Kaybolan Yıllar

En Huzurlu Uyku

Tuna

Bedeninin her yerinde izlerimi taşıyordu. Sol kolu isirigimla kan oturmuş diş izimi, teni emmekten morarmış ona hediye ettiğim izimi taşıyordu.

Tüm bedeninde benden izler varken kolumun üstündeki başını boyun girintime sokmuş nefes alıp verdikçe sıcak soluğu boğazımı karincalandiriyordu

Boştaki elim kalcasindaydi. Kalcasindan kendime çekmiş okşayarak uyutuyordum karımı. Evet karım, her şeyi ile benim karım.

Nefes aldıkça inip kalkan narin bedeni bedenime yapismis, diri sert göğüs uçları tenime her surtunmesi ile aklımı bulandiriyordu

Tüm bedeni ben kokuyordu. Defalarca bosaldim, bacak arasından çıkmadım ve hala tükenmiş kolumda uyuyan kanının karnina surtunen erkekligim sertleserek açlık çekiyordu.

Doymuyorum ona,ne kadar dokunursam dokunmayım doymuyorum.

Kollarimin arasındaki küçücük narin bedenini bağrıma basmış kokusunu içime çekerken sertlesen erkekliğime sövdüm

Dur işte dur, hali kalmadı kızın dur artık...

O da haklı, onca zaman hasret kaldı değerlisini istiyor, özlüyor. Kollarimin arasinda kimildanirken yavaşça çekim üstünü örtüp banyoya attım kendimi

Son içine girmemde canı acımıştı, canini acıtmak istemiyordum. Duş alıp çıktığımda mutfağa geçip sevgilime kahvaltı hazırlamak için koyuldum ise.

Karım, benim... onca zaman bekledim sanki bir ömür gibiydi beklemek. Gelsin istedim, birisi beni özlesin, beni kaybetmemek için cabalasin, gelmedi. Telefonuma ard arda gelen bildirim sesi ile aldım elime.

Bir susmadı.

" vay yavşak... demek evlendin ha. Ayıp lan ayıp insan nasıl haber vermez, oğlum iki çiftetelli bir harmandalı oynar, bir bardak limonata içer bir dilim pasta yer az dedikodu döndürür gelin hanıma çeyreğimizi takar giderdik"

Hay ben senin sesini soluğunu e mi Aslan.

" Kes tatavayi da nereden öğrendin onu soyle"

Biliyorum ama neyse....

" Lale soyledi"

Ben o siriga yapacağı biliyorum. Dogalgazi yatirmayayim da görsün gününü kamu zararı.

" Hişt nizamiyedeyim... gelen mi? "

Derin derin soludum. Akşam oluyor, evde kendi halimize kahvaltı yapacaktık nereden çıktı bu yavşak.

" Gel allahin belası gel ama hemen gelme, 2 saate gel. Gelirken de sucuk al evde sucuk bitmis"

Karşıdan bir kahkaha yükseldi

" seninkini doğra parmak sucuk niyetine"

Benim alete mi laf atıyor lan bu?

" o parmakla seni parmaklarım görürsün yavsak"

Başımı çevirdiğimde gördüm güzeller güzelim üstünde benim tisortumle. Duvara yaslanmis beni izliyor.

Kıvırcık saçları iyice dagilmis, uyku mahsuru gözlerini narin parmakları ile ovarken görünce dayanamayıp " Hadi kaybol" kapatıp hızla yanına adimladim

Gözünü acamamisken kollarım arasına sardım. Başımı boynuna gömdüm belinden tutup kaldırarak. Kikirdayarak karsilik verdi

" Tuna dur "

Duracağım yavrum duracağım daha fazla yormam bu gün seni ama bir kokuna doyayim be...

Başımı saçlarının arasindan çekip mahcup bir ifade ile " Eve bir got gelecek. Evlendiğini duymuş arkadaşım. Yüzbaşı Aslan. Kendini zorla davet ettirdi got"

Sedef

Utana sıkıla acikliyordu. Kollarından yere indirip belime sarılmış mutfağa doğru götürürken " Çok özür dilerim bebegim" diye defalarca tekrarlayıp öptü basimi

" Ne zaman gelecek, evi bir havalandirip dus alacak zaman var mı?"

Umarım vardır, kim bilir nasıl kokuyorum. Tuna mest oluyordur şuan ama elin adamı...

" 2 saat var bebeğim, sen duşa gir ben havalandiririm her yeri. "

Yanağımdan dudaklari tehlikeli yerlere ilerlerken " ah lan şu kokun silinecek, senin ben zamanlamani sikeyim Aslan "

Sinirle dişlerini sıkarak söylenirken çay suyunun kaynama sesi ile ayrıldı bedenimden.

Kolundan gezdirerek çektim ellerimi." ben dusa giriyorum"

" şunu yüksek sesle söyleme Sedef... Zor tutuyorum zaten kendimi" diye çıkmışti sesi en sert şekli ile.

Kahkaha atarak girdim banyoya. Dediği gibi zor dayanıyordu o kadar belliydi ki.

Yere eğilip bacağımı yıkarken kasigimda ard arda batmalar oldu. İçimde hala dolulugu var gibi batiyordu egildigimde.

Ah Tuna, o kadar iri ki... Duştan çıkmış bornoza sarılıp hızla saçımı kuruladim. Odaya geçtiğimde pencereyi yeni kapatiyordu kocam.

" Hay Allah, unuttum kapatmayı giyerken usuyeceksin"

İçerisi dışarıda yağmaya başlayan karın soğuğu ile buz dolabından halliceydi.

" ısıtayim mi ister misin?"

Isıtmak ne demek,yaktın be adam yaktın.

Bedenime sarılmış güçlü kollarından kaçmaya çalışırken başını indirmiş saçıma kokluyordu

" Tuna birak hazırlanmam lazım. "

İstemeye istemeye ayrıldığında bedenimden, hiç susmadı telefonu. Ard arda aramlar geliyordu. Ne sorsam "önemli değil birtanem" dedi ama suratı değişmişti.

Var işte bir şey, var ama ne?

Ocağın üstündeki tava dikkatimi çekmişti. " Bu ne için, yumurta mı yapalım?"

Tavanın yanında 15 li paket yumurta duruyordu. Tuna’yi tanıyordum eminim hepsini kırıp yerdi.

" Arkadaş sucuk getirecek bebegim onu bekliyorum"

Daha cümlesini tamamlamamisken çaldı kapı.

" inci tanem kapıya bakar mısın?"

Elinde telefon ile kağıt kalem bir şeyler not alıyordu.

" Tamam rahatına bak sen ben bakiyorum"

Üstündeki tişörtü, pantolonu, yeni tıraş olmuş hali ile dolanan adama hayran hayran bakarken güçlükle de olsa gözlerimi üstünden cekip kapıyı açtığımda bir demet çiçek ve bir sürü koluna gecmis sucuk olan yüzü çiçekten görünmeyen uzun boylu adam ile karşılasmıştım

" Tuna ile evlenip bizi kurtardığın için teşekkürler yenge"

Bu ses...

Ve çiçek yere indiğinde gülümseyen yuzu solarken benim yüzümde dehşetin en koyu ifadesi oluşmuştu

" sen?" ağzımdan başka kelime dökülmeden kaşlarını catip gözünü kısarak " Sakin bana... Sen..." delici bakışlarının hedefiydim. Nasil olabilir bu?

Donakalmistik. Oydu, bu oydu!

" Ne duruyorsun lan orada, girsene içeri ev buz oldu"

Belime sarılmış basimi öperek takdim etti arkadaşının elindekileri alırken " eşim Sedef, Sedef bu da sayısız kere bizi ölümden kurtaran Pilot üsteğmen Güneş'in abisi onun kadar ise yaramasa da ise yarayan adam Aslan Tunçbilek. "

Gozleri yüzümde dolanırken " memnun oldum" Sesindeki bariz sert tonla içeri girdiğinde açık kapının önünde öylece kalmıştım.

Tuna ise onu gördüğü için çocuk kadar sendi. İçimi dolduran sıkıntı ile kapıyı kapattığımda arkami döndüğüm an tekrar göz göze geldik onunla.

Allahim söylemesin... yalvarırım söylemesin.