Zaman su gibi akıp geçerken hayatımızdan bir gün daha azalıyordu. Bütün yaşantımız ya da yaptığımız bütün davranışlarımızın sebebi gerçekten neye dayanıyordu? Bu aralar kendimi bir bilinmezliğin için de hissederken neyi Neden yaptığımı ya da neyi neden yapmadığımı bilmiyordum. Sanki zaman akıyor ve ben de sadece yaşamak için yaşıyordum. Her sabah aynı günün tekrarını yaşarken yine her sabah olduğu gibi dolabımın önünde, üstümde sadece iç çamaşırları ile dikilirken ne giysem acaba diye düşünmekten kendimi alamıyordum. İşte artık beşinci günümde ve ben gittikçe adapte oluyordum. Eda ile her ne kadar yıldızımız barışmasa da bana iyi davranmaya başlamıştı, yani en azından eskisi gibi soğuk değildi. Soğuk derken bedenim hafifçe ürperir iken uykumu açması için açtığım pencere çıplak bedeni

