Berivan daha kahvesini yudumlarken telefon titredi. Ekranda tanıdık bir isim: Baran Demirhan. İçten içe bir sıcaklık yayıldı kalbine. Ama hemen ciddileşti. “Ne var acaba?” diye homurdandı içinden. Telefonu açtı: — “Alo, Baran?” Baran’ın sesi sabahın ferahlığı gibi berraktı: — “Günaydın güzel kız, nasılsın bakalım?” Berivan gözlerini devirdi ama yüzündeki gülümsemeyi saklayamadı: — “Günaydın Baran Bey. İş güç. Sizin gibi boş gezmiyoruz.” Baran güldü: — “Senin işlerin de benim aklım gibi karışık mı bakalım?” Berivan hemen lafı yapıştırdı: — “Senin aklının da karışık olduğunu şimdi öğrendik ya…” Baran kahkahayı patlattı: — “O zaman, karışıklıkları çözmek için bir yemek yiyelim diyorum. Ne dersin?” Berivan bir an duraksadı. Kalbi hızla atmaya başlamıştı ama sesi gayet soğukka

