☆6.bölüm☆

1304 Words
*** ●Dalga'nın dilinden● Sabah müthiş bir baş ağrısıyla kalktığımda, odaya baktım. Ben en son bardaydım, ne ara buraya geldim? Dün geceyi hatırlamaya çalışırken, birden gözlerim irileşmişti. "B-ben ne yaptım lan?" Ayağa kalkmam ile yerdeki Welat'ın siyah gömleğini gördüm. Ben resmen adamın üzerine kustum ve yetmez gibi soymaya çalıştım. "Rezil oldum!" Kapım açıldığında gömleği hemen yerden alıp arkama saklarken, gelen abim ve dedeme baktım. Bora direk, "Gece nerdeydin?" Dedi kaşlarını çatarak. "Şeydeydim abi, gece mekana gittim kafa dağıtmak için o kadar." İmalı imalı, "Emin misin torunum?" Diyen Haşmet Ağa'ya, "Evet. Hatta sizlede gidelim." Dedim. Dedesine bara gitmeyi teklif eden tek torun benim sanırsam. Bora birden öfkeyle bağırdı. "Bize yalan söyleme Dalga! Gecenin bir vaktinde Welat neden senin odadan çıplak bir şekilde çıkmış?" İşte şimdi ayvayı yedim ve burdan geri dönüş yoktu. En iyisi gerçeği açıklamak. Sertçe yutkunarak sırıtmaya çalıştım. "Abi öyle bir şey değil. Dur açıklayayım." "Açıkla!" Bora'yı bana karşı ilk defa böyle sinirli gördüğüm için şaşırdım. "Pusat bana boşanma davası açmış. Ben de kafa dağıtmak için tabi gittim bir mekana, baktım Welat Ağa'da orda, neyse yanıma gelince konuştuk. Tabi ben Pusat'ın acısından içtim de içtim. Sarhoş oluncada Welat beni eve getirdi sonra ben üzerine kustum. Bak!" Diyip arkama sakladığım pislenmiş gömleği gösterdiğimde, ikiside iğrenerek bakmıştı. "Düşündüğünüz bir şey olmadı yani!" Diyerek bu sefer ben atarlandım. "O adamdan uzak dur Dalga! Öyle bir şey yapmadığını bende biliyorum ama odana gelmesi dahi başlıca yanlış bir şey." "Tamam abi, özür dilerim." "Allah'tan bir gören olmadı yoksa adın çıkardı kızım. Hareketlerine dikkat et." "Peki Haşmet dede." İkisinin odadan çıkmasıyla, direk duşa girdim. Kim beni görüp ispiyonladı ki? Banyodan çıkıp giyindiğim esnada, odanın kapısı hızla açılmıştı. Destursuz içeri giren Avşin'e döndüm. "Sen nasıl bir kızsın?" Diyip üzerime yürüdüğünde, "Ne diyorsun Avşin?!" Dedim. "Kocandan ayrılınca Welat Ağa'ya mı sardın bu sefer? Onu sana yedirmem." Alayla gülmeye başladım. "Sen Welat'ı mı seviyorsun?" Emin bir ses tonuyla, "Evet seviyorum." Diyince, elimi omzuna koydum. "Buna çok sevindim Avşin ama üzüldüm de. Sonuçta kan davası yüzünden birleşemeyebilirsiniz." "Sen orasını dert etme Dalga. Ondan uzak dur yeter.!" "Bak Avşin, benim o ağa zırvalığıyla bir işim yok. Sana hayırlı olsun, tepe tepe kulan." Kindar bakışlarıyla son kez bana bakarak odadan çıktı. Avşin'e bakın siz, ne yere bakan yürek yakanmış. Welat'ın senden haberi bile yoktur lan, gelmiş burda bana atar yapıyor bide, yollu! ●1 hafta sonra● Pusat'ın katılmadığı mahkemeyle, hakim bizi tek celsede boşamıştı. İçim çok yanıyordu ama buna dışa vurmamak için elimden geleni yapıyordum. Bunu bize niye yapıyordu? Bugün de Haşmet dedenin dediği gibi Mardin'in önemli ağaları burda toplanacaktı ve kan davası için bir karara varacaklardı. Konakta büyük bir hazırlık vardı ama ben elimi dahi kıpırdatmıyordum. Onlardan nefret ederken bide hazırlık mı yapacağım? Asla! Ağaların hepsi gelirken, Welat ve babası da gelmişti. Giydiği siyah takım elbisenin içinde oldukça karizma duruyordu. İkinci kattan onları izlediğim için bakışları balkona kayınca, gözleri gözlerimle buluştu. O geceyi hatırlayınca, utanıp gözlerimi çektim. Gel adama o kadar racon kes sonra üzerine kus. Malım ben, mal! Merdivenlerden aşağı inen abimi görünce hemen ona yetiştim. "Bende seninle gelicem." "Güzelim onca erkeğin arasına gelmesen iyi olur." "Abi unuttun sanırsam, ben koca bir çete yönetiyorum ve hepsi erkek." Gülerek saçımdan öptü. "Benimki de laf işte." Dediğinde, avludadaki sedirlerde oturan adamların yanına gittik. Ben abimin yanına oturduğumda hepsi bana tuhaf tuhaf bakıyordu. İçlerinden biri beni süzdü. "Sen kimsin kızım?" "Ben Bora'nın öz kardeşiyim amca." Başını anladım dercesine salladı. "Dalga, hadi sen kadınların yanına git kızım." Diyen Haşmet dedeye gülümsedim. "Ben abimi yalnız bırakmam Haşmet dede." Bana sözünü geçiremeyeceğini bildiği için sinirlensede belli etmedi. Welat'a baktığımda, ciddi bir şekilde oturmuştu. Ona baktığımı anlayınca, ateş gibi parlayan gözlerini bana dikti. Ne bu şiddet bu celal? Üstüne kustuğum için mi bu kadar sinirliydi yoksa bu kan davası yüzünden mi? Bir adam lafa girince, bu bakışmaya son verdim zaten biraz daha sürse kalpten gidecektim. Keskin bakışlarına dayanmak güçtü. "Evet ağalar. Mevzuyu bilirsiniz. Piran oğlumuz hala komada ve uyanmadı ki bize gerçekleri söylesin. Bora oğlumuz onu vurmadım desede, silah ona aittir ve bir şahidi de yoktur." Hepsi konuşan ihtiyar adama bakıyorlardı. Sanırsam içlerinden en sözü geçen, bu adamdı. "Piran oğlumuzun acısı, ailesi için büyüktür ve kana kan istiyorlar." Haşmet dede hemen söze girdi. "Ben torunumu suçsuz yere infaz etmem Renas Ağa. Bunun bir hal çağresini bulun.!" Diyerek otoriter sesiyle konuştuğunda, tüm adamlar bir birine bakmıştı... ●Yazar'ın dilinden● Adamlar aralarında konuşurken, Haşmet Ağa'nın kafasında tilkiler dolaşıyordu. Konunun nereye varacağını biliyordu, varmasada oraya sürükleyecekti. İkinci kattan avluya izleyen kadınlar, merakla kararı bekliyorlardı. "Bu edepsiz yine yaptı yapacağını! Onca adamın içinde sen ne diye oturursun." Avşin, bunu diyen annesine cevap verdi. "Belli değil mi ana? Welat Ağa'nın ilgisini çekmek istiyor." "Welat Ağa ne yapsın bu dul karıyı?" Diyen Pervin'le, ana kız aralarında kıkırdamışlardı. O sırada Welat, özgüvenli bir duruş sergileyerek abisinin yanında oturan Dalga'yı izliyorken, söze girdi. "Bu davayı bitirmenin çözümü var!" Diyince tüm ağalar, ona bakmıştı. Adam, kıza küçük bir oyun oynayacaktı. "Madem Aslanoğulları kan davasını bitirmek istiyor, karşılığında kızlarından birini versinler." Dediğinde, Haşmet Ağa'da dahil hepsi şaşırmıştı. Haşmet Ağa, Welat'ın böyle bir şey isteyeceğini hiç hesaba katmamıştı. "Ne diyorsun sen oğlum?" Diyen Agit Ağa oğluna hesap sorarken, Bora öfkeli sesiyle konuştu. "Kardeşlerimi sana verir miyim lan ben?" Welat hiç istifini bozmadan Bora'nın sinirli halini izliyerek, "Mecbursun." Dedi. Bora ise sinirle dişlerini sıkarak, sakin kalmaya çalışıyordu. Bunca büyüğün içinde kavga çıkartamazdı. "Senin kafanda kim var oğlum?" Welat, bunu diyen Renas Ağa'ya baktı. "Avşin." Dedi hiç düşünmeden. Dalga, Welat'ın söylediği isimle balkonda onları gülerek izleyen Avşin'i görünce, kızın o gün kendinden neden o kadar emin konuştuğunu şimdi anlamıştı. Töreler sayesinde Welat ile evleneceğini en baştan beri biliyordu demek ki. Dalga, adamın verdiği bu karara şaşırsada, sevinerek ayağa kalktı. Avşin sayesinde bu dava kapanacaktı. Tabi kızın gönlü olmasaydı ve ondan her ne kadar nefret etsede, yine de karşı çıkardı ama gönlü vardı. Welat ise Dalga'nın bir şey demeden gittiğini görünce oyununun ters teptiğini anlamıştı. Avşin'i korur sanmıştı ama umduğu gibi olmadı. "Avşin'imi vermem." Diyen Haşmet Ağa ile Dalga'nın adımları durmuştu. 'Ne demek vermem? Torununa sor önce be adam.' Dedi içinden sinirlenerek. "Avşin'i isteyen olmadı zaten Haşmet Ağa." Diyen Welat'la, tüm adamların aklı karışmıştı. Renas Ağa, araya girdi. "Yahu oğlum kendin dedin az önce Avşin'i istiyorum diye." Dalga ise durduğu yerden hafif dönerek Welat'ı izledi. Adamın ne yapmaya çalıştığını o da anlamamıştı. Avşin'in de gülen yüzü solmuştu. "Kusura bakmayın ağalar." "Welat Ağa, lafı dolandırmada söyle kimi istediğini?" Demişti sinirle Haşmet Ağa ama Welat'ın, Avşin'den vazgeçmesi içine su serpmişti. Welat, merdivenlere yakın duran kıza gözlerini dikti. Dalga'yı gördüğü ilk günden beri istiyordu. Boşandığını öğrenmişti ve şimdi eline böyle bir fırsat geçmişken, geri tepmeyecekti. Genç kızın içini ise büyük bir korku sardı. "Ben Dalga'yı karım yapmak istiyorum." Adamın ciddi ve itiraz kabul etmeyen sesi, defalarca Dalga'nın kulaklarında yankılandı. Bunu kesinlikle beklemiyordu. Welat gözlerini kızdan çekip, ailenin erkeklerine dikti. "Bu dava anca böyle kapanır. Kararınızı yarına kadar açıklayın." Ayağa kalktığında, babası da sinirle ayağa kalkıp hesap sormak için oğlunun peşinden gitti. Bora, ayakta dona kalan kardeşinin yanına hemen gitti. "Şimdi anladın mı Dalga niye ondan uzak dur dediğimi?! Hoşlanmış işte senden şerefsiz." Diyerek Dalga'yı azarladığında, kız abisine şimdi hak vermişti. Haşmet Ağa bıyık altından gülerek onları izlerken, Barlas çocuklarının yanına gitti. "Sırası değil Bora!" Diyip Dalga'nın saçlarından öptü. "Ne seni nede abini kurban etmem kızım. Üzme kendini." Dalga tek söz etmeden hızla merdivenleri çıkarak kendi odasına gitti. *** Welat Ağa, konağa gelince ardından gelen öfkeli babası, konağı inleterek bağırdı. "Sen ne yaptığını sanıyorsun ulan?! Dul kadını alıp karın yapmak nedir?!" Adam sinirle babasına döndü. "Bana bu olayı çöz dedin bende çözdüm Agit Ağa.!" "Avşin'i alsaydın o zaman. Ne diye vazgeçip, o kızı istedin?!" Bunu diyen babasına öfkeyle bağırıp, "Çünkü ben o kıza aşık oldum!" Dedi. Bu konuşanlara şahit olan ev halkı hayretler içerisinde kalmıştı. Welat ilk defa bir kızı sevdiğini söylemişti ve bir kız için ilk defa babasına karşı geliyordu. Oğlunun bu haline şahit olan Agit Ağa, derin soluklar alıp tek kelime etmeden gitmişti...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD