Ayberk beni usulca soymaya başladığında içimde bir ürperti hissettim. Oda sıcaktı ama kazağımı çıkardığında ve atletimle kaldığımda sanki sudan çıkmış da nefessiz kalmışım gibi anlık bir nefes ama ihtiyacı hissettim. Sonra dudaklarımı yeniden öperken omuzlarıma ve bedenime dokunmaya başladı. Elinin sıcaklığı üst bedenimde dolaşırken alışmaya çalışıyordum bu hisse. Daha aşağıya, kalçalarıma indiğinde yine heyecanla titredim. Üzerimdeki atleti çıkardığındaysa açık mavi küçük çiçekli tül sütyenle kaldım önünde. Sobadan yansıyan kızıl ışıkların aydınlığında bana baktığında utandığımı anlamış olmalı ki, ‘’Çiçek. Çok güzelsin.’’ dedi hayranlık ve istekle. Uzun saçlarım omuzlarımdan göğsüme doğru dökülmüştü. Yüzüm muhtemelen utançtan ve sıcaktan kızarmıştı ayrıca. Gözlerine bakamıyordum. O hırçı

