Adrenalin ve Tutku❤️‍🔥

1258 Words
Kerim(Ateş) Eve nasıl geldiğimizi bile hatırlamıyorum. Bugün yaşadıklarımız, vücudumdaki adrenalin seviyesini fazlasıyla yükseltmişti. Yol boyunca tek kelime etmedik. Duru da en az benim kadar sarsılmıştı. Tanıştığımız günden beri ilk defa bambaşka bir Kerim görmüştü. Aslında, o bu gece ilk kez Ateş’i tanımıştı. Tabii, bunun ne anlama geldiğini anlaması biraz zaman alacaktı. Asansöre bindiğimiz anda kendimi tutamadım; bir an bile beklemeden dudaklarına kapandım. Duru bana karşı koymadı. Her koşulda, her durumda bana teslim oluşu egomu okşasa da, içimde bir yer kötü hissediyordu. Kendi içinde bana karşılık vermeye çalıştıkça bu, içimdeki ateşi daha da harlıyordu. Şu an aklımda tek bir şey vardı: içimde biriken bütün adrenalini, Duru’da kaybolarak dışa vurmak. Asansör kapısı açılır açılmaz elini tuttum ve eve doğru yöneldik. Kapıyı hızla açıp onu kendimle içeri çektim. Tekrar öptüm; her defasında daha tutkulu, daha yoğun… Sanki canını acıtmak ister gibi, ama beceremiyordum. Allah kahretsin, Duru’ya karşı o eski sert, soğukkanlı adam olamıyordum. Ne kadar denesem de olmuyordu, kendimi kandırmaktan yorulmuştum. Yapmam gereken belliydi: bu durumu bir an önce sonlandırıp planıma odaklanmalıydım. Ama o an beynimdeki tüm düşünceleri susturup, sadece Duru’yla yaşadığım anın içinde kalmak istedim. Gözlerinde gördüğüm aşk ve masumiyet beni benden alıyordu. Dudaklarından ayrılıp, “Beni deli ediyorsun,” dedim ve elini tutarak koltuğa yönlendirdim. Yukarı çıkıp zamanı kaybetmek istemiyordum. Hiç beklemeden tek parça elbisesini çıkardım. Üzerinde, siyah iç çamaşırları ve kırmızı stilettoları vardı. O an, karşımda durduğunda, dünyadaki en güzel şey gibi görünüyordu. Bugüne kadar pek çok güzel kadın görmüştüm belki, ama hiç birine duruya duyduğum bu derin arzu ve tutkuyu hissetmedim. O an, sadece duruya bakarak içimdeki duyguları anlamaya çalıştım. Gözlerindeki utangaç bakışlar, kirpiklerinin zarif hareketiyle birleştiğinde, sanki zaman durdu. O bakışlarda kaybolmak, ilk kez bir kadının içinde kaybolduğum an gibiydi. Duruyu, nazikçe koltuğa oturtup önünde diz çöktüm. Ellerimle, bacaklarını yavaşça okşayarak kırmızı stilettolarını çıkardım. Ve hayatımda hiç yapmadığım ve yapmayacağımı düşündüğüm şeyi yapıp iki ayağının üstüne birer öpücük kondurdum. O an, hiçbir kelimeye gerek yoktu. Sadece, hissettiklerimi ona aktarmak istedim. Kafamı kaldırıp duruya baktığımda gözlerinde şaşkınlık ve biraz da memnuniyet vardı. Bunu yaparken, durunun bana bakışlarındaki sarsılmaz güven ve merak, tüm bedenimi titretmeye yetti. Bir süre, dizlerimin üstünde onu izledim. Ardından, ayağa kalkıp ellerini nazikçe tuttum ve her iki avucuna dudaklarımı kapadım. Yüzündeki mutluluğu görmek, beni de içten içe huzurlu ve mutlu ediyordu. O an, onun mutluluğu, benim de mutluluğumdu. Onu yönlendirerek gömleğimi çıkarmasını izlerken, ellerinin nazik titremesini fark ettim. Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki, neredeyse her atışını duyabiliyordum. Düğmeler tek tek açıldığında, gömleğimi üstümden çıkardığında, o kadar zarifti ki... Bu kadar güzellik, hiçbir çaba sarf etmeden doğallığıyla büyülüyordu. İçindeki kadın, saf ve tutkulu bir varlık gibi kendini gösteriyordu. Ama o, bunun farkında değildi. Sadece o an, bana ve kendisine ait bir dünyada kaybolmuş gibiydi. Pantolonumu çıkarmak için yöneldiğinde, ellerinden nazikçe tuttum ve tekrar dudaklarından ısırarak onu öpmeye başladım.Yüzünü istemsizce buruşturdu. Canının biraz yandığını görmek, beni bir an duraklattı, ama gözlerinde benden gelen her şeye karşı bir kabul vardı. O anda, durunun bana olan güveni beni derinden etkiliyordu. Dantel sütyenini belini nazikçe okşayarak çıkardım. O kadar açıktı ki, ona dokundukça içindeki arzuyu daha da derinleştiriyordum. Her öpücüğümde, her dokunuşumda, o titremeyi hissetmek beni bir adım daha iç dünyasına çekiyordu. Boynunda uzun süre kaldım, dudaklarım her temasında yeni bir iz bırakma arzusuyla hareket ediyordum.boynunda sabah belli olacak bir iz bırakıp aşağılara doğru yol almaya başladım. O an,ikimizde tutkulu ve masum benzersiz anı yaşıyorduk. Aşağılara göğüslerine indiğimde ne kadar istekli ve tahrik olduğu gözlerimin önündeydi göğüsleri dikleşmiş ve her dokunuşumda daha da belirgin hale geliyorlardı.Göğüslerine nefesimi bırakınca kasıldı öpmeye başladığımda dudaklarından bastırmaya çalıştığı inlemeleri dökülmeye başladı.Bu inlemeler hayatımda duyduğum en güzel melodiydi.Tekrar önünde diz çöküp küçük çamaşırını nazikçe çıkardım gözlerine bakıp önce koklayıp sonrada öperek cebime koydum senin kokuna deli oluyorum diye fısıldadım. O üzerindeki şaşkınlığı atmadan masum kuytusunu öpmeye başladım. Durunun en tahrik olduğu şeylerden biri buydu bu keşfetmem çok kolay olmuştu çünkü duru saklanmayı oynamayı bilmiyordu ve ilişkiyle ilgili her şeyi benden öğreniyordu bu bana kendimi daha da iyi hissettiriyordu.Uzun bir süre onu öpüp yalamaya devam ettim ellerini saçlarıma geçirmiş farkında olmadan çekiştirip beni kendine daha çok bastırıyordu offf bu kız beni deli ediyordu sona yaklaştığını fark edince hızla çekilip ayağa kalktım. Yüzüne memnuniyetsiz bir ifade oturdu ama bir şey söylemedi. Tekrar dudaklarından öpüp pantolonumu ve baksırımı seri bir hareketle çıkardım. Gözleri istemsizce aletime kaydı ve dolgun dudaklarını ısırmaya başladı. Gözleri büyümüş bir şekilde beni seyretmesini izledim.Sonra dudaklarından çok büyük dediği kelimeler döküldü.ve kafasını kaldırıp gözlerime mahcubiyetle baktı.Yanına yaklaşıp ellerimi saçlarının arasına koyup kendime yaklaştırıp yine dudaklarında kayboldum sonra kulağına yaklaşıp fısıldayarak. Evet büyük ve gece sana dün geceden daha büyük bir zevk yaşatacak diyip kulak memesini ısırdım ve unutmadan prenses o dudaklarını ısırdığında ağzına başka şeyler yapma isteği uyandırıyorsun bende ama bunun için birazda bekleyeceğim diye tebessüm ettim. Duru utançtan kıpkırmızı oldu. Bu kız tam bir felaketti her hareketiyle beni dağıtan. Koltuğa oturup onu kucağıma ata biner pozisyonda oturttum dudaklarından öpüp gidişatı ona bıraktım bir süre afallasa da hemen sonrasında oda beni öpmeye ve aletime sürtünmeye başladı öğreniyordu. Bir süre sonra hiç beklemediği bir anda kendimi tamamen içine ittim nefesi kesildi.Kerim bu çok derin seni çok derinlerimde hissediyorum dedi kısık sesiyle ve dedim ve bu çok güzel dedi ondan bu sözü duyduktan sonra hızımı artırarak kucağımda ona delice dolmaya başladım ne kadar hızlansam yetmiyordu bana ve ben her geçen dakika hızımı daha da artırdım kucağımda ritmime ayak uydurarak inleyip sırtımda tırnaklarıyla hatrı sayılır izler bırakmaya devam ediyordu. Bir süre kucağımda içine dolduktan sonra ayağa kalkıp onu ters çevirip sırtından öpüp kokladıktan sonra tekrar içine sertçe girmeye başladım doyumsuzdum ama sadece duruya karşı böyle hissediyordum. Kerim artık gücüm kalmadı dedi kısık sesiyle tutmasam yere düşecek kadar yorulmuştu. Biraz daha güzelim doyamıyorum sana deyip hızımı artırdım defalarca gidip geldikten sonra onun altımda titremeye başlamasıyla bende kükreyerek içine yağmaya başladım aldım zevk ve tatmin inanılmazdı. Duru kollarıma yığıldı. Hem yaşadığımız heyecanlı anlar hem de uzun süren seksin sonunda bedeni yorgun düşmüştü. Kucağıma alıp yatak odasına götürüp yatırdım. O kadar yorgundu ki gözlerini bile açamıyordu. Ama yüzünde huzurlu ve mutlu bir ifade vardı ve bu beni çok memnun ediyordu. Bir süre sigara içip Duru’yu izledim. Yatağıma gökten düşmüş bir melek gibiydi; açık kumral saçları yatağıma dağılmıştı. O kadar masum ve savunmasız görünüyordu ki ilk kez onu bu intikamın bir parçası yaptığım için pişmanlık duydum. Sessizce, “Üzgünüm, masum prensesim,” dedim. Bir süre salonda oyalanıp birkaç kadeh daha içtikten sonra sabahın erken saatlerinde Tan’a “Spor salonuna gel” diye mesaj attım ve aşağı indim. İçimde biriken bütün öfkeyi, kızgınlığı bastırmak için kum torbasına deli gibi yumruk savurdum. Tan’ın beni izlediğinin farkındaydım; ama öfkemi dinip sakinleşene dek duramayacaktım. Bir süre daha yumrukladıktan sonra yere oturdum. “Abi, rahatladın mı? Bari dün geceden beri dövmeye doyamadın,” diye takıldı Tan. “Adamı aldınız mı?” diye sordum. “Aldık abi, gereken yapıldı, merak etme,” dedi. Aslında Duru’ya dokunan her uzvunu tek tek parçalamak istiyordum; ama susup söylemedim. Tan, “Biliyorum,” der gibi bana bakıyordu. “Tamam Tan, bana öyle bakmayı bırak. Haklıydın; Duru çok farklı. Belki onu bu oyuna hiç dahil etmemeliydim. Ama artık çok geç ne yazık ki onun da bu oyunda canı çok yanacak.” “Abi, geç değil,” dedi Tan. “Olmaz Tan, bütün planı artık değiştiremem,” dedim; ilk defa sesimde pişmanlık vardı. “Bu konuyu bir daha açma. Başladığımız işi ne pahasına olursa olsun bitireceğiz. “Abi bir daha düşünsen dedi “Tan ısrarla. Hiçbir şey söylemeden sadece gözlerine baktım o ne demek istediğimi anlamıştı. Kafasını sallayıp “tamam “ dedi sadece. Öğleden sonraya bilet ayarla Türkiye’ye gidiyoruz. Hem işleri çok ihmal ettim hem de artık zamanı geldi; birileriyle tanışmanın…”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD