Sabah mutfaktan gelen kokuyla açtım gözlerimi yataktan kalkıp odanın dışındaki banyoya doğru ilerledim kapıyı tıklatıp ses gelmeyince girdim ama girmez olaydım tam çığlık atacakken ağzıma kapanan elle olduğum yerde donup kaldım" sıraç " belinde havlu ve ıslak saçlarıyla karşımda duruyordu....
Ellerini ağzımdan çekip şşş bağırma dedi " gözlerine bakıp utançla kafamı önüme eğip ben özürdilerim dedim
Kapıyı çaldım ses gelmeyince girdim diye konuşmaya başladım kelimeler ağzımdan ard arda firar ederken bu halim hoşuna gitmiş olacakki dudakları yana kıvrılmıştı yine
Bu kadar heyecanlanmana gerek yok dediğinde
Ne diyorsun be diye çemkirip ellerimi göğsüne koyup itmeye çalıştım ama yerinden bile kıpırdamadı çekilsene be diye söylenmeye başladığımda bir adım geri atarak uzaklaşıp gözleriyle baştan aşşağı süzdü beni "sen bu kılıkta' mı uyuyorsun "diye sordu çatılan kaşlarıyla ne varmış benim kılığımda diye tersledim
Bende onu diyorum hiç bir şey yok el kadar şey" sanane be sanane"diye tıslayıp çıktım banyodan utancımdan kıpkırmızı olduğumu bilerek......
Hazırlanıp hızla aşşağı indim mutfaktaki kokulara doğru ilerlerken elif'le ali abiyi birbirine yapışmış bir halde görünce "öhöm öhöm aile var kardeşim ayıp oluyor diye kıkırdadım
Elif utancından kafasını ali abinin omzuna iyice gömerken bir anda attığım kahkahayla gülmeye başladık biz gülerken hayırdır gençler neye ğülüyorsunuz sabah sabah diye konuşarak mutfağa girdi sıraç keşke şuan benimde utancımdan kafamı gömebilecegim bir omuz olsa hiç fena olmazdı diye geçirdim aklından...
Kahvaltı faslı bitince ortalığı toplayıp dışarı çıktık sıraç ve ali abi sohbet edip konuşurken ali abi sıraç'a yarışalımmı diye sordu Olur ama sonra ağlama diye konuştu sıraç görücez bakalım diye söylenirken ayaklandılar "ali abi elif'e gülüm bir şans öpücüğü yokmu" diye sordu elif utançla kafasını kaldırıp yanağına küçük bir buse kondurdu.
Bir anda ensemde hissettiğim nefesle olduğum yerde kaskatı kesildim "sende bana şans öpücüğü vermek istermisin güzelim "diye fısıldayan sıraç 'a dönüp çok beklersin edepsiz diyip yanından hızla uzaklaştım arkamdan gülerek geldiğinin farkındaydım....
Malesefki elif'in şans öpücüğü ne rağmen yarışı sıraç kazanmış gün boyu ali abiye takılmıştı gün sonunda eve dönmek için çiftlikten çıkmıştık elif kulağıma eğilip ben aliyle gitsem sen sıraç abiyle gelsen olurmu dedi istemsemde kabul etmek zorunda kaldım onlar arabalarına binerken sıraç'a dönüp ben seninle gidicekmişim dedim kafasını sallayıp kapıyı açıp arabaya kuruldu
"İçimden öküz insan en azından bir kapıyı açar diye söylenerek bindim arabaya" aracı çalıştırırken kemerini tak diye söylendi cevap verme gereği duymadan kemerimi takıp kafamı kaldırmamla bana bakan elâlarını gördüm çok yakındık fazla yakın bakışları o kadar derin o kadar sıcaktıki biraz daha böyle bakmaya devam ederse ikimizde yanardık hızla çektim bakışlarımı ondan yol akıp giderken ikimizde sessizdik şehir merkezine yaklaşırken bir anda gelen silah sesiyle neye uğradığımı şaşırıp korkuyla baktım sıraç'a bana bakıp başını ey güzelim ben söylemeden sakın kafanı kaldırma dedi korkuyla başımı sallayıp eğildim arabanın durduğunu anladığım an sıkıca kapattığım gözlerimi açtım telaşla sıraç bana bakıp ne olursa olsun arabadan inme diyip belindeki silahı çıkardı se se sende inme lütfen diye kekeleyerek tuttum elini ellerini yüzüme koyup korkma hemen geri gelicem dedi ve gitti.....
Ne kadar zaman geçti bilmiyorun ama sıraç hâlâ yoktu dışardan gelen silah ve araba sesleride kesildi oturduğum tarafın kapısının aniden açılmasıyla korkuyla sıçradım yerimden sıraç'ı görmemle kendimi onun kollarına atmam bir oldu iyimisin güzelim diye sordu ben iyiyim sen nasılsın bir şey olmadı dimi diye sordum iyiyim korkma dedi ama gömleğinden akan kanı görmemle yaralandığını anladım nasıl iyisin yararlanmışsın diye ağlamaya başlayınca korkma küçük bir sıyrık önemli değil nasıl değil yaralısın hadi dedim telaşla hastahaneye gidelim tamam seni eve bırakalım giderim olmaz bende gelicem hadi gec otur arabayı ben kullanırım dedim daha sonra hastahaneye gittik yarası temizlenip dikiş atıldıktan sonra doktor birkaç gün dinlensin diye tembihliyip yolladı bizi eve girer girmez koşarak bana sarılan elif özürdilerim seni yanlız bırakmamam gerekti diyip ağlamaya başladı şşş ağlama elif senin bir suçun yok dedim ev ahalisi sıraç la ilgilenirken odaya çıkıp banyoya girdim üzerimdeki elbiseleri çıkarıp duşun altına zor atmıştım kendimi bugün yaşadıklarımın ağırlı üstüme çökmüşken pijamalarımı giyip kendimi uykunun kollarına bıraktım....
Sabah gözlerimi açar açmaz aklıma gelen sıraç'la yataktan fırladım yarın izmire dönüçektik elifle konuşup bir şekilde gitmeden onu görmem gerekti kahvaltıya inip elif'e sıraç'a gitmek istediğimi söyledim onu görmem gerekti iyi olduğunu bilmem
elif sultan teyzeyle konuşup gitmeden sıraç'ı ziyaret etmek istediğimizi söyledi eliflerin evinden çıkıp biraz ilerdeki sıraç ların avlusuna girdik kapıyı çalıp bekledik kapıyı açan genç kız elifi görünce hoş geldiniz abla diye bizi içeri davet etti elindeki kahvaltı tepsisiyle mutfaktan çıkan kadın bizi görünce tebessümle hoşgeldiniz dedi bana bakıp kusura bakma kızım sende çok korkmuşsun dün olanlar yüzünden yanına gelmek istedim ama sıraç'ı bırakamadım dedi bende tebessümle teşekkür edip sorun olmadığını dile getirdim bende sıraç'a kahvaltı götürüyordum dedi elif söze girerek bizde onu görmek için gelmiştik yarın dönüyoruz gitmeden görelim dedik hep birlikte yukarı çıktık....
Odaya girdiğimizde sıraç telefonla uğraşıyordu bizi görünce telefonu bırakıp kalkmaya çalıştı ama annesinin sesiyle yatak başına sırtını dayayıp oturdu hoşgeldiniz dedi hoşbulduk diye mırıldandık elifle nasılsın abi daha iyimisin diye sordu elif iyiyim güzelim yok bir şeyim korkma bana birşey olmaz diye konuştu sanki dün vurulan o değilmiş gibi pardon da demir adam falanmısın sen acaba diye aniden çıkışıma benim kadar odada olan herkes şaşırmıştı esma hanım bizi odada bırakıp işleri olduğunu söyleyerek çıktı odada kimseden ses çıkmazken sessizliği bölen sıraç'ın kız kardeşi ılgaz oldu birşey içermisiniz diye sordu elif bana bakıp aslında kahve olabilir gel biz seninle yapıp gelelim abin kahvaltı yapana kadar diyerek ılgazı alıp çıktı odada yanlız kaldığımızı idrak etmemle yavaşça kalkıp kapıya doğru ilerlerken sıraç'ın sesiyle elim kapının kolunda asılı kaldı "nereye"diye sordu şey ben kızlara yardım ediyim dedim yok sen bana yardım et dedi ne istediğini anlamaya çalışarak ona baktığımda kucağındaki tepsiyi gösterip yememe yardım etmiycekmisin diye sordu şaşkınca bakıp benmi dedim evet sen dedi eliyle yanındaki boşluğu işaret etti çekinerekte olsa gidip oturdum yanına tepsideki çatalı alıp bir parça peynire batırıp verdim ağzına az da olsa yaptığı kahvaltı tepsisini kucağından almak için ayağa kalkınca bir anda bilegimden tutup kalktığım yere tekrar oturtu beni bakışlarımız kesiştiğinde neden geldin diye sordu heyecandan titreyen sesimle şey ben" sen ne "diye sordu tekrar gitmeden seni görmek istedim dedim bilegimdeki elleri bir anda yüzümü kavradığında ne yapıyorsun demeye kalmadan beni öpmeye başlamasıyla hiç bir tepki veremeden öylece kaldım
Taki kapı aniden açılana kadar....