Adrian
"Oğlum bu kızla alıp veremediğin ne?" karşımda sinirden ayağını sürekli sallayan Tom'a bakıyordum.
"Benim alıp veremediğim yok kız tam bir deli!"
"Kimi kandırıyorsun her şeyi başlatan sensin" bariton ses tonumla.
"Hatalı olsamda şeyime vurmak zorunda mıydı!?"
"O benim hassas noktam" Bu konuşması gülmeme neden olacaktı ama kendimi tuttum.
"Kızı yaya geçidinde ezmeye çalışmasaydın şeyine vurmazdı bugün yaşanan şeylerde yaşanmazdı." Haklı olduğumu bildiği için ses çıkarmıyordu ama işte bir kızdan bu şekilde tepki gördüğü için de kaldıramıyordu bizim kazanova.
Tom aslında iyi bir çocuk sadece bazen saçma sapan davranabiliyor sonradan suçunu anlasa bile geri adım atmak istemediği için de daha çok saçmalıyordu.
İçeriye giren Mira ile sustum.
"Tanrım bugün ne yaşadık?" Şaşkın yüz ifadesi vermeye çalışarak bana bakıyordu. Mira Tom'un ikiziydi ve benden de hoşlanıyordu ama ben hiçbir zaman o şekilde bakmadım ona.
"İkizin yüzünden kızı sürekli kışkırtan o" dedim.
"Yapma Adrian kız kavga etmeye meyilli zaten" yüzünü buruşturup, "Hiç onların seviyesine inemem"
"Kız kendini savundu Mira ne yapsın kardeşinin saçma sapan hareketlerini sineye mi çeksin?" tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
"Sen niye onu sürekli savunuyorsun" sonra birden durup ,"Ve neden o kızı kucaklıyorsun sana mı kalmış!"
"Kendine gel Mira! Sana hesap mı vereceğim" öfkeyle bağırdığımda irkildi kimse bana hesap soramazdı eski arkadaşlarım olsa bile.
"Tamam gençler kavga etmeyin biz gidelim artık Adrian bugünlük bu kadar atraksiyon yeter" Gözleri dolan Mira'yı tutup onunla ilerlemesi için itip ,"Yarın kafeyede mi olacaksın?"
"Evet bir uğrasam iyi olacak"
"Amcan orayı sana bırakmak istiyor farkında mısın?"
"Evet ama boşuna uğraşıyor zaten barı işletiyorum" Aslında istesem çok rahat orayla da ilgilenirdim ama kafe işletmek bana göre değildi daha çok bar tarzı eğlence yerlerini seviyordum.
"İyi tamam biz kaçtık" diyen Tom Mira'yı da alarak ayrıldığında kendimi koltuğa attım.
"Ne gündü ama" Bugün olan olayları düşünmeye başladım. Kızın panik atak geçirdiğini anladığım andan itibaren bakışlarımı üzerinden hiç ayırmamıştım. Onun yere çöküp bayılması ile hızla ortamdan uzaklaştırmak için kucağıma aldığımda savunmasız haline belli bir süre baktım.
Bize verdiği tepkiler dikkatimi çekmişti yaya geçidinde korkusuzca bize kafa tutması bugün de yine aynı şekilde...
Bizi gerçekten tanımıyordu bizi tanıyan kişiler asla bu şekilde kafa tutamaz diklenemezlerdi korkularından sonuçta güçlü kişilerdik.
"Hazal..." yabancıydı ama nereliydi? Telefonumu alıp ismini doğru yazmaya çalıştığımda karşıma çıkan ülke Türkiye'di.
"Demek türksün" cesaretine hayran kalsamda bir yandan aptal olduğunu düşünmeye başlamıştım bu kadar cesaret insanın başına bela olurdu. Bu olaylarda tamam haklıydı ama yinede bu kadar asi olmamalı Tom kadar o da aşırı tepki veriyordu.
Onu düşünmeyi bırakarak telefonu cebime koyup bardan hızla ayrıldım. Yarın sabah marinada ki kafeye gidecektim bakalım orda durumlar nasıldı.
...
Kafeye gelmek üzereydim yolda durmuş yeşil ışığın yanmasını bekliyordum. Aracımı ve beni gören tüm kızlar durup durup bakıyor onlara bakmam için saçma sapan hareketlerde bulunuyorlardı. En tipik yaptıkları telefon numaralarını bir kağıda yazıp araçtan içeriye atmalarıydı. Bazıları ile iletişime geçiyor eğleniyordum ama karşı tarafın beklentisi değişince hemen bırakıyordum çoğu kızla günübirlik zaman geçirsem de bazıları ile birkaç defa daha zaman geçirmişliğim vardı.
Hepsi aynıydı tek dertleri zengin birini kafalamak. Sonra o kız geldi aklıma Hazal... Normalde yaya geçidinde başka bir kızın başına gelseydi o olay Tom'u tanır tanımaz ona asılmaya çalışırdı ama bu kız...? İki kez Tom'un aletine tekme atmıştı.Bana çalan kornalar ile daldığım düşüncelerden sıyrılıp yola devam ettiğimde sırıtıyordum.
Kafeye gelmemle orda çalışan bir kişi yanıma gelerek,"Hoş geldiniz Bay Adrian"
"Merhaba, amcam yok mu?"
"Yok efendim" karşımda bana bilgi veren çocuğu bir yerde görmüş gibiydim yüzüne biraz daha baktığımda huzursuzca yerinde kıpırdayınca irdelemeden amcamın odasına geçtim geçerken de yanımdaki çocuğa, "Bana bir expreso getirin"
"Tabi efendim" onu ardımda bırakıp odaya girdim ve amcamı beklemeye başladım bakalım bugün beni ikna etmek için neler diyecekti adam hiç vazgeçmiyordu.
Telefonla uğraşırken kapının çalması ile ,"Gel"
Kahve istediğim çocuk gelmiş olmalıydı başımı hiç kaldırmadan masaya bırakmasını bekledim sonra gözüme çarpan uzun saçlar ile bakışlarımı kaldırıp baktığımda olduğum yerde donup kaldım. Bu dünkü kızdı...
"Sen??" kız hiç şaşırmamış görünüyordu.
"Merhaba Bay Adrian, kahvenizi getirdim" masaya bıraktıktan sonra ,"Başka bir şey ister misiniz?"
Hâlâ şokta olduğum için konuşmadan ona bakıyordum bu nasıl olabilirdi niye sürekli bu kız karşıma çıkıp duruyordu.
"Bay Adrian?"
Sonunda kendime gelip ,"Senin burda ne işin var?"
"Burda garson olarak çalışıyorum"
"Ne zamandır?" onu daha önce hiç görmemiştim gerçi buraya geldiğim zamanlarda sadece beş dakikalığına gelir giderdim ama yine de onu nasıl hiç görmemiştim.
Kaşlarını çatıp birkaç saniye düşündü ve sonra ,"Yaklaşık dokuz ay" Nasıl yani bunca zaman amcamın kafesinde çalışıyordu ve onu hiç görmemiştim.
Ayağa kalkıp ona doğru yürümeye başladığımda tedirgin olup bir adım geri gidince yürümeyi bıraktım.
"Sen beni gördün mü hiç?"
"Hayır, gerçi görmüş olsam bile hatırlamıyor olabilirim insanlara çok dikkat etmem"
Tekrar yürüyerek aramızda bir adım kalacak mesafe kaldığında, "Desene bundan sonra artık unutmayacaksın" Bu kadar yakın olmamızdan rahatsızdı bunu yüzünden anlayabiliyordum bu nasıl bir kızdı başka biri olsa ona bu kadar yakın olduğumda çoktan üstüme atlamış şu koltukta sevişiyor olurduk.
"Yani patronumun yeğeni olduğunuz için unutmam" benimle konuşurken bile kafa tutarak konuşuyordu. Onu daha detaylı incelemeye başladım bakışları sertti kendinden emindi. Bu kız gerçekten farklıydı.
"Beni hemen de araştırmışsın" tek kaşımı kaldırdım.
"Araştırmadım dünkü olaydan dolayı ekip arkadaşlarım sizin kim olduğunuzu söyleyince sizi öğrendim, yoksa daha işim yok sizi mi araştıracağım" sinirlenmeye başlıyordu.
Tam ona cevap verecekken kapı açıldı, "Adrian erken gelmişsin" kapıdan diren amcama odaklandığımda Hazal hızla bana sırtını dönüp amcama doğru giderek, "Günaydın Bay Lowell"
"Günaydın Hazal"
"İstediğiniz bir şey var mı?"
"Yok kızım teşekkürler çıkabilirsin" demesi ile hızla odadan çıktığında onun arkasından bakıyordum.
"Bu kız kim amca onu daha önce hiç görmedim?"
"Adı Hazal. Uzun zamandır bizimle çalışıyor nasıl oldu da onu hiç görmedin ki?"
Sorusunu es geçip, " Biri mi sana bu kızı önerdi nasıl işe aldın?"
"Cv bıraktı görüşmeye çağırdım o şekilde işe alındı"
"Bir sorun mu var Adrian niye sorup duruyorsun?" amcamın lafı ile kendime geldim haklıydı bu kızı niye merak ediyordum ki.
"Sorun yok öylesine sordum"
"Bugüne kadar burda çalışan kimseyi sormayıp Hazal'ı sorman garip"
"Sakın Adrian bu kız o eğlendiğin kızlara benzemez" uyaran bakışları ile baktığında, "Saçmalama amca ne işim olur onun gibi biriyle"
"Ben uyarımı yapayımda"
Onun gibi bir kızla işim olmazdı sadece son zamanlarda sürekli karşıma çıkması dikkatimi çekmişti resmen kız her delikten çıkıyordu.