3. Bölüm

1565 Words
Gerçekten saçma sapan bir senaryo içinde idim 2 hafta içinde babam tarafından yabancı adamlara satılmış. Ardından yaşlı bir adamla evleneceğimi sanmıştım ve ardından Hüseyin'in hasta oğlu ile evlenmistim. Gerçekten bünyeme bu olanlar çok fazla idi. 2 hafta da hayat nasıl alt üst olur bunun canlı örneği bendim sanırım.  Hoca nikahımızı kıymak için mindere oturdu beni de Hafsa zeyn dedikleri kişinin yanında ki mindere oturtup bekledi hoca arapça birşeyler dedi çok az anladım. Daha sonra 3 kere kabul ettin mi diye sordu ama ruhum beynim benliğim avaz avaz hayır diyordu. Gözlerim doldu Hüseyin ters ters bakmaya başladı. Kafa salladım evet dedim 3 kere zeyn de aynı benim gibi bir yandan hayır demek istiyor ama babasının korkusundan evet demek zorunda kalmıştı. Artık resmi olmasada Allah katında evli idik zeyn ile Hüseyin ikimize bakıp hocayı gönderdi Zehra yanımıza gelip. Oğluna baktı bana baktı üzüldüğümü bildiği için sessizliğini korudu. Hüseyin tekrar gelip karşımıza geçti zeyn ters ters babasına baktı ama hiç konuşmadı, bende hiç konuşmadım Zeyne inat ben ağlamak istiyordum gözlerim dolu dolu idi. *Artık evlisiniz hayat sen oğlum zeyne bakmakla yükümlüsün. Ve iyileşince elbette birbirinize karşı görevlerinizi yapacaksiniz ama şimdilik zeyne çok iyi bakacaksın * *Neden oğluna hizmetçi mi aldın oğlun kendine bakamiyormu *dedim sinirle yerimden kalkarken  *Ses tonuna dikkat et gelin hanım artık sende bu evde gelinsin hizmetçi değil emin ol hizmetçi de olabilir din çünkü baban seni sattı para için *dedi iğrenerek  *Satmış olabilir ama ben burda çok kalmayacağım Hüseyin efendi sizin gelininiz olamayacağım yeter artık 2 haftadır beni ben olmaktan çıkardınız bu üstümde ki ney ben böyle giyinmek istemiyorum sizin evinizde kalmak istemiyorum * derken Hüseyin yüzüme çok sert bir tokat geçirdi dudağım dan gelen metalik tat kanadigini belirtiyordu  *Allah önce babam olacak o adamın sonra senin belasını versin iğrenç birisiniz * Hüseyin iyice sinirlemis ti boğa gibi üzerime gelirken Zehra önüne durdu. Arapça konuştu yine sadece anladığım *yapma *idi Hüseyin bir tokat ta karısına vurdu bana  da bakıp çıktı zeyn birşey demeden durdu yerimden kalkıp Zehra'nın yanına gittim  *Özür dilerim benim yüzümden oldu *dedim işte benim kendime çizdiğim sınır bu kadar di çünkü Zehra ağlamıyor du ama kırıklıkları belli idi  *Ne olur Hüseyin'e karşı gelme kızım bak ben senin ne çektiğini anlıyorum ama ne olur *dedi sustum çünkü Hüseyin'e karşı susmayacaktim benim burdan gitmem lazım dı ama şimdilik susacaktim. Kafamı salladım Zehra da sessizce çıktı zeyn bana baktı birşey demeden sağına dönüp yattı. Bende sağıma soluma baktım önce  gaz lambası ni kapattım, sonra halının üzerine çıkardığım bukrayi serip yattım. Sabah artık kimse çağırmadan erken den uyanır hâle gelmiştim, nazım Melahat ablaya imiş gerçekten onları çok özledim bu ailede hiç sevgi kırıntısı yok ama Zehra'nın hakkını yemeyim iyi bir insana benziyor.  Kalktım odadan çıktım Hafsa günaydın dedi kızı Alya ya yemek yedirirken çok tatlı bir Arap kızı idi,  günaydın dedim bende arapça. Zehra elinde bir sini ile içine birazcık reçel koymuş peynir, naneli çayı elime tutuşturdu. Ne olduğunu anlamayan surat ifadesi ile baktım arapça yi çok hızlı konuştuğu için hiç bir şey anlamadım. Tekrar yavaş yavaş söyleyince  *Zeyn'e kahvaltı sını götür * diyormuş omuz silkip banane demek istedim. Ama Hüseyin bana bakıyordu. Aslında beni şiddet ile susturmaya çalışıyordu bunun farkındaydım ama yapacak bir şeyim yoktu. *Tamam *diyip elindeki tepsiyi alıp zeynin yanına ilerledim bana donuk bir ifade ile bakıyordu  *Kahvaltın *dedim hafif gülümsedi toparlanıp yiyecek ti ki yüzüme baktı  *Sen buraya zorlamı geldin * dedi  güldüm  *İsteyerek gelmiş gibi bir halim mi var * *Bilmem * diyip çayından bir yudum aldı mayalı ekmeği bölüp tereyağı sürüp bana uzattı  *Sen ye *dedim  *Al işte *diyip salladı ekmeği bende aldım yemeye başladım. Kahvaltı sını yapti içeceği ilaçları gösterdi şu getirince hepsini içti  *Hiç yürüyüş yapmıyorsun * dedim bana baktı uzun bir süre konuşmadı. Ben de birşey demeden çıkacak Ken  *Babam dışarıda görünmemi pek istemiyor *dedi surat ifadesinden hiç birşey anlamadan bakıp *Neden * dedim. Çünkü 1 hafta hiç bir şekilde görmemiştim hatta varlığından bile haberim yoktu  *Hasta olduğum için köylü dedikodu yaparmış * *Niye hastalık Allah tan gelen birşey sen bilerek yapmiyorsun ki *dedim  *Bilmem * diyip iç çekti  *Hastalığın ney tedavisi yokmu * *Kanser hastasıyım aslında ameliyat olacağım da işte onun sırasının gelmesini bekliyorum *diyerek cevapladı *Geçmiş olsun inşallah düzelir sin  ama evin içinde biraz yürüyüş yap baban onada karışmaz herhalde* *Bakarız *diyip kafasını eğdi bende boş tepsiyi alıp hafsanin yanına gittim sofrayı topluyordu Zehra da inekler için su getirmeye gidecek ti. Emine geldi yine ders çalıştık ağladık zorla evlendirildigimi anlattım beni teselli etti biraz  "zeyn abi çok iyidir hasta olmadan önce herkese yardım eder yurtdışı na çalışmaya gitmediği zaman annesine çok yardım eder erkekler su taşımayı normalde hiç yapmaz di. Ama zeyn abi annesi ile birlikte su getirir inekleri otlatir * *Erkekler hiç isyapmaz mi ?* *Yaparlar, onlar para getirmeyle meşgul ler köy işi biz kadınlara kalır * *Anladım *diyip kafamı salladım, emine gidince Hafsa ile evleri temizleye koyulduk 2 buçuk yaşında ki kızı Alya bazen ağlıyor bazen de 5 yaşında olan Muhammed ile oynuyor du. *Hafsa sen kaç yaşında gelin oldun * *16 yeni bitmişti* diyince afalladım.  Konuşmaya devam edeceğini anlayınca bir şey demeden yüzüne baktım. *Riyad yani eşim de 18 de idi ilk sene ben tâbi çocuk olduğum için bebekler ile oynardım annem sağolsun hiç kızmadı çünkü kaynanasindan çok çekmiş, bana devamlı babanın yanında çocuk gibi davranma derdi  her işi yavaş yavaş öğretti * *Zehra kötü biri değil o zaman* *Hayır annem gerçekten çok iyi kalpli biri aslında babamdan ilerisi hepsi çok iyidir zeyn abi de çok iyidir sen neden ismi ile hitap ediyorsun *dedi elindeki bardağı tahta rafa koyarken içimden gelmiyordu onları benimsemek  *Bilmem alışmam lazim herhalde*dedim, Hafsa da gülümsedi bende yıkadığım tası tepsiye koyarken birden gülsüm nine nin sesi geldi yani Hüseyinin annesinin koşar adım yanlarına gittik Muhammed dede gözleri kapalı bir şekilde yatıyordu. Gülsüm nine ağlıyor arapça birşeyler diyordu. Hafsa korku ile ne yapacağını şaşırarak dolanıyor du. *Ne oldu* dedim  *Dede ölüyor bı hoca bulmamız lazım ben gidip annemi çağırayım *diyerek bir tarafı kopmuş terliği giyerek uzaklaştı bende eğilip nabzina baktım. Belli belirsiz atıyordu hemen kalkıp su getirdim biraz yüzüne serptim ama nafile idi gülsüm nine ağlıyor, bense ne yapacağımı bilmeden sıkılıyorum zeyn yavaş adımlarla gelip  *Dede *diyerek yanına oturdu gözleri doldu elini anlina koyup baktı uzun kandura diye adlandırılan giyisinin boyun kısmını açtı Kafasında ki Tagiyah denilen şeyi de çıkarıp yelpaze yapmaya başladı Zehra gelince elinde ki suları kenara koyup *baba * dedim ama artık çok geçti Muhammed dede ölmüştü Ardından Hüseyin geldi ağlıyordu gülsüm nine zaten hiç susmuyordu meğer ne çok seviyormuş eşini diye geçirdim içimden, ben bir yandan zeyn ile ilgileniyorum. Bir yandan ise Hafsa ya yardım ediyorum Muhammed dede öğle namazından sonra toprağa verilecek ti bana bukranı giy diyen hafsaya tamam diyip siyah şeyi giydim. İlkkez beraber gidip su getirecektik geldiğimiz yolun tam tersine dönüp yürüdük. Kuyu vardı Hafsa ordan kuyunun icinde olan bakraçı kuyuya salladı yandaki kolu çevirerek çıkardı artık yaz ayları geldiği için çok yakıcı bir sıcak vardı. Zorla taşıdığım iki testiyi eve getirdik. Ama nafile hemen bitiyordu akşama kadar aynı şeyleri tekrarladık. Muhammed dede erkek lerin kollarında ki tabutla son yolculuğuna uğurlandı. Akşam olduğunda herkes evine dağılmış gülsüm nine ağlamaktan yorgun düşmüş bir şekilde iki mindere uzanmıştı Hüseyin ise üzgün bir şekilde oturuyor di. Zehra ise Muhammed kucağında yemek yediriyor Hafsa da kızına bende zeynin yanında oturuyordum . Zeyne dönüp  *İlaç saatin geçecek birşeyler ye ilacını iç *dedim küçük bir çocuk gibi dediğimi yapıp yemeğini yedi ilacını içip odasına gitti bende yorgunluk ile bedenimi kaldırdım. Sofrayı toplayıp dışarıda ki son suyunda bulasiga harcadım o suyuda yine inekler için ayrılan testiye koyup kenara çektim  Evet burda bir. Damla suyun bile çok önemi verdi çünkü ne zorlukla geldiğini görüyorduk bugünden sonra hiç bir zerresini boşa harcamam suyun. Türkiye'de çok duyarlı olsak ta duyarsız insan da vardı suyu har vurup harman savuran çoktu vesselam. Herkes uyumak için odasına çekildi ve bende gaz lambalarini kapatıp geçtim odaya zeyn uyumuştu üzerimde ki bukra  yı çıkarıp yere serip uyudum saat henüz 23:00 dı ama gözümde uyku yağıyor du. Günler yine hep aynı geçiyordu ben ise Arapçami iyice geliştirmiştim. Gülsüm nine artık pek birşey yemiyor küçük bedeni daha küçük olmuş ve yatağa düşmüş tü. Zehra ise hamur yoğurma ya kalkmış bugün ekmek yapacaktı. Bende merak edip yanına gittim Hafsa çocukları ni bahceye bırakmış çocuklar kumdan birşeyler yapıyor birbirlerine atıyor du. Güldüm ve Ocaklık olan yere girdim  ateş harlı harlı yanıyor ellerinde ki hamurları açıp mi der gibi birşeyin üzerine koyup üzerine su serpip tandira yapıştırıyor lar dı bende hemen oturup hamuru açıp minderin üzerine serdim şu serpiştirip tandira yapıştıracaktim ki elim resmen yanmıştı acele ile Zehra elimdekini alıp yapıştırdı elim kıpkırmızı olmuştu su toplamaya başlayınca  *Ben sana dedim mi ki tandira yanas diye elbette öğreneceksin ama bak elin yandı ah be hayat *diyen Zehra anneye güldüm  *Özür dilerim merak etmiştim anne *dediğim zaman Zehra anne bana baktı gözünden bir damla yaş akti  Hafsa da gülümseyerek bana bakıyordu .elime biraz yoğurt sürdüm ama sızlıyordu zeyn dikkat le elime baktı  *Çok kötü görünüyor bak şu dolap ta yanıklara iyi gelen bir ot olacak onu ez sür sabaha birşeyin kalmaz *dedi kalktım oturduğum yerden otu aldım Zehra anne  *Benimde bu ot aklıma yeni gelmişti ver ezelim de sur eline * diyip elimden aldı havanla ezip özenle elime sürdü . Alışıyor muydum buraya kesinlikle hayır ama Zehra anne olsun Havva olsun zeyn olsun çok iyiler di bu kadar nankör olmazdım koskaca 1 buçuk ay geçti ama ne gelen var ne giden Melahat abla beni burda kaderime mi terk etmişti yoksa bilmiyorum çok umutluydum oysaki.....
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD