7-Uzaklaştırma

1741 Words
Normalden daha erken kalktık bugün. Daha doğrusu zorla kaldırıldık. Müdire hanım sabahın köründe anons yaptı. Herkesi büyük salonda bekliyormuş. Bu kadının derdi ne anlamıyorum. Hep mi böyleydi yoksa ben geldikten sonra mı böyle oldu, bilmiyorum. Mine'yle beraber aşağıya indiğimizde abimi gördüm. Onunla doğru düzgün konuşamadım bile. Konuşup da ne diyeceksem... Her şey ortada zaten. Müdire hanım yine balkona çıktı. İlla ki boynumuz tutulsun dimi... gözleri hemen beni buldu. Ona bakmamak için kafamı çevirdiğimde Cengiz hocayı gördüm. Sinirli olduğu her halinden anlaşılıyordu. İçimden bir ses bu sinirinin Müdire Hanımla bir ilgisi olduğunu söylüyor. " Okulumun sevgili öğrencileri, sizleri erken saatlerde kaldırmamın sebebi okulun yeni kurallarını bildirmek için. Bu kurallar yeni gelen öğrencileri ilgilendiriyor. Her dersten puan alacaksınız ama son olarak büyük bir sınava gireceksiniz mezun olmadan önce. O sınavın sonucuyla da hangi ajan kategorisinde çalışacağınız belirlenecek. Son olarak altını çize çize belirttiğim yeni kural hepsinden önemli. Öğrenciler öğretmenleriyle duygusal ya da fiziksel bir ilişkiye girmeyecek. " deyip geri döndü. Son cümlesini söylerken gözlerini bir an olsun benden ayırmadı. Sanki sadece bana söylüyordu. Cengiz hocaya baktığımda gözlerinden ateş çıkacak gibiydi. Elini de yumruk yapmıştı. Bi dakka yaa... Bu Müdire, Cengiz hocayla beni... Yok artık... Tabi ya Cengiz hoca bu yüzden sinirli. Bu Müdire çok olmaya başladı artık. Kalabalığı yararak Müdirenin odasına çıktım. Kapıyı tıklatmadım. Karşısında beni gördüğüne şaşırmadı (!) nedense. Ağzını açmadı, benim konuşmamı bekliyordu bende istediğini yaptım. " Oradan bakınca salak gibi mi görünüyorum. Öğrenciler, öğretmenleriyle duygusal ya da fiziksel hiçbir ilişkiye girmeyecek derken beni kast ettiğinizi anlamadım mı sandınız?" Bağırmamak için zor tuttum kendimi. " Bu kurallar bütün öğrenciler için geçerli. Sen üzerine alınma. " Bak bir de dalga geçiyor benimle. Bende senin yaptığını yaparım o zaman canım. Masasına doğru yaklaştım. "Hahahaha. Siz benden korkmuşsunuz. Ne yapacağımı düşündünüz, yerinizi alacağımı mı yoksa?" " Sen kim benim yerimi almak kim? Disiplin suçu işlersen ya da derslerini geçemezsen okuldan atılırsın." Müdire hanım kafayı benimle bozmuş bunu artık çözdüm. Kendimden emin bir şekilde konuşmaya başladım. Kollarımı da göğsümde birleştirdim. " Maalesef sizi bu zevkten mahrum bırakacağım. Ben bu okulun en iyi ajanı olacağım. Hatta öyle ki herkes beni parmakla gösterecek. Bakın bu kız Sevil Acıtan'ın öğrencisi diyecekler. Siz de isteseniz de istemeseniz de benimle gurur duyacaksınız. Gelincik Pekmezci benim öğrencim diyeceksiniz." Aslında derdim onunla değildi ama zorla onunla uğraşmamı istiyor. " Çok güzel hayaller bunlar. " Bana bir gıdım bile inanmadı ve yarım ağız güldü bana. " Şimdilik hayal evet, ama bu anlattıklarımın hepsi gerçek olacak. Heh işte, yüzünüzdeki şu gülümseme var ya hayalimi gerçekleştirdiğimde ben size aynen böyle gülüyor olacağım. " dediğimde suratı düştü. O ağzını açmadan ben odadan çıktım. Bu kadın beni zorla ajan yapacak valla. Onu gıcık etmek istiyorum. Benim ne kadar iyi bir ajan olacağımı görecek. Bende ajan olmak istiyorum tabi ki de. Merdivenlerden inerken abim koşarak yanıma geldi. " Neler oluyor?" sorgulayan ses tonu ve abim... Onu sakinleştirmek için ellerimi kaldırdım. " Bir şey olduğu yok. Müdire hanımı çok özledim yanına çıktım." " Daha iyi bir yalan bulamadın mı Gelincik?" İnanmasını beklemiyordum zaten. " Açıkçası düşünmedim bile." Daha fazla kafa patlatamayacağım valla. " Bu kuralların değişmesinde senin bir payın olabilir mi kardeşim?" Neden abimle aynı akademideyim ki? O başka bir yerde olsaydı olmaz mıydı yani? " Başınıza taş yağsa benden bileceksiniz hee. Canı sıkılmış değiştirmiş kuralları. Okul onun, biz ne karışırız." Kuralları sırf benim yüzümden değiştiriyor bile olsa akademi onun akademisi olduğundan istediği gibi at koşturabilirdi. " Yedim say. Derslerim nasıl bakalım." Sonunda abi kardeş gibi konuşabileceğiz galiba. " Çok iyi. Bu okulun en iyi ajanı olacağım." Kendimden emin konuştum ve kararlıyım. Ama abim bana kahkahalarla güldü. " Fazla yükselmişsin sen in aşağıya." Dedi havaya bakarak. " Sen geç dalganı. İlerleyen günlerde görüşürüz. " dedim ve yanından gülerek geçtim gittim. Sabahın köründe kaldırıldıktan sonra derslere girmek benim için zordu. Başıma ağrı girmişti. Yatakhaneye çıkarken arkamdan biri adımı söyledi. Dönüp baktığımda Oğuz'u gördüm." Hayırdır ne oldu?" Oğuz’un endişeli bir hali vardı. " Birinci grupta kavga çıktı ve büyüyecek gibi duruyor. Tüm grupların başkanı sensin. Git müdahale et." Nefes nefese kalmıştı. " Neyi paylaşamıyorlarmış?" aynı rahmetli babaannem gibi konuştum. Yabancı değil ne de olsa çekmiş olmam normal. " Şu an bir önemi var mı? Git ayır şunları yoksa senin başına patlar bu durum." Dediğinde durumun ciddiyetini anladım. Koşmaya başladım. İyi de bunlar nerde kavga ediyor? Benim iç sesimi duymuş olacak ki ikinci kata çık diye Oğuz arkamdan bağırdı. Merdivenleri ikişer ikişer inip ikinci kata ulaştım. Kavgayı görmemek mümkün değildi. Kalabalığı yarıp kavga edenleri ayırdım. " Amacınız ne sizin neyi paylaşamadınız?" kavga edenlerden bir cevap bekliyordum. " Önce o bana saldırdı." Dedi daha iri yarı olan. Bir yandan da birbirlerine vurmasınlar diye ittirmeye çalışıyordum onları. " Yalan konuşma lan. Önce sen saldırdın." Deyince öbürü tekrar üstlerine yürümeye başladılar bende arada kaldım bu durumda. " Ayrılın bee. Neden kavga ediyorsunuz? Derdiniz ne?" bağırdım en sonunda. Benimde sabrımın bir sonu var yani. Arada kaynayıp dayak yemek istemiyorum. " Arkamdan atıp tutuyormuş." Dedi iri yarı olan. " Bak hala yalan söylüyor. Sen benim arkamdan öyle böyle demedin mi lan?" derken elini yuvarlak yaptı diğeri. İri yarı olan elini yumruk yaptı ama ben önce davranıp sorumu sordum. " Size bunları kim söyledi?" " Ben birilerinin konuşmalarını duydum." Artık daha sakindiler. " Bana da Gamze söyledi." İri yarı olanına bakakaldım. Gamze aklımın ucundan bile geçmezdi. Ortalığı karıştırınca eline ne geçecek ki? " Başkasının lafına bakacağına gelip sorsaydın." Birbirlerine doğru gelmeye başlayınca yine arada kaldım. " Sen sorsaydın lan." Deyip yine birbirlerine vurmaya başladılar. Arada kaldım iyi mi yaa? Az önce boşluğuma yumruk mu yedim ben? Ayırmaya çalışırken dayak yemek... " DURUN... AYRILIN... KİME DİYORUM BEN?... OKULDAN ATILDINIZ." Diye bağıran bu ses kesinlikle müdire hanımın sesiydi. Katta duran herkes dondu kaldı. Ben okuldan atılmamışımdır dimi? *** *** *** Odada çok büyük bir sessizlik hakimdi ve bu sessizlik canımı sıkıyordu. Bu kadın niye her yerde ki? Nasıl oluyor da her olayda hemen orada olabiliyor? Böyle giderse bu dört yıl bitmek bilmez. Sevil hanım odanın içinde dört dönüyordu. Ne yapacağına karar veremiyordu bence. Ben bu odadan bir kazaya kurban gitmeden çıkamayacağım anlaşılan. Bu kadın benim başıma çorap örmeden rahat etmeyecek. Sandalyesine oturdu ve artık konuşmaya hazırdı. "Hepiniz üçer gün okuldan uzaklaştırıldınız." Dedi ne kadar da sakin. NE! " Bende mi? " onların önüne geçtim. Sevil Hanım sandalyesinde geriye giderek parmaklarını birleştirdi. " Senin Türkçen zayıf galiba. Hiçbir dediğimi anlamıyorsun ya da yanlış anlıyorsun." Bana ceza verebildiği için mutluydu ve bir sakinlik çökmüştü üstüne. " Ben kavgayı ayırmaya çalıştım. Ben niye ceza alıyorum?" bu kadın zıvanadan çıktı ama. " Ayırabildin mi, hayır. Grupların başkanısın madem sorumluluğunu bileceksin. Kararlarımı seninle tartışmayacağım Gelincik. Uzaklaştırıldın! " Nasıl olsa Akademi onun olduğundan kuralları istediği gibi yönlendirilebiliyordu. " Hiçbir fırsatı kaçırmayacaksınız dimi?" deyip odadan çıktım. Karşımda abim, Mine ve Oğuz vardı. Olayların nasıl geliştiğini anlattım onlara. " Nasıl ya. Bu çok saçma." Dedi abim haklı olarak. Ve benim yanımdaydı. " Saçma maçma, okul onun okulu. Kafasına estiğini yapıyor. Ben hazırlanayım da gideyim." Boynum bükük yatakhanenin yolunu tuttum. Acıların çocuğuyuuum... biri kolumdan çekti. Elin sahibi Cengiz Hocaydı." Neler oldu? " " Ne olacak işte. Müdire hanım kavga edenlerle birlikte bana da üç gün uzaklaştırma cezası verdi. Eşyalarımı toplamaya gidiyorum işte. " Yapılacak başka bir şey yoktu. Cengiz hoca kollarını birleştirdi. " Bu haksızlık. " " Öyle ama yapılacak bir şey yok. Müsaadenizle hocam." Üstümü değiştirip birkaç parça eşya alıp aşağıya indim. Abim şehre inip bir otelde kalmamı söyledi. Mine ve Oğuz'la da görüştükten sonra kapıya doğru yürüdüm. Merdivenlerin başında Kel Mahmut gibi bekliyordu. Münir Özkul'u severim ama seni sevmiyorum Sevil Acıtan. " Diğer ikisi çoktan gitti." Dedi benim de gitmemi dört gözle bekliyordu. Çantamı önüme alıp ona doğru döndüm. " Tabi sizde meraklandınız, bu kız öldü mü kaldı mı ne zaman gidecek..." " Hayır, bu bilekliği vermek için geldim. Okulumun öğrencisi olduğun için ( yarım ağız "maalesef" dediğini duydum) bu bilekliği takman gerekiyor. Başına bir şey gelirse bunu kullanarak bize haber gönderebilirsin." Verdiği bilekliği bileğime taktım. İnceleme işini sonraya bıraktım. Okuldan çıkıp yürümeye başladığımda Cengiz hoca bir camdan, abim ve arkadaşlarım bir camdan bakıyordu. Kapıya baktığımdaysa Sevil Hanım halinden memnun bir şekilde gülüyordu. Bana karşı bir zafer kazanmıştı tabi. Bende olsam öyle yapardım. " Taş atın arkamdan, taş. Anca o zaman temelli gönderirsiniz beni." Sevil Hanımın gözünün içine baka baka söyledim bunu. Kazanan o olabilir ama bunun intikamını alacağım. Şehir merkezine otobüsün burdan kalkmadığını öğrendim. Mecbur o kadar yolu yürüyeceğim. Arabada geçmiyor ki otostop çekeyim. *** *** *** Bir pansiyon buldum ve yerleştim. Bilekliğimi incelemeye başladım. Metal bir bileklik, üstündeki taç modeli acil durumlar için kullanacağım tuş olmalıydı. Başıma nasıl bir acil durum gelecekse artık? Gerçi düğmeye bastığımda Sevil Hanım beni kurtarmak için gelmez bile. Benden kurtulduğu için sevinir. Odada yapacak bir şey bulamayınca bende dışarıya çıktım. Çok kalabalık bir yer değildi burası. Yoldan geçenler uğrayıp, bir şeyler alıp gidiyorlardı. Burada yaşayan da azdır. Ama ben üç gün burada kalacağım. Annemi aradım vakit bulmuşken.  Çok özlemişim onu. Okul hakkında sorular sordu. Onun anlamayacağı bir şekilde birkaç bir şey anlattım. Abimi şimdi daha iyi anlıyorum. Ağzımdan çıkan her kelimeye özellikle dikkat ettim. *** *** *** Geçen iki gün çok sıkıcıydı. Abimi, arkadaşlarımı hemen özledim. Sevil Hanımı bile özledim o derece yani... Akşama kadar odamdan çıkmadım. Televizyon izleyip durdum. Akşam üstüne doğru eşyalarımı toparladım ve pansiyondan ayrıldım. Okula gitme vaktim geldi artık. Uzun bir yol beni bekliyordu. Karnım guruldamaya başlayınca burada ki tek pastaneye girdim. Tost ve çay alıp bir masaya oturdum. Karşı masaya şapkalı biri oturdu. Çay içip bana bakıyordu. Şapka yüzünden yüzünü göremiyordum ama. Tostumu yiyip çayımı içip kalktığımda gözleri beni takip ediyordu. Ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. Korkaklık yapıp da kaçamam. Ben ajan adayıyım... Karşısına dikildim." Kimsin sen?" diye sordum. " Asıl sen kimsin? Önümden çekil." Önüne çıktığım için bana sinirlenmişti. Çok da umurumdaydı. " Sen beni kandırabileceğini mi sandın? Çıkar şu şapkanı." Deyip aldım başından şapkayı. Kahverengi gözleri vardı. Beni çekip tuvaletlerin olduğu kapıya verdi sırtımı. " Siz adamı gözden kaçırmayın." Dedi kulağına dokunarak. Polis mi acaba? " Senin yüzünden bütün operasyon mahvoluyordu. Ben sana ne yapayım şimdi? " burnumun dibine kadar girdi. Kendimi geri çektim ama arkam duvardı. Kaçacak yerim yoktu. " Bıraksan fena olmaz aslında." Dedim sevimliliğimi kullanarak. " Bırakmazsam ne yapacaksın?" beni duvara iyice sıkıştırdı. Cengiz hocanın öğrettikleri geldi aklıma. Dizimi karnına vurdum. Acıdan eğildiğinde dirseğimle boynuna vurdum ve ittirdim. Koşmaya yeni başlamıştım ki beni yakaladı. Bileklik geldi aklıma. Düğmeye basmak için hareketlendim ki ben düğmeye basamadan beni yine duvara vurdu. " Tekniğin iyi ama geliştirmen lazım." Deyip sırıttı. Sonra bakışları bilekliğime gitti ve bileğimi kaldırdı. " Sen ajan akademisindensin." Buyur burdan yak. Peki sen kimsin ve nerden biliyorsun akademiyi?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD