Gölde Balık Çok

831 Words
Off bir de mini etek giymiş diye iç geçirdi oğlan, kızın izlemeye doyamadığı ve asla amacının moda tutkusu olmadığı şovlardaki kızlara taş çıkaran yürüyüşünü izlerken ağzı bir karış açık kalmıştı. İtiraf etmeliydi bu kadarını beklemiyordu, karamsar biri olduğundan değil.O asla karamsar biri olmamıştı genelde bardağın dolu tarafını görmeyi tercih ederdi ama ortak arkadaş ayarlaması dateler genellikle yalnızlığınızın bir kilometre öteden kokusu alınır hale geldiğinin belgeli tanıklı halidir ve doğası gereği bu buluşmalarda beklentiyi yüksek tutmamak iki taraf için de daha iyidir. Tabi bu bariz gerçek bu buluşma için es geçilebilirdi, gecenin sonunu kız daha masaya oturmadan görebiliyordu. Eh ama temkinli ve yavaş ilerlemeliydi, yoksa böyle leziz bir ziyafet avcunun içinden kolaylıkla kaçıverirdi! Kız mekanda onu arar gözlerle bakınırken yapılacakları to do list tadında büyük bir zevkle listeledi,önce bir kahve içerlerdi. Ardından bir kaç klişe olmaktan uzak espriyle ortamı yumuşatabilir ve kendisini sempatik gösterebilirdi. Belki de araya belaltı espriler serpiştirirdi ama nabız ölçe ölçe... Evet kızın nabzını tutması önemliydi! Ve güven oyunu alır almaz, o mistik soruyu soracaktı elbette: Burası seni de biraz basmadı mı? Ve oltayı atacaktı: Bildiğin güzel bir mekan varsa oraya geçebiliriz... Ardısıra bir kaç bira ya da ufak bir şişe açtıktan sonra o kritik soruya olumlu cevap verecek kıvama gelmiş olurdu: Bu kadar ses bana fazla geldi... Bana gidelim mi? Ve ardından çanlar çalmaya başlardı; seks,seks,seks... Düşüncesi bile tatmin etmişti, sabırsızlıkla dudaklarını yaladı. Kız işte o esnada tam da karşısında duruyordu.Sarı altın bukleleri omzundan dökülüyor, kusursuz teninde dolgun pembe dudakları kiraz gibi parlıyordu, kar kadar beyaz yenice manikür yaptığı her hali belli elini tanışmak için uzattı. Meleklerin kanat çırpışı kadar huzur verici bir ses tonuyla şakıdı, -Merhaba, Sare ben ve siz de... Kızın uzattığı elini havada avına yaklaşan bir kaplan çevikliğiyle kapan oğlan günlük hayatında kullanmadığı kadar kibar bir üslup takınarak, -Bora, güzel hanımefendi. Ve sizle tanışmak büyük bir zevk... Çocuğun yüzüne sadece yavşak gurmelerinin anlayabileceği inceden bir sırtlan gülüşü yerleşti ve bu detay kızın gözünden kaçmadı. Elini kavrayan sıcak parmaklardan çarçabuk kurtuldu, ön yargılı olmamak için gülüşünü korumaya özen göstererek: -Sipariş verdin mi? diye sordu.Oğlan yüzündeki askıya benzer gülüş eksilmeden cevapladı, -Light karamel machiato alabilirim ama sütü laktozsuz olsun,teşekkürler. Şaşkınlıkla kalkan kaşlarını olağanüstü bir ciddiyetle gizleyen kız az önceki neşesinden ödün vermeksizin, "Peki." dedi.Sipariş vermek için ayağa kalkarken içinden yine çattık, hem de ilk dakikadan diye söylenmeden edemedi. İçinde daha şimdiden alev almış bir öfke vardı, yine de bar adasına yanaşıp siparişi verirken öfkesini kontrol altına almaya çabaladı. İşte tam da o esnada gözü yan masada oturan sevimli bir çifte seçti, lanet algıda seçicilik! Bu ilkokulu beraber okuduğu arkadaşı İpek'ti ve yanındaki de, onun bay doğrusu... Ortaokuldan beri beraberlerdi ve evlenmek için üniversite mezuniyetini zar zor beklemiş, kep atar atmaz imzaları atmışlardı. Üç dakikadır tanıdığı çocuğun laktoz intoleransı dolu siparişini verirken şanslı sürtük diye söylemekten kendini alamadı, başkalarının mutluluğunda gözü yoktu sadece anlayamıyordu. Aynı mahallede büyüyüp aynı okula gittiği arkadaşı hayatının aşkıyla kahvesini yudumlarken o nasıl oluyordu da 28'inde ve hala o arkadaş zorlaması datelerden birinde sıkışıp kalabiliyordu?! Kuşkusuz önceki hayatında karmanın bir ömür ağzına etmesine yetecek kadar halt yemiş olmalıydı! Hazırlanan kahveleri tepsiye alırken yan gözle itici derecede tatlı çifti kesmeyi de ihmal etmiyordu ve duymaması daha hayrına olacak o sözleri duydu: Arkadaşı ilk bebeğine hamileydi... Mutlu bir ilişki, huzurlu bir evlilik ve şimdi de: annelik! İyice sinirleri bozulmuş bir şekilde masaya dönmek için acele etti, şu an ihtiyacı olan son şey arkadaşının hamileliğini sahte bir mutlulukla kutlamak ve beraberinde onun acıma dolu bakışları altında ezile büzüle kendi acınası hayatını olduğundan iyi göstermeye çabalamaktı. Bugün tanrılar onun yanında olmalıydı çünkü fark edilmeden yanlarından geçip giderek masaya dönmeyi başardı ve bunu yaptığında ortasında olduğu prenses erkek date gözüne az önceki kadar kötü görünmüyordu. Herkesi reddede reddede şimdiye kadar kimseyle ikinci buluşma şansı olmamıştı! Az önceki talihsiz kulak misafirliğinin teşvikiyle masaya oturduğunda daha bir açık fikirliydi. Baştaki gülüşünü bozmaksızın, -Afiyet olsun, laktozsuz light karamel machiaton... Gülüşünü yarım bırakan çocuğun sabrını denercesine isyanı oldu, -Naptın güzelim ya buzu çok ama! Nasıl içeyim ben bunu? Boğazlarım şişer sonra... Seni de boğazlarını da diye söylenecek gibi olsa da az önceki mutlu çift tablosunu anımsayınca lafını istemeye istemeye yuttu. Sakindi, dingindi, asla öfkeli değildi ve evreni tüm güzellikleriyle kucaklıyordu... Evet mantrayı zihninde bir tekerleme misali tekrar etmek kahvenin içindeki buzlarla çocuğun ciğerini parçalamaktan onu alıkoymuştu, alıkoymak ne kelime şu an tek kelimeyle...Öfke kusmanın tam zamanıydı! İçinde tuttuğu ne var ne yoksa bir hışım kustu, -Bu yaşına kadar evde kalmana şaşmamalı! Sipariş verecek kadar bile erkek değilsen ne diye bu lanet buluşmaya geldin ki?!Laktozsuz olsun lütfenn... Sen ve siktiğim laktoz intoleransın siktirolup gidebilirsiniz! Ne olduğunu idrak edemeyen çocuk sandalyesinde iyice büzüştü, öfkesi duvara çarpıp geri gelmiş gibi hisseden kız bu tepkisizliğe daha da sinirlendi ve bir hışım ayağa kalktı. Çocuğun baka baka bir kaldığı uzun ve biçimli bacaklarını da alarak her adımında öfkesi daha da katlanarak hızla uzaklaştı. Çocuk hala aynı noktadaydı, başladığı yerde. Elinden taze av kaçırmış bir yırtıcının dehşetiyle başı bıkmışlıkla önüne düştü. Neyse ki İstanbul gibi bir şehirde -gölde- balık boldu. Hem de bir kaç dakika içerisinde kendini toparlayacak kadar...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD