Sessizliğe Yazılan Aşk – Emanet Final

318 Words
Deniz’in bedeni artık onu eskisi gibi taşımıyordu. Yaşlılar yurdundaki odasında günler daha kısa, geceler daha uzundu. Ama zihni hâlâ aynı yerdeydi: kasabada, sahildeki bankta, Mira’nın sustuğu o anlarda. Pencerenin önünde oturur, dışarıdaki ağaçlara bakardı. Sonbahardı yine. Yapraklar bir bir dökülüyordu. Deniz her düşüşte Mira’yı hatırlıyordu. Çünkü onun hayatından da her şey böyle kopmuştu: sessizce. O gün öğrenciler yine gelmişti. Bu kez içlerinden biri farklıydı. Zeynep. Deniz’in anlattıklarını ilk günden beri kalbine koymuştu. Diğerleri giderken o kaldı. “Amca,” dedi yavaşça, “Mira’nın mezarı nerede?” Deniz ilk kez irkildi. Sonra gülümsedi. “Kasabanın eski mezarlığında,” dedi. “Denizi gören tarafta.” Zeynep başını salladı. “Gidip görebilir miyim?” diye sordu. Deniz’in gözleri doldu. “Gör,” dedi. “Ama konuşma. O sessizliği severdi.” O gece Deniz uyuyamadı. Yatağında sırtüstü yatarken Mira’ya konuştu, ilk kez kimse duymadan ama kendini saklamadan. “Artık biliyorlar,” dedi. “Hikâyemizi taşıyacaklar. Ben gidince sen kaybolmayacaksın.” Sabaha karşı nefesi ağırlaştı. Hemşireler geldiğinde Deniz gözlerini açtı. Dudakları kıpırdadı. “Yüzük…” dedi. Masadaki çekmecede, yıllardır sakladığı yüzüğü çıkardılar. Deniz onu avucuna aldı. Gülümsedi. Gözlerinden tek bir damla yaş aktı. “Geldim,” dedi fısıltıyla. Ve sustu. Zeynep mezarlığa yalnız gitti. Rüzgâr vardı. Yapraklar Mira’nın mezar taşının etrafında dönüyordu. Taşta sadece adı, tarihi ve küçük bir cümle yazıyordu: “Sessizdi ama gerçekti.” Zeynep diz çöktü. Deniz’in anlattıklarını düşündü. Birinin, sevdiğini üzmemek için gitmesini… Birinin de anlamadan ömür boyu sevmesini… “Unutulmadın,” dedi fısıltıyla. “Artık hiç.” Yaşlılar yurdunda Deniz’in odası boşaltılırken eşyaları arasında defterler bulundu. Hikâyesi. Mira’nın adı. Sessizlikler. Zeynep defterleri aldı. Üniversitede bir sunum yaptı. Sonra bir yazı yazdı. Sonra başkaları anlattı. Deniz artık yoktu. Ama aşkı dolaşıyordu. Kasabada hâlâ sahilde bir bank var. Bazen gençler orada oturuyor. Sessizleşiyorlar. Sormadan sevmenin ne demek olduğunu düşünüyorlar. Ve bir yerde, biri mutlaka fısıldıyor: “Bir zamanlar bir adam vardı… Mecnun derlerdi. Ama o sadece bir kadını sevmişti.”
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD