NAZENİN “Kemal'i hastaneye götürmüşler. Hazırlan çıkalım,” diyen Vahide Hanım, hiç anlamadığım bir şekilde kapımın dibinde bitmiş ve bana hastaneye gidelim diyordu. Kafamıza taş yağacaktı herhalde. “Anlamadım.” “Nesini anlamadın?” “Ben dışarı mı çıkacağım?” Vahide Hanım bir an durakladı. Sanırım o da kime, neyi teklif ettiğini yeni fark ediyordu. “Gülbeyaz çıkamaz,” dedi kesin bir dille. “Sen geleceksin. Kim gelecek!” “İyi ya, gidelim bakalım.” Üstümü hazırlanıp biriktirdiğim parayı da yanıma aldım. Telefonu da çantama saklayıp aşağıya indim. Hastaneye doğru giderken “hiç sormadın Kemal'e ne olduğunu?” diyerek beni eleştirdi. “Basmıştır birinin kuyruğuna,” dedim umursamaz bir sesle. Geberse bile umrumda değildi. En azından nikah direkt düşer de uğraşmazdım Kemal ile. Fakat bu bi

