bc

BEYAZ KRİZANTEM (+18)

book_age18+
700
FOLLOW
4.4K
READ
forced
arrogant
kickass heroine
heir/heiress
sweet
gxg
mystery
highschool
harem
poor to rich
surrender
servant
seductive
like
intro-logo
Blurb

içindeki her acının alevine karşılık ufak gülümsemenle kül oluşunu izlersin. Her acının alevlendigi ruhumuzda sonmesine izin veririz, asıl gerçekse o acılar kül oldukça bizim silinmemiz degilmidir.kimsesiz yetimanede büyüyüp kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan kızın karşına en yanlış en tehlikeli iş adamının oğlu çıkarsa neler olur?

chap-preview
Free preview
bölüm _1
YAZAR ANLATIMI Hayat zorluklar ve baş edenlerle dolu değil mi? Ben birilerine bir sıkıntımı anlattığımda , onunda sıkıntısını dinlemek isterim. Her anlatılan cümlede şükürler dilerim çünkü benden başka ağır dertleri olanlarda varmış, bunu anlarım... Daha yedi yaşındayken yaşadıgı büyük kazada öksüz ve yetim kalan Efnan , yetimhanede hayatına devam eder. Hayat onu bütün zorluklarıyla sınar, hayatta yaşam, ölüm hepsi bir bedene siğarmıydı hemde küçücük bir bedene ... sığdı ! Efnan on sekiz yaşına kadar yetimhanede hayatta kalma, okuma , çalışma hepsiyle baş etmek zorunda kaldı. Çünkü ne olan teyzesi nede olan halası onu kabul edemedi. Etmek isteseler bile eşleri müsade göstermedi... Oda soluğu yetimhane kapısında aldı , okulunu bitirip üniversite sınavına hazırlanıp tek başına yaşam mücadelesi verdi. Üniversite sonuçları yüzünden yaşadığı şehirden , İzmir' e gelen Efnan bir arkadaşıyla ev tutup. İki kişilik yaşam kurmaya çalışır. Muhendis olabilmek için hem çalışıp hem okuması gerekmektedir... Yabancı bir şehir yabancı insanlar ve zor hayat şartları. EFNAN' NIN AĞZINDAN Yeni hayat mücadelemde ilk işim yetimhanede birlikte büyüdüğüm arkadaşım , kardeşim, ailem yerine koyduğum kızla ev tutmak oldu. Öyle büyük bir yer olmasada bizim minik evimizdi işte... Dahasına ne gerek vardıki. Şimdi sıradaki işimiz iş bulmak olmalıydı . Daha otobüsten iner inmez okul kaydını halletmiştik zaten. Ben iş başvurusu yapmak için arayışları girip ilanları incelerken arkadaşım Kader' de mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. Bir iş ilanının daha üzerini kalemle çizdikten sonra arkamdan işittiğim sesle o yöne döndüm... Efnan hadi gel ! hazırladım birşeyler yede devam edersin. Tamam Kader geliyorum. Masaya geçip sandelyeyi çektim , Ne yaptın buldunmu kendine uygun bir yerler. Yok ya bir kaç tane var onlarıda yarın gezmeye çalışıcam . Kader başını tamam dercesine salladıktan sonra bende tabağıma dönüp yemeğimi yedim. Yemek işi sesiz sakince ortadan kalkınca birlikte mutfağı toparlayıp odalarımıza çekildik. Yol yorgunluğu taşınma koşuşturma derken gerçekten bedenen yorulduğumu farkettim. Aslında ruh yorgunluğumun yanında beden yorgunluğum neydiki , tıpkı avazımın çıktığı kadar bağırmakla , fısıltıyla konuşmak gibi mesela. Her günümü babamla anneme anlattığım gibi bügünümüde bir kagıttan medet umuyormuşcasına , onlarla sohbet ediyormuş gibi yazdım . Defterin kapağını kapatıp siyah dolma kalemi üzerine bırakıtım. Bir müddet çalışma masamın karşısındaki camdan yıldızları izledim. Dairemiz dördüncü katta olduğu için başımı kaldırmadan gökyüzünü görebiliyordum. Aslında gökyüzünü izleyebiliyordum.Aslında gökyüzünü kendime benzetirim , içimde binlerce parlayan yıldız ama hepsi tek bir karanlığa hapsolmuş gibi. Masanın üzerine ellerimi koyup ayağa kalktım yatağa yönelip pikeyi kaldırdım. Ve yatağın içine uzandım. Her zamanki gibi yanımdaki abajuru açık bıraktım , yedi yaşımdan beri degişmeyenlerim arasında olanlardandı ... Yorgunluktan kapanmaya yüz tutmuş göz kapaklarımı daha fazla zorlamadan kendimi uykuya bıraktım. Sabah iş aramak için kurduğum alarmın sesiyle gözlerimi araladım. Daha yeni camdan vuran güneş ışınları sanki huzurla geçireceğim bir günü bana mujdeliyormuş gibiydi.Yatakda doğrulup ayağa kalktım alarmı kapattıktan sonra boydan olan cama gelip yaslandım . Sokaktaki insanların ufak hareketlerine içimde olusan küçük tebessüm duygusuna engel olamayarak dudaklarımın kenarları kivrildi. Banyoya yönelip hızlı bir duş alıp saçlarımda kuruttuktan sonra odama geçip dolabı açtım . jeen pantolon ve su mavisi bir krop ve iç çamaşırlarımı da aldıktan sonra tekrar banyoya geçip üzerimi giyindim.Fön çektiğim saçımı açık birakıp belime dökülmelerine izin verdim. Makyaj yapmayı severdim bana kendimi mutlu hissettirdi hatta bugünde vazgeçilmezlerim olan , rimel ve çilekli rujumuda sürmeye karar verdim. Sonra banyodan çıkıp tekrar yatak odama yöneldim.El çabukluğuyla çantamı hazırlayıp içine çilekli rujumuda koyduktan sonra yatağımıda toplayıp , evden çıkmak üzere dış kapıya yöneldim. Kahvaltıyı ailemle aynı sofraya oturmayı bıraktığım günden beri yapmazdım .Bugünde benim için bir farklılık olmucaktı. Aşağıya inip dün ben halamla vedalaşmaya gittiğim zaman bana üniversite hediyesi olarak aldığı motora binip kaskımı taktım . Evet belki bana aptal diyosunuz ailesini kazada kaybetmiş ama hala hız delisi diyosunuz... Ama ben sadece hız yaptığım zaman aileme kavuşacağımı düşünüyorum. Bu yüzden hız benim gerçek adım . Bir kaç iş yeri gezdikten sonra tenha sokağın ücra köşesinden döneceğim sırada duvarda asılı olan yazıyı farkettim. Barda barmenlik ilanıydı , liseye giderken yaşım tutmamasına rağmen tanıdık bir arkadaş sayesinde barmenlik yapmayı öğrenme fırsatım olmuştu. O zamanın hayat şartları okula yemeye içmeye para yetiştirmek için beni yasak işlere sürüklemişti. Ama asla vaz geçmedim hep kendime saygılı olmalıydım yoksa kim kendini ezene saygı göstermeyene saygı göstersinki. Barmenlik yapmayı çok severdim şovlar içkiler müzik hepsi bir araya gelince kendimi kaybetme sebebim oluyor. Daha yaşım tutmadığı icin içki kullanmazdım ama bu işi yapardım . Bu ilan benim için bir fırsattı hem artık yaşımda tutuyordu ... hemen telefonu çıkartıp fotoğrafını çektim. İlanda asılı olan adrese bakıp yola koyuldum . Adresin olduğu mekanın önünde durup motordan indim kaskımı çıkarıp başımı sağa sola sallayıp saçlarımı özgür bıraktım . Ağır adımlarla hem mekanı inceleyip hemde yürüdüm . Mekan gerçekten işlek bir caddede lüks bir mekandı kapıya yaklaştığımda iki tane takım elbiseli güvenliği farkettim onların yüzlerine hiç bakmadan içeriye girdim. Birazdaha ilerleyip köşeyi dönüp saksıdaki iri yapraklı çiçeğin kenarından başım önümde geçerken sert bir şeye çarptığımı farkettim ; Aahh!! Evet alnım gerçekten aciyo ... Alnımı tutup bir adım geriye gittim başımı kaldırıp çarptığım cisme bakınca şaşırdım. İri yapılı , kasları giydiği ceketin içindeki beyaz gömlekten bile belli olan uzun boylu bir adamdı daha doğrusu duvardı , yoksa bir insanın vücudu nasıl bu kadar sert olabilirdiki. Birazdaha başımı kaldırdığımda siyah iki gözle gözlerim kesişti, biraz sinirlendim ve bu sinirimi bu duvardan çıkartacaktımda. Duvarmısın be adam ! insan biraz yavaş yürür. Bide önüne bakmayımı unuttun ne? Yüzünde gözlerimi sanki cevap ararmışcasına gezdirmeye başladım . Bakışlarım önce havaya kalkan tek kaşına sonrada dudağının kenarındaki kıvrıma kaydı. Kusura bakma bücür. O kadar kısasınki seni farkedemedim, hem buradaki tek suçlu sensin önüne bakmadan yürüyen sensin BÜCÜR. Alaylı konuşmasından sonra bücür kelimesini yüksek ve dalgalı bir ses tonuyla yüzüme çarptı. Bu kelimenin altında kalmak istemiyordum ama bu gereksizden önce yapmam gereken çok daha önemli işlerimin olması önüme taş koyuyordu. Şimdi sana üç tane uyarıda bulunup gideceğim , by ukala ! ben bücür değilim ! bu bir ve seninle uğraşamıcam buda iki ... Noktayı son anda koymam gerektiğini düşünüp kızgın ve sert bakışlarımla yanına doğru adımlamaya başladım tam omuz hizasına geldiğimde , başımı ona dönüp önce boyumuza baktım . Başım onun omzunun bir iki santim altında kalıyordu . Tamam kabul ediyorum kısaydım ama bu ona bana bücür kelimesini kullanma hakkını tanımıyordu. Bakışlarını adımlarıma indirip yanına gelene kadar takip etdi. Yanına gelmemle ayaklarımdan başlayıp kafama kadar beni süzmeside gözümden kaçmadı. Gözlerimizin kesişmesiyle son noktayı koymak için konuşmaya başladım; Ve son olarakta .... sen bir ÖKÜZSÜN!!! Deyip bakışlarımı ondan çekip yürüdüm. ASAF ' IN AĞZINDAN Bardaki işim bitince akşam yemeğine katılmak üzere kapıya yöneldim tam çiçeğin olduğu köşeyi dönerken vücudumda bir temas ve bir ah sesi işşittim. Başımı eğip biraz bakınca karşımda bir adım gerilenmiş eli alnında olan kızı farkettim. Başını biraz kaldırdığında bende omuzlarımı dikip ne diceğini bekledim. Kızgın olduğu her mimiğinden belli olan kızın gerçekten tatlı bir görüntüsü vardı ... Konuşucağını anladığım an sadece ellerimi ceblerimin içine koyup beklemeye başladım , ne diyeceğini gerçekten merak ediyordum. İsittiğim sitem dolu cümleler gerçekten komik geldiği için sadece dudağımın kenarı kıvrıldı. Onunla kesinlikle dalga geçmeliydim yoksa bu gece asla rahat uyuyamazdım. Bende içimden geldiği gibi ona alaylı bir cevap verdim... Elini alnından çekmesiyle yüzü daha net ortaya çıkan kızın güzelliği muazzamdı. Siyah saçları beyaz teni dikat çekecek tondaki dudakları , bir tablo gibiydi sanki... Bakması bile yasak olan tablo. Bana doğru adımlamaya başlamasıyla bakışlarımı mavi harelerden çekip , ayaklarına indirdim. Adımlarını izleyip yanımda durmasını bekledim üçüncü cümlesi bu hareketleriyle gerçekten bende merak uyandırmaya yetmişti , omuz hizama gelince onu alayvari bakışlarımla baştan başa süzdüm . Tekrar mavilere odaklandığımda dişlerini sıkarak ve sonunu yüksek sesle ve cırlayarak. " ÖKÜZSÜN " demesiyle kaşlarımı çatıp çoktan yürümeye başlayan kadının arkasından bir iki dakika boyunca baktım. İlk defa bir kadın bana karşı yakın davranmayıp, bana fiziksel temasta bulunmayıp bana hakaret ediyordu , gerçekten şaşırmama sebep olmuştu . Evet bu duruma her ne kadar öfkelensemde aslında hoşumada gitmedi değil. Duyduğum sesle başımı önüme çevirdim, Hadi aşkımm gitmiyor muyuz? " Offf "bide bu kadın , babamın zoruyla hayatıma ben istemediğim halde aniden itilip zorla kabul ettirilmeye çalışılan kadın. Bu kız babamın para için bana kakaladığı kız kaçamıyorum yok sayamıyorum çünkü o hep yanımda . Selda benim hayatımın büyük bombası.Onu her ne kadar sevmesemde hatta nefret etsem de insanların yanında ona kötü davranamazdım .Ama o her seferinde beni sınamaktan asla vaz geçmiyordu. Tamam Selda geliyorum sen geç arbaya zaten akşam yine buradayız . Deyip bende ufak bir telefon gorüşmeşi yapıp yanına bindim. YAZAR ANLATIMI Efnan Barın müdürü olan adamla konuşup barmenlik üzerine küçük bir şov yapıp işe alınır. Akşam ilk iş günü olan Efnan mutlulukla mekandan ayrılıp evine geçer. Kader 'e bugün olanları anlatıp aynı zamanda yemeklerini yerler. Efnan olayları kendi açısından heycanlı ve öfkeyle anlatırken arkasında bıraktığı buruk tebessümlü adamdan bir haberdir. Adamda arkasından kırılgan çiçek olan alfa kadını bıraktığından habersizdi. Asaf babasının zoruyla ilişki yasadığı Selda' y la beraber eve dönüp akşam yemeğine katılırlar . İstemeyerek de olsa herkesin içinde kızla ilgilenmek zorunda kalır. Selda bir an önce evlenmek istesede Asaf buna bir şekilde engel olur. Akşam yemeğinden sonra Asaf odasına çıkıp , siyahlar içerisindeki odadan banyoya ilerler. Kendisini soğuk suyun altına atan Asaf sadece babasına öfkesinden delirmek üzere olduğunu Bu durumdan kurtulması gerektiğini , nasıl böyle bir evliliği engelleyebileceğini düşünür. Babası , Hasan Bey sert kimseye eyvallahı olmayan katı hiç bir şeyinden ödün bile vermeyen bir adam olduğu için ona karşı gelemezdi. Kimseye acımayan adamın Asaf' a da bugüne kadar acıdığı görülmüş şey değildi . Asaf zaten en büyük zararlarıda hep babası tarafından alınmış , daha on yaşındayken kötülükle tanışıp ismedende olsa onu benimseyen biri olmaya mahkum birakılmış genç bir adamdı. Hayatı hala babasının verdiği kararlarla yürüyen sert mizacının altında hayatla savaşmayı öğrenmiş ama babasının karşında durmayı bir türlü beceremeyen umursamaz adam yatıyordu. Soğuk suyun altından çıkıp beline havluyu dolar , sardığı havluyla banyondan çıkar. Kapıyı açıp dolaba yönelir yatakta uzanan Selda da dan habersiz , Dolaptan siyah gömleği çıkartıp vücuduna geçirirken arkasından gelen sesle bir an şaşırır ,bu kadının her seferinde haddini aşması Asaf için çok olmaya başlar. ıhhhı ıhhhı !!! Duyduğu sesle kim olduğunu anladığı için giyinmeye devam ederek tiksintili ve dişlerini bir birine bastırarak: Ne işin var burda , benim odama giremezsin sen kadın! Dedi kızgınca , kadın yavaşça yatakta doğrulup ayağa kalktı sakin adımlarla Asaf'a doğru ilerleyip arkasında durdu. Elini genç adamın omuzuna atıp : Sen istesende istemesende ben senin karın olacağım , siyah adamım. Sesindeki alayı farkeden Asaf kaşlarını çatıp omuzundaki eli tutup Selda' yı dolapla kendi arasına çekti. Çatık kaşlarla dişlerini sıkarak bütün öfkesini kadının yüzüne kusarcasına ; Asla ! Asla seni karım olarak kabul etmeyeceğim sürtük! Kadın ın duyduğu kelimeyle sinsi bir gülümseme oluştu yüzünde , Asaf' la dalga geçercesine başını biraz yana eğip ; Bu sürtük senile evlenecek ve senin koynuna girecek Asaf sen istesende istemesende bunu ikimizde çok iyi biliyoruz . Diye cevap verdi genç adam sakinleşmek için derin bir nefes alıp gözlerini bir kaç saniyeliğine kapatıp açtı. Sert ve sıkıca Selda' nın kolundan tutup kapıya doğru itti. Ellerini bir birine vurarak sildi ve sinirle kadına ; Defol git ! ... Haaa bu arada bidaha bu odaya girersen seni boğarım sürtük! Kadın Asaf 'ın daha fazla sinirlenirse neler yapabileceğini bildiği için. Asaf' ın sert tuttuğu kolunu ovalayarak dişlerini bir birine bastırdı ve odadan çıktı. Asaf altına pantolonunu da giydikten sonra saçlarına şekil verip bara gitmek için odadan çıktı asağıya inince mutfaktaki kadına seslendi... Ayşe..... kadının mutfaktan geldiğini görünce yanına gelmesini beklemeden cümlesine devam etti. Benim yataktaki çarşaflar ben gelmeden değiştirilmiş olsun. Tamam Asaf Bey. Asaf kadının tamam demesiyle kapıya yönelip çıktı. Seri adımlarla arabanın yanına ulaşıp arabanın kapısını açıp arabaya bindi. Arabanın kontağını çevirip , gaza yüklendi. EFNAN ' IN AĞZINDAN Hemen üzerimi değiştirip , siyah bir şort ve siyah bir krop giyip saçlarımı at kuyruğu yaptım hafif bir makyaj da yaptıktan sonra ayağıma spor ayakkabılarımı geçirip evden çıktım . Motoruma binip saçlarımı kasktan çıkarttım . motoru çalıştırıp gaza yüklendim... Rüzgara meydan okumayı seviyorum. Yirmi dakika sonra bar ın önündeydim , motorumu kapatıp aşağıya indim, kaskımı çıkarıp motor un arka kısmına sabitledim. Bakışlarımı ayaklarıma indirip yürümeye başladım ... Kapının önüne ulasmamla sabah bana verdikleri giriş kartımı gösterip içeriye girdim. Önce soyunma odasına gidip çantamın içindeki telefonumu alıp arka cebime koydum , çantamı dolaba bırakıp barmenlik yapacağım tezgahın arkasına geçtim. Müşterilere istediklerini hazırlamaya başladım . Bir yandan müziğe karşı koyamayıp dans ediyor bir yandan da tezgahın karşısında oturanların istediklerini hazırlıyordum. Her ne kadar herkes kadın barmen gördüğüne şaşırsada kendilerini çabuk toparlıyorlardı. Gece boyunca tezgahın arkasında işimi bitirdim. Herkesin dağılmasıyla müdür de yanıma gelip artık çıkabileceğimi söyledi. Bugün gerçekten o kadar yorulmuştumki bir an önce eve gidip uykuya teslim olmalıydım... Tezgahtaki son bardağıda kaldırırken karşıdaki masada bana bakan iki kara gözleri farkettim. Simayı hatırladıkça kaşlarımın çatılmasına engel olamadım ve onların almak istedikleri şekilleri onlara verdim. Bir kaç saniye sonra derin bir nefes alıp gözlerimi bir iki saniye kapalı tuttum . Sonra sinirlerime hakim olup burdan hemen gitmek için tezgahın arkasından çıktım. Çantamı almak için soyunma odasına girdiğimde arkamdan kapının kilitlenme sesini işittim. Hemen dolabı kapatıp arkamı döndüğümde bu gün benim tezgahımda baş garson olarak çalışan Mert ' i gördüm. Yüzündeki pis sırıtışla üzerime üzerime adım atmaya başladı.. İçimi kaplayan korkuya engel olamıyordum . Geri geri adım atmaya başladım .Her attığım adımda bana yaklaşıyordu , sırtımın dolaba değmesiyle burnumun dibindeki adamın ayaklarından bakışlarımı çekip , kahve gözlerine baktım. Tam bağıracağım bir anda bir eliyle kollarımı arkamda birleştirip diğer eliyle ağzımı kappattı. "Niye bütün arıza işler beni buluyor anlamıyorumki ." Debelenmeye başladığımda bedenimi bedenine daha çok yasladı , kulağıma doğru eğilip , nefesini boynuma üfledi hissettiğim pis solukla ürperdim. Bu onun hoşuna gitmiş olacakki sırıtmaya başladı. Şiiiiiiittttt ... küçük cadı , seni kimse duyamaz duysalarda bişey olmaz ! Deyip sinsice kıkırdadı. Duyduğum kıkırtıyla kaşlarımı çattıp daha çok debelenmeye başladım . Debenmem onu daha çok heycanlandırmıs olacakki derin ve hızlı nefes almaya başladı. Buranın patronu benim arkadaşım ... küçük cadı ne yaparsan yap elimden kurtulamayacaksın beni heycanlandırdığın gibi seni heycanlandıracağım benimle kendisi olmak istedi der , konuyu kapat.... Daha cümlesini bitirmeden kapı kırıldı, karşımdaki adam daha kapının dışından içeriye girmeden benim bedenimde gözlerini gezdirmeye başladı , bir şey olup olmadığını kontrol ediyordu sanki. Mert kapının kırılmasıyla sırtını dolaba dönüp beni önüne çekip kapıya bakmamı sağladı.Ağzimdaki elini beline koyup konuşmaya başlayacağı sırada bugün "öküz" dediğim adam hızlı adımlarla yanımıza gelip , Mert ' in konuşmasına bile izin vermeden belimdeki elini tutup kıvırarak benden uzaklaştırdı. Köşeye yasladığı adamdan bakışlarını çekip bana baktı. Çık dışarıya bücür! Ben bu adamdan gerçekten nefret ediyordum ... Şu durumda bile nasıl bana bücür diyebilir anlayamıyorum. Kaşlarımı çatip ona sertçe cevap verdim. Çıkmıyorum hem sen kim oluyorsun da bana müdahale edebiliyorsun ki öküz !! diyerek dişlerimi bir birine bastırarak konuştum . Bir müddet bana sadece sırıttı , onun sırıtışıyla başımı yana çevirip gözlerimi kapatıp açtım . Tekrar onlara bakmamla Mert' in suratına yumruğu indirmesi bir oldu . "Ohh iyi yaptı pislik herif her ne kadar ondan nefret etsem de o gelmeseydi bu şerefsizin bana neler yapabileceğini hayal bile etmek istemiyordum. Doğruya ne demişti " buranın patronu benim arkadaşım kız gönüllüydü der konuyu kapatırım demişti demi..." İki dakika içinde Mert ' in suratını tanınmaz hale getirdi. Buna müdahale etmem gerekiyordu artık çünkü benim yüzümden katil olmasına müsade edemezdim bu her kim olursa olsun öküz bile ... Hızlıca yanlarına ulaşıp öküz e Dur ... Dur ! Adamı öldürüceksin öküz . Diyerek Mert' in suratına indirmek için yaptığı yumruğun üzerine elimi koydum. Bu hareketimle adam başını kaldırıp yüzüme baktı. Nefes nefese kalmıştı , bunu yüzüme çarpan nefeslerinden anlamak kolay oluyordu. Hemen elimin altındaki yumruk yaptığı elini çekip , dizinden destek alıp Mert ' in üzerinden kalktı elini belime atıp karşı duvara doğru ilerledi . Kapıda durmuş bize bakan güvenliğe bakıp parmağını dolgun dudaklarına bastırdı susun demek istediği açıkça belliydi. Kaşlarıyla Mert' i gösterip; Götürün bu şerefsizi ! Demesiyle iki güvenlik Mert ' in kollarının altına girip onu soyunma odasından çıkarttılar. Bense sadece dolaba yaslanıp her ne kadar karşımdaki öküze fırsat vermek istemesemde , derin bir "ohhh " çektim . Ona minnettarım çünkü o gelmese kim bilir şuan ne halde olurdum. Ama tabiki de bu minnetliğimi ona göstermicektim. Bu gibi durumlarda bu duygularımı kimseye göstermemeye kendim için söz vermiştim çünkü . Neyse hemen kendimi toparlayıp odadan çıkacakken adamın sesini işittim ; Nereye gidiyorsun bücür ! Arkamı döndüğümde sırtı bana dönük olan adamda bana dönüp yüzündeki alaylı sırıtışı bana resmen gösterdi. Sana ne öküz ! Deyip arkami dönüp çıkışa doğru bir adım atmamla karnıma dolanan kolla bedenimin geriye çekilmesi bir oldu. Sırtım bedenine yaslıydı nefesi enseme çarpıyordu. n....ne yapıyorsun sen . diye bağırmamla kulağımin dibinde " kes sesini bücür " diye bağırması bir oldu. Derin derin nefes almasıyla sakinleşmeye çalıştığının farkındaydım . onun bütün bedenini sırtımda hissedebiliyordum. Ellerini sol tarafimdaki kulağımın hizasındaki at kuyruğu olan saçlarıma atıp, omzumdan çekip geriye attı ve biraz daha omuzumun içine doğru sokulup . Dikkat et bücür ! göze batma . Deyip sanki karnımdaki elini ateşle yakmış gibi hemen çekip kapıdan cıktı . Ben sadece arkasından bakıp " öküz "deyip göz devirmekle yetindim... ASAF ' IN AĞZINDAN Bara girer girmez tezgahın arkasında dans edip kendini kaybeden kızdan gözlerimi geri çekmeden onu izledim. Gerçekten barmenlik bir kadına yakışırmıydı bilemiyorum ama bu kadına yakışmakla kalmıyor üstüne cuk diye oturuyordu resmen. Bara girer girmez gözüme çarpmıştı küçücük bedeniyle bunu nasıl yapıyor bir anlam veremiyordum. Şeytan tüyü dedikleri şey bu olsa gerekya bakışları resmen kendisinde topluyordu.Hiç bir zaman bir kadını izlerken bu kadar eğlenmemistim galiba... Mekanın boşalmasıyla , kızla göz göze geldik. Onun başını yana çevirip gözlerini kapatmasiyla aklıma bugün yaşadığımız komik durum düştü , gülmeme engel olabilmek için elimi burnumun direğine atıp sadece tebessüm ettim. Bu kadın gerçekten benim hayatımda , bir günlükde olsa hiç tanımadan tebessüm etmemi sağlayan tek insandı beni güldürebilen tek insandı ... Onun hareket etmesiyle gözlerimi ondan çekip önüme döndüm. Biraz bu şekilde etrafı izledikten sonra soyunma odalarının oradaki odama geçmek için ayağa kalkıp adimlamaya başladım ... Koridorun sonundaki kadın soyunma odasından gelen fısıltı gibi sesle duraksadım. Ne diyordu bu adam " ben patronun arkadaşının ona gönlünün olduğunu söyleyip konuyu kapatırım mı diyordu." Cebimdeki elimin yumruk oluşuna engel olamıyordum. Tekmemi kapıya geçirmemle devrildi." yarın ilk iş bu kapıları değiştitireceğim " Kapının önünde dikilmemle karşımda gördüğüm kızda dondum... bir müddet ona zarar verilip verilmediğini kontrol ettim. Hiç bir kadının böyle bir şeye marus kalmasını kabul edemezdim. Bir müddet onun bedenini izledim bir yerlerine bişey yapıp yapmadığını gerçekten merak ediyordum... Mert yakın arkadaşım yanımda ise aldığım köpeğim , onu farketmemle daha da öfkelendim nasıl bana ihanet edip benim mekanımda böyle bir şeye kalkışırdı. Ağzını dahi açmasına izin vermeden girdiğimden beri gözüme batan elini kızın belinden çekip onu duvara yasladım. Kızın bunlara şahit olmasını istemediğim içinde ona çıkmasını söyledim. Tabi o bugün ona söylediğim kelimeyle benden nefret ettiğini belli edercesine beni reddetti. Tabi sonuna " öküz " koyarak. Bir müddet sadece güldüm. Tekrar bakışlarımı Mert' e çevirdiğimde dayanamayıp kapıda yaptığım yumruğumu suratına indirdim. Sonrasında kendimi nasıl kaybettim nasıl Mert' i o hale getirdim farketmedim bile yumruk olan elimin üstündeki eli farkettim, bakışlarımı kaldırıp mavilerle bakışlarımı buluşturduğumda bana durmam gerektiğini anlatmaya çalıştığını farkettim. Hayir ona dokunmayı bırak yakınında bile olamamam gerekiyordu , hemen elimi çekip dizimden destek alarak ayağa kalktım . odada dolaşmaya başlayıp guvenliklerin gelmesiyle Mert' i cikartmalarini söyledim. Mert' in odadan çıkmasıyla onunda hareketlenmesi bir oldu kapıdan çıkacakken onu durdurdum. Beni tersleyip tekrar kapıya yönelmesiyle öfkelendim. Hiç kimse bana arkasını dönüp gidemezdi heleki ben onla konuşuyorken. karnına elimi dolayip bedenini göğsüme yasladım , tekrar bana "öküz "demesiyle sesimdeki yüksekliğe engel olamadan ona " kes sesini bücür " diye bağırdım. biraz sakinleştikten sonra omzundaki saçlarını alıp arkaya attım , gerçekten çok güzel bir kokusu vardı ilk defa bir kadının kokusunu iliklerime kadar hissettim , gözlerimi kapatıp kısa sureliğine anın tadını çıkarttım . Tekrar gözlerimi açtığımda onun kıvrılan belini hissettim bu gerçekten hissedilmeye değerdi ama benim için imkansızdı, yasaktı . Vurgunun oğlu katil dim ben . Omuz boşluğuna sokulup son defa kokusuyla derin bir nefes alıp kulağına dikkatli olmasını fisildayip odadan ayrıldım. Eminim kesin arkamdan yine "öküz "deyip , göz devirmiştir...

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Haydut Alfa Ve Kurt Adam Kralı

read
6.4K
bc

DÖNÜŞ(+18)

read
6.7K
bc

Bedenim Alfaya Ait

read
21.2K
bc

İlk Kalp Kırıklığım

read
1K
bc

LANETLİ KÖY (TÜRKÇE)

read
8.7K
bc

Cins-i İnsan (MUSALLAT)

read
14.2K
bc

MIXED SCHOOL

read
4.1K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook