Pazartesi sabah erkenden Göktuğ ve Ayberk beni almaya geldiler. Kar havası vardı Ankara’da. ‘’Bıçağını aldın mı?’’ Sırt çantama vurup, ‘’Evet, tabii ki.’’ dedim gururlu bir ifadeyle. ‘’Göktuğ’un arabasında kış lastikleri var demiştin ama yine de hız yapmasın.’’ Babam uyarı listesini güncelliyordu ben çıkmadan önce. ‘’Yetecek kadar, hatta biraz fazla yiyecek ve ne olur olmaz diye birkaç bidon içme suyu alın. Kartında yeterince paran var.’’ ‘’Liste yaptık baba, yoldan alacağız ihtiyaçlarımızı. Merak etme.’’ İkizler yan yana durmuş, asık suratla, ‘’Biz niye gelemiyoruz ki?’’ diyorlardı. ‘’Çünkü siz davetli değilsiniz.’’ dedim ikisine dil çıkarıp. ‘’Göksu da bizi götürecek, biraz büyüyelim de. Görürsün sen o zaman. Biz de seni götürmeyeceğiz.’’ dedi Metehan sinirle bakarak. ‘’Biraz b

