17- Konakta Gece

758 Words
O gece konak uyumadı. Ben odama çıkmıştım ama gözlerimi bir saniye bile kapatamamıştım. Koridordan gelen ayak sesleri, fısıltılar, kapıların usulca kapanıp açılması… Bir şey olacağını hissediyordum. Ve hissettiğim şeyler genelde başıma gelirdi. Kapı sertçe tıklandı. “Hazırlan.” dedi Sultan ana kapının ardından. “Sofrada herkes toplanıyor.” Herkes. Bu kelime mideme bir yumruk gibi oturdu. Üzerime sade bir elbise geçirip saçlarımı topladım. Aynaya baktığımda gözlerim kızarıktı ama ağlamıyordum. Ağlamak lükstü artık. Merdivenlerden inerken sesler daha da netleşti. Salon… doluydu. Babaanneler, halalar, amcalar, yengeler… Ve Aylin. Koltuklardan birinde oturuyordu. Gözleri şişmişti ama bakışları hâlâ meydan okur gibiydi. Taylan, salonun tam ortasında ayakta duruyordu. Kolları iki yanında, yüzü ifadesizdi. Ama ben onu tanıyordum artık. Bu sessizlik fırtına öncesiydi. Sultan ana beni yanına oturttu. Elini dizime koydu. Sessizce. “Başlayın.” dedi. İlk sözü Aylin’in annesi aldı. “Biz buraya misafir geldik ama…” Sesi titriyordu. “Gece yaşananlar bize doğru gelmedi.” Taylan başını hafifçe çevirdi. “Ne yaşanmış?” dedi sakin bir sesle. Aylin hemen atıldı. “Beni herkesin içinde küçük düşürdü!” dedi. “Bilerek! Gözümün önünde—” “Yeter.” dedi Taylan. Tek kelimeydi ama salondaki hava değişti. Aylin sustu. Gözleri doldu. “Ben yalan mı söylüyorum?” dedi bu sefer bana bakarak. “Gece odana girdiğimde sen oradaydın!” Herkes bana döndü. Kalbim deli gibi atıyordu ama sesim sakindi. “Evet.” dedim. “Oradaydım. Çünkü orası benim odam.” Bir uğultu yükseldi. Aylin’in annesi sertçe sordu: “Peki kızım, sen neden kapıyı açtın?” Taylan cevap verdi. “Çünkü kapı kilitli değildi.” “Ve bu evde kimse başkasının odasına izinsiz giremez.” Babaannelerden biri bastonunu yere vurdu. “Bu evde adab vardır!” “Var.” dedi Taylan. “Ve o adab ilk olarak eşimi korumayı gerektirir.” O an herkes sustu. Sultan ana başını kaldırdı. “Bu kız,” dedi beni işaret ederek, “Bu eve gelin geldi. Kimsenin hevesi, yarım kalmış duygusu onun omzuna yük olamaz.” Aylin ayağa fırladı. “Ben sadece—” “Sen haddini aştın.” dedi Sultan ana. “Misafirsin. Unutma.” Aylin’in gözlerinden yaşlar aktı. Ama artık kimse acımıyordu. Son darbeyi Taylan vurdu. “Bu gece burada kalıyorsunuz.” dedi net bir sesle. “Yarın sabah gidiyorsunuz.” Salonda nefesler tutuldu. Aylin bana baktı. İlk defa öfke değil… kırgınlık vardı. Ama bu benim suçum değildi. Ben sadece ayakta kalmıştım. Taylan yanıma geldi. Omzuma elini koydu. Ve herkesin duyacağı bir sesle söyledi: “Benim karım kimseye hesap vermez.” O an anladım… Bu evde ilk defa yalnız değildim. Salondaki sessizlik ağırdı. Herkes Taylan’a bakıyordu ama ben ayağa kalktım. “Tabii ki hesap vermem.” dedim sakin ama net bir sesle. “Ama bir şeyler anlatacağım.” Başımı dik tuttum. Geri adım atmadım. “Kendimden emin şekilde anlatıyorum.” diye devam ettim. “Dün gece Taylan’la uyuyorduk. Yatak odamızdaydık.” O an birkaç kadın başını kaldırdı. Sultan ana gözünü benden ayırmadı. “Kapı açıldı.” “Kim sizce?” Kısa bir duraksama verdim. “Hayır… Gökçe ya da başka bir çocuk değil.” “Aylin.” Bir anda bütün bakışlar Aylin’e döndü. Ben devam ettim. “Taylan’la konuşmak istediğini söyledi.” “Ama kör değil. Bizim uyuduğumuzu görmeyecek kadar da değil.” Aylin yutkundu. Dudakları titredi. “Ve bugün…” dedim, sesim biraz sertleşerek. “Bugün Taylan’ın çalışma odasına gittim.” Sustum. Salonda nefesler tutuldu. “Kim vardı biliyor musunuz?” “Aylin.” Aylin başını salladı. “Yalan—” demeye çalıştı ama Sultan ana elini kaldırdı. “Devam et kızım.” dedi. “Aylin bana hesap sordu.” dedim. “Bağırdı.” “Suçladı.” Gözleri doldu ama geri adım atmadım. “El kaldırdı desem yalan olmaz.” dedim net bir şekilde. Salonda uğultu koptu. Aylin’in annesi ayağa fırladı. “Bu iftira!” Taylan bir adım öne çıktı. “Değil.” dedi tek kelimeyle. Herkes ona döndü. “Ben oradaydım.” dedi. “Ve sesini duydum.” Aylin’in rengi attı. “Ben—” diye başladı ama kelimeler boğazında kaldı. Sultan ana bastonunu yere vurdu. “Bu evde kimse gelinin üzerine yürümez.” dedi sertçe. “Hele misafir hiç yapmaz.” Ben son kez konuştum. “Ben kimsenin yerini almaya çalışmadım.” “Kimseye yürümedim.” “Sadece karı olduğum odada vardım.” Taylan bana baktı. Sessizce. Ama ilk defa… O bakışta netlik vardı. Sultan ana kararı verdi. “Bu konu burada kapanmıştır.” “Misafirlik bu geceden sonra bitmiştir.” Salonda kimse itiraz edemedi. Ve ben tekrar yerine oturduğumda şunu hissettim: Bu sefer kendimi savunmak zorunda kalmamıştım. Çünkü ilk kez… Arkamda biri vardı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD