Mirza ve Güneş, mutfakta karşılıklı oturmuş yemeklerini yerken, genç adam bir yandan da cep telefonundan uçak biletlerine göz gezdiriyordu. Parmağı ekran üzerinde kayarken kaşlarını hafifçe çattı. “Yarın için tüm uçuşlar dolu,” dedi, sesi düşündürücü bir tona bürünmüştü. Kısa bir an duraksadı, ardından başını kaldırıp Güneş’in gözlerinin içine baktı. Gözlerinde hem kararlılık hem de farklı bir planın kıvılcımı vardı. “Yemekten sonra yola çıkalım mı? Arabamızla gideriz, Ne dersin” diye ekledi,
Güneş çatalını yavaşça tabağa bıraktı ve şaşkınlıkla ona baktı.İnanamayarak “Bu saatte mi?” diye sordu, gözleri hafifçe büyümüştü.
Mirza, içli köftesinden küçük bir ısırık aldı, acele etmeden çiğnedi ve omuz silkerek, “Neden olmasın?” diye karşılık verdi. “Zaten buraya arabamızla geldik. Aslında n
