Cuma günü öğle yemeğinde kızlarla otururken Göktuğ ve Ayberk’in bizim masaya geldiklerini ve Ayberk’in Işıl’ın yanına oturduğunu görünce tek kaşım hafiften kalksa da oralı olmadım. Işılsa durumdan gayet memnundu. Dahası Göktuğ da Sibel’in yanına oturmak zorunda kaldığı için Sibel de biraz keyiflenmiş gibiydi. Göktuğ’a tuzluğu uzatınca ona gülümsedi bizim uyuz ve nazikçe tebessüm etti. Yok daha neler, Göktuğ bir kıza gülümseyip nazik davranıyordu. Dün gece bu ikisinin kafasına yıldırım falan mı düşmüştü? üstüne bir de derslerle ilgili sohbete başladılar. Ayberk bana bir iki basit şey dışında kayda değer hiçbir şey söylememişti. Sanki birden iki yabancı olmuştuk. Ama Işıl’la gayet ilgili gibiydi, Işıl’ın da ağzı kulaklarına varıyordu. Ne yapıyordu bu ergen, aklınca beni yok mu sayıyordu o

