YÜZÜK

2106 Words

O sabah kahvaltıdan sonra içim sıkıldı, ne kitap okuyasım vardı ne de televizyonun başında oyalanasım. Ders çalışmak bile zor geldi. Konağın arka tarafındaki incir ağacının gölgesine geçip biraz hava almak istedim. Hava soğuktu ama güneş vardı. Derken, içeriden kalın sesli bir bağırış geldi. Said Ağa’ nın sesi. Bu defa öfkeyle değil ama yine o buyurgan tonda, insanın içine diken diken eden bir sesle konuşuyordu. Avluya bakan açık camdan gelen sesleri duyunca istemsizce kulak kabarttım. Konuşanların kim olduğunu anlamam uzun sürmedi. Dila’ nın annesiyle babası gelmişti. Meğer Said Ağa onları çağırmış. Kızlarını istemeye değil de, sanki kızın kaderini tek başına belirlemeye gelmiş gibiydi. Çağırmış dediğim de babası bahçede annesi mutfakta çalışıyordu. Usulca eve girdim. Dinlemeye devam et

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD