Mirza adamının yakasına yapışıp, çelik gibi sert bakışlarını gözlerine kilitleyerek boğuk bir sesle kükredi “Karım nerede!” Sesindeki öfke, damarlarında zonklayan endişeyle birleşip patlamaya hazır bir volkan gibi etrafa yayılıyordu. Adam, gözlerini kaçırarak titrek bir sesle yanıt verdi “Birden arabadan inip başka bir arabaya bindi, Mirza ağam. Bizimkiler peşine düştü ama...” “Ama ne?!” diye haykırdı Mirza, parmaklarının arasındaki yakayı daha da sıkarak. Nefesi kesik kesik çıkıyordu, kalbi göğüs kafesini kırıp dışarı fırlayacakmış gibi atıyordu. Güneş'in ortadan kaybolmasıyla içine düşen korku, onu delirtmeye yetiyordu. Adam, boğazına yapışmış pençelerden kurtulmaya çalışırken yüzü kıpkırmızı olmuştu. Mirzanın onu boğarak öldürmesinden korkarak “Bizimkiler arabanın peşinden gitti, ağa

