Yine her akşam olduğu gibi şirketten çıkıp kendi arabalarıyla evlerine gelen ağabey ve kardeş konağın kapısında karşılaşmışlardı. İkisi de yorgun sayılırdı ama birazdan kapıdan içeri girince yorgunlukları geçip gidecek eşleri onların tüm yorgunluklarını alacaktı. İki kardeşte bunu çok iyi biliyordu.
Kapıdan içeri girdiklerinde onlar haricindeki herkes avludaki sedirlerde oturmuş sohbet ediyordu. Çalışanlarda masanın son dokunuşlarını yapmışlar sofra enfes bir şekilde hazırlanmıştı.
Hoş beşten sonra hemen sofraya geçildi yemekler yendi ara ara gündemdeki olaylar tartışıldı, düğün haberleriyle gülüşülmüş, mutlu olunmuştu. Yemek Faslı bitip çay tatlı servisleri başlamış, sohbetler tatlılıkla devam ediyordu. Herkes huzurluydu. -Ama belki de bu sadece dışarıdan öyle görünüyordu kim bilir….-
Saat epey ilerlerken Bawer Dilan’bir bakış atarak odaya gitmelerini söylemiş, Dilan da başıyla onaylamıştı onu. Bawer annesiyle babasına odaya çekileceklerini söyleyerek Dilan’ın elinden tutup odalına geçtiler.
Kıyafet odasında üzerlerini değiştirip yatağa geçip oturdular tabi bu arada Bawer durmadan karısıyla uğraşıyor arada bir yüzüne, vücuduna öpücük konduruyor, güzel iltifatlar ediyordu. Tam birlikteliklerini yaşamaya başlayacaklarken Dilan birden acıyla kasıldı. Kasıklarına giren ağrı yüzünden iki büklüm olmuştu. Bawer endişeyle karısına baktı regl olmuştu karısı anlamıştı. Çünkü hep şiddetli geçerdi onun regl dönemi.
Hemen yerinden kalktı aşağı mutfağa inerek çalışanlara sıcak su torbası ve ağrıyı hafifletmesi için bitki çayı yapmalarını odaya getirmelerini söyleyerek Dilanın yanına geri döndü.
İlerleyen saatlerde Dilan’ın ağrıları bayağı bir hafiflemiş, çektiği sancılardan yorgun düşen bünyesi yavaş yavaş mayışmaya başlamış, uyku ile uyanıklık arasında gidip geliyordu. Bawer ayağa kalkıp komedinin üzerine baktı ama sürahi olmadığını gördü.
“ Delalım ben bir mutfağa su içmeye gidip geleyim, sen uyu istersen saat çok geç olmuş ikiye geliyor. “
“ Tamam hayatım git gel sen, çok uykum geldi zaten. “
Aradan geçen on on beş dakikanın sonunda Bawer odaya gelmiş gelir gelmezde hemen banyoya girmişti. Dilan uyku ile uyanıklık arasında bunu fark etmişti Banyoda fazla uzun kalmazdı aslında ama Bawerin banyodan çıkması yarım saatten fazla olmuştu. Ama en nihayetinde banyodan çıkıp giyinmiş ve yatağa Dilan’ın yanına geçip uzanmıştı.
Dilan sabah uyandığında karnı artık ağrımadığı için sevinmişti. Ama az sonra sevinci söndü, çünkü her zaman uyandığında kendini Bawerin kolları arasında bulurdu ama bu sefer Bawerin yattığı yerin boş olduğunu fark etti. Hiç erken kalkmazdı aslında Bawer, o da Zülal gibi uykuyu çok severdi. İyice ayılıp banyodan su seslerinin geldiğini fark edince kendi kendine rahatladı. Ama neden rahatladığını o da bilmiyordu.
Bawer banyodan çıkıp karısının uyandığını fark edince hemen yanına gelerek ona sarıldı.
“ Günaydın delalım nasılsın, daha iyi oldun mu, karnın nasıl oldu, ağrısı geçti mi? “
Diye sorularını art arta soruyordu. Dilan onun bu haline hafifçe gülümseyerek baktı.
“ Sayende çok iyiyim Ağam, karnımda ağrımıyor. Çok telaşlandırdım seni değil mi? “
“ Telaşlandım tabii delalım. Her ay ilk günün böyle geçiyor, doktorlar o kadar ilaç veriyor bir işe yaramıyor, nasıl endişelenmem senin için, sen benim biricik delalımsın! “
“ Ne yapalım ağam bende böyleyim işte, bu yüzden çocuğumuz olmuyor ya, doktorlarında bir suçu yok ki, ilaçlar ağrıma etki etmiyor. Ne yapalım hayırlısı böyleymiş!. “
Gözleri dolmuştu Dilan’ın çünkü kasıklarındaki kistlerden dolayı hem adet ağrıları çok oluyor hemde kocasıyla yeteri kadar bir birliktelik yaşamıyorlardı. Çünkü ağrıları fazla oluyordu. Zaten yavaş tempoda günde bir kez anca yapabiliyorlardı. Kasıklarındaki kistlerden kurtulmak için doktor ameliyat önermişti ama altı ay kadar da hastanede yatması gerektiğini söylemişti kistler bayağı tehlikeli yerlerde ve çoktu çünkü. Ama Bawer de Dilan da birbirlerinden uzak kalmak istemedikleri için özellikle de Dilan reddetmişti bunu. Zaten kistlerden haberdar olalı da dört ay olmuştu. Belki ameliyat olursa bir bebeği olma ihtimali bayağı bir yükseliyordu ama Bawer ile beraber ilerleyen bir zamanda yaptırma konusunda karar vermişlerdi. Çünkü şirket işleri şu sıralar aşırı yoğundu, Bawer bu süreçte karısıyla ilgilenememekten korkuyordu.
Bawer karısının dolan gözlerine hüzünle baktı.
“ Olur mu delalım, ne dedi doktor ameliyatla düzelecek merak etme şirket işleri biraz hafiflesin hemen ameliyat olacaksın üzülme delalım doldurma inci tanelerini gözlerine yakında her şey daha güzel olacak!. “
Dilan bir kez daha böyle bir eşi olduğu için Allah’a şükür ederek kocasına sımsıkı sarıldı. Çok seviyordu bu adamı, en çok da her zaman yanında olacağını bildiği için güveniyordu.
Hazırlandıklarına kanaat getirdikten sonra beraber kahvaltı sofrasına indiler. Yerlerine geçip oturdular. Baran Ağa da eşi Zülal ile gelip, sandalyelerine yerleştikten sonra her zamanki gibi Diyar Ağanın yemeye başlamasıyla kahvaltıya başlandı.
Bir süre sonra Bawer telefonunu unuttuğunu söyleyerek babasından müsaade isteyip masadan kalkıp odasına gitti. On dakika kadar sonra hafif kırmızı bir surat ve biraz hızlı nefes alıp vererek gelip masaya oturdu. Dilan kocasının telefonunu bayağı bir aradığını anlamıştı. Eşyalarını koyduğu yerleri unuttuğunu biliyordu çünkü. Sevgiyle Bawere bakarak, eşinin önündeki tabağa bir kaç parça daha kahvaltılıklardan koydu. Bawer eşine bakıp gülümseyerek tabağındakileri bitirdi. Kahvaltı sonrası erkekler yine her zamanki gibi ayaklanıp işlerine gittiler. Kadınlarda evdeki işleri halledip akşam yemeği hazırlıklarına başladılar..