1- Sinopta Bir Köy

597 Words
Ben Alya Avras. Köyün en zengin fakat en baskıcı ailesinin ilk çocuğuyum. Vee... Hiç w çocuğu varsa kız odaya kapatılır. Çğnkü kız evli değilse ve gelen misafir onu görürse evlenmek zorunda kalırlar. Bu çok zor bi durum... İpone 6 mı elime aldım -ki benden 7 ve 9 yaş küçük kardeşlerim benden daha lüks telefon kullanıyorlar- rehbere girip Mine halamı aradım. İki çalışta açtı. "He halam." çok tatlı bir kadındı kendisi. "Hala çok susadım. Sana zahmet bi su getirir misin?" dedim. "Getireyim." arkadan erkek sesi geldi. Ardından babamın sesi... Halam hala kapatmamıştı ki benim duymam gereken birşey var demekti bu. "20 yaşına girsin sizin!" babamın sesi... Evdeki benden başka kimsenin yaşı yirmiye yakın değildi. Ve ben nerdeyse 2 ay sonra 20 yaşıma girecektim! Ardından adamın sesi. "Bozuk mozuk çıkmasın he! Kabul etmezse köyler arası kan çıkar bak hee!" kanım donmuştu. Bana ne yapmayı planlıyorlardı? 2 ayım vardı. Ya b6 evden kaçtım. Ya kaçtım. Telefon yüzüme kapandı. Duvara yaklaşıp kulağımı duvara koydum. Sış kapının kapanma sesi gelmişti. Sonra. Sonra... Hizmetçilerden biri geldi. "Alya hanım. Babanız sizi çalışma odasına çağırıyor." dedi kadın. Korkuyordu bütün hizmetçiler benden. Nedenini hiç bir zaman anlayamadım. Yüzüme bakmaya... Odama gelen hizmetçi 17 yaşındaydı ve hamileydi. O zorla evlendirilmişti.. "Elif." Yüzünü kaldırıp bana baktı. "Neden bu evdeki bütün hizmetçiler benden korkuyor? Ben ne yaptım." dedim. Ama kendimi acındırmak için değildi. "Köyün bir adabı var bizmezmiyen?" evet böyle konuşuyordu arada. Başımı hayır anlamında salladım. "18 yaşındem büyük olup evlenmiyen kızların yüzüne bakulması yesek." dedi yüzüme bakarak. "Ama-" sözümü kesti. "Men senle arkediş olmamam Alya. Yanlış anlama ama olmaz." Yüzüne melül melül baktım. Odadan çıktı. Üstümdeki askılı buluzu çıkartıp normal bir buluz geçirdim. Hızlıca saçıma bir tülbent geçirip -ki normalde kapalı değilim babamın karşısına böyle çıkmam gerekiyor- odadan çıktım. Hızlıca merdivenlerin olduğu tarafa yürüdüm. Üst katlarda o kadar boş oda varken ben bodeum katında kılıyordum. Üzücü. Babamın odasına gitmeden mutfağa girdim. Mine halam oradaydı. "Gıı bende sana su getiriyordum!" dedi. Elinde sadece yarısı dolu bir su bardağı vardı. "Saol hala." elindeki bardağı aldım. İçmeye başladım. "Gerek kalmadı geldim işte." diye devam ettim bardağı tezgaha koyarken. "Guzum bardağı yıka bak annen yıkamasığını görürse kızar vallahi!!" dedi. Yüzüne baktım. Nefes alıp konuşmaya başladım. "Hala bu seferlik sen yıkasan. Bak başıma tülbent geçirdim babamın yanına gideceğim." dedim. Halam konuşmadı. Başını evet anlamında sallayıp çenesiyle kapıyı işaret etti. Gülümseyerek çıktım mutfaktan. Mine halam en küçükleriydi. Nerdeyse 4 aylık evliydi ve 3 aylık hamileydi. Öbür iki halamın çoçuklarıysa kardeşlerimle yaşıtlardı. Babamın odasına gitmeden tuvalete girdim. Yüzümü inceledim. Dün yediğim tokattan eser varmı diye... Babam bana tokat atmıştı. Çünkü... Emre'ye hayır dediğim için. Ne saçma değilmi? Ama o erkek ve benden küçük olsada onun her dediğini onaylamam lazım. Çünkü o erkek... Erkeğin her dediği olmak zorunda. Olmak zorunda... Gözlerim dolmuştu. Elimin tersiyle bir iki damla düşen göz yaşlarını silip yüzüme soğuk su vurdum. Hiç bir şey olmamış gibi çıktığımda önümde annem vardı. "Baban seni çağırıyo nerdesin sen yarım saatir!" bağırmıştı. Ama artık bağırış fibi gelmiyordu. "Tuvaletteydim." kısa ve öz cevap vermiştim. "Tuvaletteymiş! Sıçayım tuvaletine. Baban çok sinirlendi, şimdi fit babanın yanına!" çok edepli bir annedir... Başımı sallayıp merdivenlere döndüm. Hızlıca çıktım ki annemin sesini daha fazla duymayayım diye. Hızlıca koridorun sonuna yürüyüp kapının önünde durdum. Burnumdan nefes alıp ağzımdan verdim. Kapıyı tıktıkladım. Tık tık.. "Gir!" babamın kalın ve tok sesi... Kapıyı açıp yavaş adımlarla girdim. "Alya?" ilk defa bağırmamıştı. Hesap sormamıştı. Babamda bir tuhaflık vardı. "Beni çağırmışsın babacım." diye mırıldandım. "Otur, önemli bir konu konuşacağız." dedi sakin sakin. Başımı tamam anlamında sallayıp masanın önündeki koltuklardan birine oturdum. "2 ayın var. Bu 2 ayını güzel değerlendir Alya..." bu konuşmanın o konuşmayla alakası vardı... "Anlamadım babacım?..."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD