Mert’den Çayısıra gittik ama yolu sıra geri döndük resmen. Ayaklarımız oraya gitmişti belki ama aklımız geride kalmıştı. Geldiğim gibi hastanenin yolunu tuttum; sabahın erken saatleri, kalabalık henüz çöreklenmemişti. Sonuçlarım çıkacaktı, bir an önce öğrenip rahatlamak istiyordum. Koridorlar sessiz, hastane puslu bir telaş içindeydi. Ama çıkarken… O aromatik, tanıdık koku bir anda burnuma çarptı. O an her şey durdu sanki. Refleksle kollarım ona dolandı, düşmesin diye ama düşen bendim sanki. Başını kaldırdı. Gözleri… o tanıdık mavimsi parıltı bir kez daha kalimin çarpıntısı başladı. EKG’de az önce çekim yapılmıştı ama şimdi… kalbim yeniden hızlandı, sanki yerinden fırlayacak gibi. Göz göze geldiğimiz o an, sadece dakikalar değil, tüm benliğim onun etrafında dönmeye başladı. “Toplantı! T

