Mirza, motoru çalıştırmaya hazırlandığı ellerini direksiyonun üzerinden çekti ve şaşkınlıkla karısına döndü. Gözleri, Güneş’in ellerindeki paketlere kaydı. O an, genç kadının sessizce ve kırgın bir ifadeyle elinde tuttuğu hediyeler, Mirza’nın kalbine birer ok gibi saplandı. Gözleri hayretle açılmıştı, sesi neredeyse fısıltı gibiydi “Sen…” dedi, boğazındaki düğümü zor yutarak. “Bana hediye almak için mi derse girmedin?” Güneş, Mirza’nın bu sorusuna yanıt vermedi, sadece başını hafifçe salladı. Gözlerinden birer birer yaşlar süzülmeye başladı. Kendini daha fazla tutamayarak hediyeleri Mirzanın kucağına bırakıp iki eliyle yüzünü kapattı, Mirza’nın şaşkın bakışlarından kaçıyordu. Genç adam, karısının bu hâlini gördüğünde içinde yoğun bir pişmanlık hissetti. Öfkesiyle kırdığı o narin kalbi ona

