Mirza aldığı haberle beyninden vurulmuşa döndü. Ne yaptığını bilmez halde arabasına gitmek için birkaç adım attıktan sonra “Ben ne yapıyorum” diyerek olduğu yerde durdu. Karma karışıktı. Arkasında kalan kliniğe baktı. Geri döndü. Güneş’i burada bırakamazdı. Nuran onun bocaladığını görünce “Ne yapacağız oğlum” dedi. Genç adam hızla kendini toparladı. Mantıklı düşünmeliydi. Titreyen elleriyle kapalı olan telefonunu açtı. Art arda mesaj bildirim sesleri duyuldu. Fakat ne yazdıklarını tahmin ettiğinden vakit kaybetmek istemiyordu. Mesajlara bakmak yerine yakın saatte uçuş var mı diye hava yollarını araştırdı. Yoktu. “Yarın sabah 11.15’e kadar tüm uçuşlar dolu” dedi. “Arabayla gitmekten başka çaremiz yok” Nuran “Güneş…” derken Güneş kliniğin kapısında belirdi. Koşarak yanlarına gelirken panik

