Melik Şah Boğazıma boru sokmuşlar. Boğazım o yüzden ağrıyormuş. Neyse en azından boruyu başka yerime sokmadılar. Laan onu da yaptılar ya, en son çişimin torbaya dolduğunu hatırlayınca bir daha bıçaklanmamayı diledim. Hele hastaneye düşmek mi? Allah yazdıysa bozsun. Okan dümbüğünü bir daha görmem sanıyordum ama sevgili karımın emrivakisi üstüne toparlayınca davete icabet etmem gerekiyordu. Asya yanı başımda oturmuş bana kitap okuyordu. Tatile gittiğimizde okuduğu Kiraz Lekesi kitabını Asya’nın sesinden defalarca dinleyebilirdim. Üstelik kızın annesini benim gibi kaybetmiş olması duygusal bağ kurmama sebep olmuştu. “Kitabın sonunda ne oluyor?” dedim meraktan çatlarken. “Söylemem. Sabret az kaldı zaten.” Huysuzca kıpırdandım. Asya okumaya devam ederken kapı açıldı. İçeri Derya girdi

