye.” Genç adam kızın yanına gelip baş ucunda

