Umay'dan Gökhan’la sırt sırta vermiş, cehennemin tam ortasında savaş veriyorduk. Mermiler etrafımızda vızıldıyor, patlamalar yeri sarsıyordu. Eğer destek ekip birkaç dakika daha gecikseydi, çoktan kevgire dönmüştük, bu konuda hiçbir şüphem yoktu. Nefes nefeseydik, kurşun seslerinin yerini anlık bir sessizlik alınca etrafı gözetlemek için hafifçe doğruldum. Tam "her şey bitti" diyecektim ki, arkamdan Gökhan’ın kolları bir anda bedenimi sardı. Ne olduğunu anlayamadan kulaklarımda bir silah sesi patladı; yankısı içime işledi. Ardından Gökhan’ın kasları gerildi, nefesi boğazında düğümlendi ve dudaklarından acı dolu, bastırılmış bir inilti döküldü. O an, zaman dondu. İçime çöken korku, soğuk bir kurşun gibi ruhuma saplandı. Gökhan, kollarımın arasında yavaşça çökerken ben sadece izledim… çar

