Gökhan’dan Yemek meselesinde Ayperi’ye kızamadım. Çünkü o akşam, aylardır içimde dönüp duran, cevabını bir türlü bulamadığım o soru nihayet aydınlandı. Meğer benim çirkef cadım hâlâ aynıymış… Bilekliği de takıyor, ‘bir bakayım’ aldı vermedi. Sonra utanmadan takmaya başlamıştı, hem de her gün. O zamanlar ona takılmak, laf sokmaya çalışırken dili sürçsün diye beklemek, o küçücük burnunu havaya dikerek bana kafa tutması… hepsi tarifsiz bir keyifti benim için. Her sinirlendiğinde yanakları kıpkırmızı olurdu, öfkesini bile şirinlik gibi taşırdı. Şimdi düşünüyorum da, yıllar geçse de o hâli değişmemiş. Ve ben, galiba o hâline hiç doyamamışım. Aylar önce arabalar çarpıştığında onu yıllar sonra ilk kez görmüşüm. O zaman bile tanıdık gelmişti de anlam verememiştim. Hiç değişmemiş hâlâ aynı ama ç

