Baran, Berivan için özel bir yer seçmişti. Şehrin dışında, yemyeşil bir bahçeye kurulmuş şirin bir kafe. Hava yumuşaktı, kuşlar ötüyor, hafif esen rüzgar saçları savuruyordu. Berivan birazdan gelecekti. Baran heyecanla oturduğu yerde hafif hafif yerinde sallanıyor, sağına soluna bakıyordu. O sırada Berivan, zarif adımlarla kapıdan girdi. Üzerinde sade, uçuşan beyaz bir elbise vardı. Saçları dalga dalga omuzlarına dökülmüştü. Gözleri, Baran’ı bulunca hafifçe parladı. Baran ayağa fırladı. — “Hoş geldin Berivan,” dedi, sesi yumuşak ve samimiydi. Berivan gülümsedi: — “Sürpriz yer burası mıydı?” — “Evet,” dedi Baran. “Sessiz, sakin… Sadece ikimiz.” Berivan hafifçe başını salladı, gözlerinde sıcak bir parıltı vardı. Beraber çiçekler içinde bir masa seçtiler. Garson menüyü getirir

