bc

Sensiz Olmaz(Türkçe/Turkish)

book_age16+
7.3K
FOLLOW
21.4K
READ
drama
comedy
sweet
spiritual
like
intro-logo
Blurb

"Hamileyim," diyerek sonunda ağzımda gevelemeyi bıraktığımda bakışları değişti. Sanki parıldayan gözlerinin feri sönmüş gibiydi. Değişen bakışlarından korksamda uzandım ve elini tutarak karnıma koydum.

"Burada ikimizin bebeği var." bir süre bekledim. Elini yavaşça geri çektiğinde elim karnımda kaldı.

"Onu aldıracaksın!" bir süre dediği cümleyi idrak edemedim.

"Ne?" yüzünü buruşturdu. "Onu aldıracaksın! İstemiyorum."

O, dediği şey bizim bebeğimizdi ve onu aldırmamı istiyordu.

Şu an karşımda gördüğüm kişi sevdiğim adam olamazdı. Sanki beni düşünen, sevgiyle bakan adam gitmiş yerine başka birisi gelmişti.

Mihrişah Zorlu&Kurt Korel

chap-preview
Free preview
1.Bölüm: Hamileyim
13 Ağustos 2021 (İstanbul) Mihrişah Zorlu "Hamileyim," diyerek sonunda ağzımda gevelemeyi bıraktığımda bakışları değişti. Sanki parıldayan gözlerinin feri sönmüş gibiydi. Değişen bakışlarından korksamda uzandım ve elini tutarak karnıma koydum. "Burada ikimizin bebeği var." bir süre bekledim. Elini yavaşça geri çektiğinde elim karnımda kaldı. "Onu aldıracaksın!" bir süre dediği cümleyi idrak edemedim. "Ne?" yüzünü buruşturdu. "Onu aldıracaksın! İstemiyorum." O, dediği şey bizim bebeğimizdi ve onu aldırmamı istiyordu. Şu an karşımda gördüğüm kişi sevdiğim adam olamazdı. Sanki beni düşünen, sevgiyle bakan adam gitmiş yerine başka birisi gelmişti. "Sen ne dediğinin farkında değilsin..." kendi kendime başımı salladım. Kesinlikle değildi! "Aldıracaksın dedim Mihrişah!" net sesi bir adım geri gitmeme sebep oldu. Bana ilk doğum günü hediyem bebeğimden gelmişti. Varlığını bana göstermişti ve babası bana aldırmamı söylüyordu. Gözlerimden akmaya başlayan yaşlarla burnundan sesli bir şekilde soludu. "Ağlamayı kes!" birden kükremesiyle korkup yerimde sıçradım. "Onu aldırmadan yanıma gelme! Benden uzak dur!" şok içinde yüzüne baka kaldım. "Bunu benden... Nasıl?" cümlemi tamamlayamadan yere çöktüm ve ağlamaya devam ettim. "Ben o karnındaki şeyi istemiyorum. Eğer yanımda kalmak istiyorsan o şeyi aldıracaksın!" "Yeter!" çığlığım yankı yaptı. "Bunu benden isteyemezsin!" "Gerekli ne varsa imzalarım..." sanki kendi kendine konuşuyordu. Beni duymuyor gibiydi. Karnıma saplanan ince sızıyla inledim. "Ne oldu?" yanıma çöktü ve endişeyle yanaklarımı kavrayıp kendisine bakmamı sağladı. Bir hışımla kafamı geri çektim. Elim karnımdayken zorlukla ayağa kalktım ve ona üstten bir bakış atıp göz yaşlarımı sildim. Ayağa kalktı ve karşımda dikildi. "Bana başka bir şey söyle yalvarırım ama bunu söyleme!" dedim son kez. Öfkesi birden geri geldi. Bir an da kolumu tutup sıkmasıyla inledim. "Daha fazla uzatma Mihrişah!" "Bırak," diyerek kolumu zorlukla kurtardığımda başımı umutsuzca iki yana salladım. "Senden vazgeçerim ama bebeğimden asla!" duyduklarını sindirmesi biraz zamanını aldı. "Def ol! Hayatımdan def ol!" demesiyle ortalığı birbirine katması bir oldu. Masanın üzerinde duran içeceklerimiz ve pasta yerle bir olduğunda korkudan titredim. "Yüzünü görmek istemiyorum! Git!" Gururum kırıldı. Evden çökmüş bir şekilde çıktığımda elimin biriyle karnımı okşadım ve sessizce göz yaşı dökmeye devam ettim. İki yıldır birbirimizi severken, böyle biteceğini asla düşünmezdim. Karnımdaki bebeğimizi bir hata olarak görmüştü. Arabama bindiğimde göz yaşlarımı sildim ve çalıştırıp oradan uzaklaştım. Her an o anı düşündükçe dolan gözlerimle, ağzımdan ufak ufak hıçkırık fırladı. Evime gittiğimde odama dahi giremeden kendimi koltuğa bırakıp ağladım. Elimde değildi. Bebeğimizi hiçe sayıp beni kırmıştı. "Özür dilerim," diyerek hıçkırdım ve karnımı okşadım. "Seni üzmek istemedim bebeğim." Ona dokunamasam bile sanki karnıma dokundukça daha çok bağlanıyordum. Kendimin ve bebeğimin üzülmesini istemediğim için telefonumu elime aldım ve ona mesaj attım. Gönderen:siz Bebeği aldıracağım ve bir daha yüzümü dahi göremeyeceksin. İstediğin olsun. Sonra yapmam gerekeni yaptım. Valizimi hazırlayıp beklemeden evden çıktığımda, valizi arabama yerleştirdim ve ben de koltuğuma oturdum. İşim umrumda bile değildi. En azından beş parasız değildim de bir süre idare edebilirdim. Ya da başka bir yerde kolaylıkla iş bulurdum. Yola çıktığımda göz kapaklarım ağırlaşmıştı. Nereye gideceğimi bilmiyordum ama hiçbir şekilde kimsenin olduğum yerden haberi olmamalıydı. Ben güçlüydüm ve bebeğim için daha da güçlü olacaktım. Onu düşünmemle yüzüm ağlamaklı bir şekilde buruştu. Direksiyonu sinirle sıktım. "Unutacağım," diyerek fısıldadım kendi kendime. "Ailemi nasıl unuttuysam seni de unutacağım." belki zor olacaktı ama yine de deneyecektim. ***** Alanya'ya gelmiştim. Yolculuğum uzun ve uykusuzlukla geçsede sonunda dayanmıştım ve önceden gelmek istediğim bir yerdeydim. Arabayı bir kenara park etmemle telefonumun çalması bir oldu. Yan koltuktan alıp arayan kişiye baktığımda Kurt ismini görüp sinirle güldüm ve telefonu aynı yerine bıraktım. Neden arıyordu ki şimdi? İki gün geçmişti bir de. Şimdi mi aklına gelmiştim? Daha fazla kendimi üzmemeye çalıştım ve derin nefes aldım. Telefonumun melodisi yeniden kulaklarıma dolduğunda elime aldım ve sessize alarak çantama koydum bu sefer. Çantamı omzuma asıp arabadan indiğimde, arabayı kilitledim ve etrafıma baktım. Turistler her yerde geziyordu ve herkes sanki inadıma çok mutlu gibiydi. İç çektim. İlk önce kendime bir ev kiralamam gerekiyordu. Neyseki yolda gelirken hesabımdan tüm parayı çekmiştim de burada çekmeme gerek kalmayacaktı. Arabayı park ettiğim yeri unutmayacak şekilde ezberlediğimde oradan uzaklaştım. Sokak aralarında geziyordum. İlgimi çeken şeyler oldukça dikkatim daha fazla dağılıyordu. Bir mağaza dikkatimi çektiğinde gözlerim o an ilk defa parıldadı. Çünkü bebek eşya ve kıyafetlerinin olduğu bir mağazaydı. İçe girdim. Heyecanlı bir şekilde kendimi gülümsemekten alıkoyamazken bebeğimin daha doğmadan beni mutlu etmesi çok güzeldi. "Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim?" yanıma gelen görevli kadına baktım. "Sadece bakıyorum. Beğendiğim bir şey varsa alacağım." açıklamama başını salladı ve hafif bir tebessümle yanımdan ayrıldı. Cinsiyetini henüz bilmesem bile içimde öyle bir his vardı ki sanki kızım olacakmış gibiydi. Gözüme çarpan pembe, bebek takımlarına baktığımda aralarından en çok beğendiğimi aldım ve kasaya gittim. Bebeğime ilk hediyem. Ücreti ödeyip çıktıktan sonra derin nefes aldım. Yeni bir iş bulana kadar ne olur ne olmaz diye parayı idareli kullanmayı bilmeliydim. Ev ilanlarına bakmak için telefonumu çıkardım ve kilidini açtıktan sonra cevapsız aramalar ve mesajlarla karşılaştım. Çoğu Kurt'tandı. Mesajlarına girdiğimde bir kenara geçip oturdum ve okumaya başladım. Gönderen:Kurt ? Neredesin? Güzelim, telefonlarıma cevap ver! Beni delirtme Mihrişah! Eve geldim ama yoksun, nereye gittin? Mihrişah mesajını yeni gördüm, bana cevap ver artık! Her neredeysen seni bulacağım. O kadar laf söyledikten, gururumu kırdıktan sonra bana dönse ne olurdu ki? Onu asla affetmeyecektim. Kesinlikle bebeği aldırdığımı düşündüğü için beni geri istiyordu. Kurt Korel. Saygı değer iş adamı. Ünlü Ceo. Şirketlerinde neredeyse iki buçuk yıl çalışmıştım. Karşılaşmamız ise kaçınılmazdı. Her şey o kadar güzeldi ki, ona aşık olduğumu anladığımda beni asla sevmeyeceğini düşünmüştüm. Yanılmıştım. Beni öyle güzel sevdi ki... Daha fazla düşünmemek adını derin nefes aldım. Onu unutmamın zor olacağını biliyordum ama sabırlı birisi olduğum için dayanacaktım. Telefonumdan ev ilanlarına bakmadan önce cevapsız aramalara baktım. Kurt dışında iki farklı kişi daha vardı. Emir ve Selen. Emir'i aradığımda sanki aramamı bekliyormuş gibi ilk çalışta açtı. "Yenge!" dedi dehşet dolu sesiyle. "Sen neredesin? Kurt çıldırdı!" "Yanında kim var?" dedim sakince. Onun çıldırmasını umursayacak değildim. "Kimse yok inan ki. Zaten Kurt ile telefondan konuştuk... Sen iyi misin? Neden kavga ettiniz?" "Boş ver Emir. Sadece beni merak etme olur mu? Ben iyiyim." "Kurt'un seni bulabileceğini biliyorsun değil mi?" "Nasıl olacakmış o?" diyerek alayla tısladım. "Ee, hattın açık. Çoktan konumunu bulmuştur bile." "Kahretsin!" ben bunu neden düşünememiştim ki? Halbu ki sırf yerimi bulmasın diye başka yerden para çekmiştim. "Tamam Emir. Aradığın için teşekkür ederim. Selen'e söyle beni merak etmesin. Kapatıyorum... Ah, bir de sakın Kurt'a konuştuğumuzu söyleme!" "Tamam yenge. Kendine dikkat et ve bana güven." "Teşekkür ederim." Telefonu kapattıktan sonra hızla hattımı çıkardım ve hiç düşünmeden kırdım. Arabamın yanına gittiğimde ise binip park ettiğim yerden çıkardım ve sürmeye devam ettim. Kendime başka bir hat alacaktım. Onun beni bulmasını istemiyordum. Ayrıca, buradan da gidecektim. Alanya da kalmam işini kolaylaştırabilirdi. "Merak etme bebeğim... Kimse seni benden ayıramaz." ***** İzmir'e gelmiştim. Yine uzun bir yolculuktu ve uykusuzluktan bayılabilirdim. Park yerlerinde uyumaktan korktuğum için asla durmadan gelmiştim. Arada molalar yapıp dinlensem bile bu kısa süreli olmuştu. Bir mahalle arasına girdiğimde boş bir yere park ettim ve indim. Kaldırımda top oynayan çocukların çoğu bana bakmaya başladıklarında onlara gülümsedim ve oradan uzaklaştım. İleride oturan kadınlara kiralık ev sorabilirdim sanırım. "Merhaba, bir şey sorabilir miyim?" "Tabi, buyur kızım." ilk önce başı bağlı kadın konuşmuştu. Yanındaki iki kadında susarak bana bakıyordu. "Ben kiralık ev bakıyorum. Bildiğiniz bir yer var mı bu civarlarda?" "Evli misin?" susan kadınlardan sarışın olanı sonunda konuştuğunda ona baktım. "Hayır." Hamile olduğumu söylemeli miydim? Onlar için farklı olabileceğinden söylemedim. Utandım. "Güzel. Erkek arkadaşın var mı?" sertçe yutkundum. "Dört gün önce ayrıldık." belki onlar için önemli değildi ama yine de açıklama gereğinde bulunmuştum. "Ailen yok mu?" "Var ama memleketteler." dedim. Artık neden sorduğuna anlam veremiyordum. "Ne iş yapıyorsun?" "Mimarlık." "Aman sen de Hatice! Sanki gelin adayıymış gibi davranma kıza!" "Aynen sadete gel. Kız yanlış anlayacak." dedi diğer kadında konuşurken. "Ev değil de, benim evimde bir odayı kiralıyorum. Eşim yok. Sadece iki oğlum var ama onlar da sürekli çalıştıkları için eve nadir gelirler... İstersen ucuza kiralarım. Yemekler de benden olacağı için onu da dahil edeceğim." Bu güzel bir şey olabilirdi. Hem yalnız da olmazdım. "Olur..." dedim hemen kabullenerek. Kadın ayağa kalktı. "O zaman sana evimi göstereyim... Sonra görüşürüz karılar." "Aman git." Kadını takip ettiğimde sokaktan fazla uzaklaşmamıştık. Bir apartmanın önüne geldik. "En son kat..." apartmanın kapısını anahtarla açtı. İçeri girdik ve zaten aşağıda olan asansöre bindik. "Kirası ne kadar olur?" "Dört yüz lira versen yeter kızım. Yemek de dahil her şey içinde. Oda da eşyalar da var." "Tamam. Sorun değil." ucuzdu ama kadına tepki gösteripte fiyatı arttırmasına izin verecek değildim. Bazı kadınlar ucuz dediğimiz an da fiyat yükseltebiliyorlardı. Kadın evinin kapısını açtığında içeri girdi ve terliklerini kenarda çıkardı. Ben de spor ayakkabılarımı kenarda çıkardıktan sonra kadın bana evi tamamıyla gösterdi. Kalacağım oda da dahil. "O zaman anlaştık?" dedi sorarcasına kaşlarını yukarı kaldırırken. Elimi karnıma çıkardığımda gülümseyerek gözlerine baktım. "Anlaştık." Yeni bir hayata bebeğimle başlıyordum. Bölüm Sonu. Bölüm hakkındaki düşünceleriniz nedir? İnstagram-hopemlunaa

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

HÜKÜM

read
223.6K
bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
520.9K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

AŞKLA BERDEL

read
79.0K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook