4. Bölüm

1513 Words
Merhabalar.... Artık ismini bilmediğim köye bayağı adapte olmaya başlamıştım, sevmiyorum bu köyü, ülkeyi insanlarını hatta kendimi bile. Yerimden kalkıp sessizce mutfağa gittim en keskin olan bıçağı aldım elime, intihar edecektim kararlıydım, boş odaların birine girdim tam bıçağı koluma doğrulttum, intihar edecekken hızla kapı açıldı,  içeri giren kişiye baktım zeyn di hızla geldi. Elimde ki bıçağa baktı arkasını dönüp, gelen giden varmı diye bakıp kapıyı kapattı.  *Hayat ne yapıyorsun sen *dedi sessizce  *Yaklaşma zeyn ben burda olmak istemiyorum bırakın gideyim ben bu ülkeye bu eve ait değilim * Derken yine kapı hızla açıldı Hüseyin sinirli bir şekilde gelip elimde ki bıçağa baktı. Korkudan bıçak elimden düşerken Hüseyin hızla gelip yüzüme tokadı indirdi, Yere düştüm tekme attı karnıma dövüyordu her yerim acı içinde idi cenin pozisyonu alıp gelecek olan tekmelerden kendimi korumaya çalışıyordum. Zeyn babasını durdurmaya çalışmaya başladı Hüseyin iyice kendinden geçmişti ve ölecektim zaten bende bunu istemiyormuydum ama ölümüm bu ülkede olsun istemiyordum. Sahi ben ne istiyor dum ? İnanın bilmiyorum, hayat beni öyle bir bezdirdi ki hiç birşey istemiyorum dum ben sopa yerken zeyn Zorluk la babasını durdurmaya devam etti bı anda durup. Zeyne baktı ve yine tiksinç bir ifade ile  *Zaten ölmek istemiyormuydu zeyn bırak öldüreyim, ama hayat hanım burdan artık gidemezsin akıllı ol *diyip yerdeki  acıdan kıvranan bedenime tükürdü ve. Gitti Zehra anne yanıma geldi beni usulca yattığım yerden kaldırdı, dizlerine yatırdı Hafsa bı tas su ile bez getirdi kanayan yerleri temizlediler, gülsüm nine bana bakıp ağlıyor du. Zehra anne de kendi canı acıyor gibi bakamıyordu. Zeyn ise öylece dikiliyor du birden kapı açıldı ve içeri tanımadığım biri girdi Alya kucağında idi  *Baba *diyordu yeni konuşmayı öğrenen küçük kız Muhammed ise bacağına sarılmıştı. Hafsanin gözlerinin içi patlamıştı resmen Zehra anne ise beni hafifçe. Bırakıp kalktı ve oğlu riyada sarıldı  *Oğlum hoş geldin*diyen Zehra anneye sarılan riyad  *Hoş bulduk annem * diyip ellerini öptü Zehra anne tekrar sarıldı Hafsa utanrak bakıyordu kocasına ben de o anda zeyne baktım zeyn ise abisine bakıyordu. Bı ara döndü bana baktı bende baktım ama yüzüm vücudum hâlâ sızlıyordu. *Anne bu kız kim * *Zeynin eşi oğlum *dedi Zehra anne riyad abi bana baktı  *Ne oldu peki * *Karın anlatsın sana *diyen Zehra anne odayı gösterdi. Riyad ve Hafsa odalarına geçti Zehra anne de bana bakıp  *Kızım sen dinlen hem elinde iyi olmadı yemek hazır zaten *diyip çıktı zeyn yanıma geldi  *Hadi odamıza geçelim * diyip elini uzattı kalkamayinca, zeyn zar zor eğilip beni kaldırdı. Yerimden kaburgalarım  kırılmıştı herhalde sanki batıyordu  *Ah ne hayat neden böyle yaptın *diye ilerlemeye başladık. Birsey demedim çünkü konuşmak istemiyordum. Koluma girip beni odaya götürdü bende bende komutlarına ayak uydurdum ve odasına girmiştik  beni yattığı yatağa yatırdı. Hiç ses etmedim ne kadar uyudum bilmiyorum ama her yerim  sızlıyordu Hafsa birşeyler eziyordu yine bana döndü. Üzülerek bakıyordu elindeki kabı alıp yanıma gelip oturdu. *Bunlar şifalı otlar annem senin için topladı  bende ezdim hiç birşeyin kalmaz sabah canım benim * *Hafsa teşekkür ederim*  dedim minnet le gerçekten minnet duymuştum  *Hiç sorun değil bacım ne olur birdaha kendine zarar verme ne olursun bak hayat gerçekten çok korktum sana birşey olacak diye * *Tamam canım söz veriyorum birşey yapmayacağım * *Tamam hadi ozaman şunları süreyim babam yok bugün zaten gelmedi hâlâ. Nerdeyse *dedi  *Hiç gelmese keşke *diye homurdandim Hafsa güldü bende patlak dudakla gülmeye çalıştım ama dudağım sızladı *ahh *diyip durdum. Hafsa elindeki tastan aldığı otu dudağıma sürdü diğer tasta ki lapa olmuş otu,  üzerimde ki uzun penyeyi sıyırıp. Şifalı dedikleri otu sürdü tenime bez parçası nı sardı karnıma. Zeynin yanimda oturduğunu yeni görmüştüm acırmış gibi baktı bana  *Gerçekten öldürecek miydin kendini  Nasıl kiyacaaktin söylesene ah hayat ah gerçekten sabır nedir hiç bilmiyorsun seni tanıyalı 1 ay oldu nasıl bir yapıya sahip olduğunu inan anlamadim*  zeyn bir iç çekti kalkıp gaz lambası nı söndürüp çıktı odadan bende sağıma dönüp göz yaşlarımı serbest bıraktım. Yine aklıma o küçük odam düşmüştü küçücük ama içinde hayat buluyordum. Kitaplarım vardı ben okuyacaktım hayalim öğretmen olup, minik öğrencilerime birşeyler öğretecektim hayat dolu oluyordum odamda ama burda ne huzurum nede kendime olan inancım herşey den uzaklaşmak istedim sadece bir an için ama olmadı yine bu odada yine tek başıma yim  Arkadaşlarım düştü aklıma buluştuğumuz zaman vakit nasılsa güzel geçerdi ah ah ah gençliğim elimden alınan hayatım. Seni ömrüm boyunca affetmeyecegim baba öbür dünyada bu dünyada iki elim yakanda olsun ağlamam hıçkırıklara dönüştü. İyileşince kaçmaya karar vermiştim ama bu planı nasıl devereye koyacaktim ilk isim kimliğim ve pasaportumu bulmak olacaktı ama nerde idi hiç bı bilgim yok tu  1 ay sonra  evet ömrümden cehennem gibi 2 buçuk ay geçmişti ilk bir hafta çok kötü hastalanmış tim bir şifacı getirdiler. Ve birşeyler verdi yavaş yavaş düzeldim. Bu zaman diliminde zeyn olsun Hafsa olsun Zehra anne olsun hiç yanlız bırakmadılar. Riyad abi geldiği için Hüseyin çalışmaya gitmişti yurt dışına ve 3 haftadır yoktu o olmayınca bu evde kahkaha atılıyor güzel konuşmalar oluyordu gülsüm nine de şehirde ki kardeşinin yanına gitmişti. İyice durumu kötü olduğu için hastaneye kaldırılmış. Zehra anne gün içinde ahır la uğraşıyor zeyn daha iyiydi. Artık dolaşmaya başlamış hatta tarlalarından buğday topluyorlar dı. Benim Arapçam artık anlaşacak kadar vardı kendimi idare ediyordum yaz ayı burda öyle kötü ki nem sıcaklık insanı mahf ediyor du gece sivrisinek ten yatılmiyor gündüz ise kara sinek ten  *Hafsa sen yarın evde kal hayat yarın tarlaya ekin biçme ye gideceğiz seninde artık öğrenmen lazım kızım * *Tamam *dedim sadece zeyn bana baktı birşey demedi iki gün sonra onunda ameliyatı vardı. Orak denilen şeyi elime ilkkez almıştım. Çok zor bir işti sıcak bir yandan başak bicmesi bir yandan terler boncuk boncuk vücudum dan akıp gidiyordu. Akşam olmuştu artık yorgunluktan ayaklarım titriyor du resmen eve geldiğimizde yorgunlukla kendimi balkondaki mindere attım Zehra anne bana güldü. Hafsa sofrayı hazırlamış tı elimi yüzümü yıkadım bende Su getirip büyük bir açlıkla yemeğimi yedim. Herkes resmen bana gülüyordu. *Yenge senin böyle yemek yiyeceğini bilseydik daha önce tarlaya görürdük* Zehra anne zeyn Hafsa güldü bende tebessüm ettim. Bulgur pilavı öyle güzel olmuştu ki bardağım da ki son ayranı da içince kalktım. Sofradan karnım resmen iki aydır yeni doymuş gibiydi iyice zayıflamış tım yeşil gözlerim ferini kayıp etmiş beyaz cildim güneş yanığı olmuş tu resmen ben ben olmaktan çıkmıştım. Hafsa ile sofrayı toplayıp Hafsa beni yoruldum diye bulaşıkları yıkamak için geçti başına bende bir duş almak için yine yeşil kalıp sabunu aldım geçtim banyoya kazanda ki suyu idare li kullanarak yıkanıp çıktım. Resmen yorgunluktan sivrisinek ne düşünmeden odaya geçtim zeyn uyumamış tı hâlâ bana baktı saçlarımda ki havluyu çıkarıp taradım zeyn hiç ses çıkarmadan beni izliyordu. Kırık aynadan gözüm zeyne kaydı tam bir Arap erkeği gibiydi kara Kaş Kara göz 175 boylarında idi Aslında yakışıklı denilebilir di  Arkamı dönüp zeyne bakmaya devam ettim *zeyn babanı gerçekten seviyor musun?*  *Evet kim sevmez ki babasını *diyerek yanıtladı  *Ben artık sevmiyorum biliyormusun* dedim  *Hayat aslında senin le benim kaderim aynı * *Nasıl * dedim  * Ee seni de baban istemedigin bir yere gönderdi beni de istediğim biri ile evlendirdi* *Bende istemeyerek evlendim * saçlarımı toplayarak *Biliyorum kimse sonuçta Türkiye gibi yerden hasta biriyle evlenmek ister ki * *Estağfurullah * *Doğruya doğru hayat * *Aslında evlenmek istemiyordum ben öğretmen olmak isterken * dedim sustum birşey diyemedim gözlerim doldu zeyn birşey demedi bana baktı sadece  * İki gün sonra ameliyatım var biliyorsun bana dua edermisin iyileseyim* *Tabiki ederim * dedim kalkıp gaz lambası nı söndürdüm zeyn de iyi geceler diyip uyudu  Sabah yine başak tarlasına gittik gerçekten çok yorucu bir işti sıcak beynimize beynimize işliyor du resmen su dayanmıyor du ter zaten hiç durmuyor. Tarlanın bitmesine çok az kalmıştı riyad abi bitirmeden gitmeyelim diyince gözüm dört olmuştu resmen hızlı hızlı biçme ye devam ettik akşam 21:30 da eve gelmiştik. Yorgunluktan sıcaktan remlsmen nefes alamıyordum hemen duşa girdim çıktım Hafsa da sofrayı hazırladı ve yemeğimizi yiyip bu kez beraberce işleri halledip herkes odasına yine geçmişti. Ameliyat günü gelmiş çatmış tı Zehra anne iki gündür resmen ağlaya ağlaya işi bitmişti. Yanına gidip oturdum  *Anne ağlamak ile elinden birşey gelmez lütfen dua edelim sağ salim gelsin diye olur mu * Tamam diyip kalkıp abdest aldı namaz kıldı önce daha sonra Kur'an'ı Kerim okudu bizde Hafsa ile ahırı temizledik süt sagdik evet artık süt te sagiyordum. Her işi yavaş yavaş öğreniyordum buraya alışıyor muydum evet çünkü artık kimse den gelecek bir umut kalmamıştı Melahat abla dan bile ses soluk yoktu gerçi olsa da nasıl haber alacağım ki elektirik yok tu  hiç bir teknolojiye sahip değildi köylü kadınlar zaten hemen bir dedikodu içinde idi  İyileşince kaçacağım demiştim ama yapamadım bulamadım ne kimliğimi ne pasaportumu Hüseyin de anlamış kaçacağımi açık dille uyardı beni. *Eğer daha fazla kimlik ve pasaportunu ararsan seni öldürürüm *demişti pislik adam  Bugün zeyn ameliyata giderken içim bir tuhaf olmuştu üzülmüştüm ama öyle eşim gitti diye değilde herhangi biri gitmiş gibi olmuştu tamam daha fazla olabilir. Hüseyin bugün oğlu ameliyat olduğu için gelmişti yüzüne dahi bakarsım gelmiyordu tiksiniyorum bu adamdan Bide elini uzatıp öptürmez mi kusmak istiyorum . Emine artık sık sık gelmiyor biraz ileride evleri neden bilmiyorum ama Hüseyin gelsin istemiyor yine karıştırdığı birşey var ama hayır olsun  Zeyn ameliyatan şükür sağ salim çıkmıştı ama Zehra anne yi şehire götürmemişler di kadın meraktan resmen ölüyor du Hüseyin sadece iyi olduğunu söyleyip geri gitmişti.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD