Ayperi Kılıç
Abim Gökhan, ama ben sinir etmek için sadece Gökhan diyorum. Dayımın oğlu Toprak ve babamın timinden Orhan amcamın ve dayımın manevi kız kardeşinin oğlu Mert. Hepimiz aynı yaştayız abim işte bizden bir buçuk yaş büyük. Toprak ve Mert, Gökhan diyor bende sinir etmek için abi lafını kullanmıyorum o kadar.
Bu, Bermuda şeytan üçgeni gibi grup beni tam aralarına aldı kıstırdılar. Biri bıraksa bayrağı diğeri devralıyor. Bir köşeden kaçsam ötekinde önümde bitiyorlar. Abim askeri liseye başladı diye sevinirken, Toprak benimle sağlık lisesine geldi.
Ben uzak durmaya çalışıyorum dibimde bitiyor. Sevmediğimden değil tam tersi çok seviyorum ama işte… aması var. Kardeşimsin deyip yakıyor beni. Aralarında yine en yumuşak ve sakin davranan Mert, genelde anlıyor bir bakışımdan ve sınırını koruyor. Diğerleri öyle mi? Burnumdan getirmeden vazgeçmek yok.
Yaz başı zamanı liseler belli oldu. Abim, Mert ve Toprak basketbol atıyor bende işte aptal aşık gözüm Toprak’ta. Ben ne zaman sevdim bilmiyorum her daim yanımdaydı, hatta kalbimde. Sürekli bir kavga halindeyiz. Bana sürekli kardeş iması yapıyor ya, saçını başını yolasım geliyor. Yanıma Mert geldi.
“yoruldun mu?”
“Hiç sorma kızım ya, Gökhan hayvan gibi bunu neyle beslemişler?”
“Bilmem bende gelince ilk şok geçirdim. Abim resmen evrim geçirmiş.” ben Toprak'tan gözümü alamazken Mert hiç ummadığım o soruyu sordu.
“Çok mu aşıksın?”
“Hı? Ne? Anlamadım?” Şaşkınlıktan doğru düzgün bir cümle kuramadım.
“Ayperi… Toprak diyorum. Ona çok mu aşıksın.”
“Sen… ama. Nasıl?”
“Boşver beni. Soruma cevap ver.” saklamanın anlamı yoktu. Sıkıntıyla nefes aldım bir anda;
“Evet” dedim.
“Umarım kıymetini bilir.” Dedi kalktı yanımdan. Mert o günden sonra tekrar sormadı. Kendini derslerine verdi. Biz bir ara yatağında yattığından falan şüphe ettik. Sürekli telefondan yada bilgisayardan bir şeylerle uğraşıyor.
Ben mi? Aynen devam işte ne olacak? Toprak bir kere yüzüme baksa anlayacak gerizekalı ama bakmıyor. Mert hemen anlamış. Bu gerizekalı, kas kafalı, kör görmüyor yada görmek istemiyor.
Yaz boyu çekişmelerimiz hiç ara vermedi. Babam operasyona çıkınca onu çok özlüyorum, onun özlemi yetmiyor abim de onun yolundan gitti. Mert, okul ve ev arasında dış dünyayla bağlantısını kesti.
“AYPERİ..!!!” diye Toprak’ın sesiyle okul koridorunda durdum. Kahretsin yine aynı muhabbet. Gözlerimi devirip arkamı döndüm.
“Ne var be!! Böğürüp duruyorsun?” Gözlerinden ateş çıkıyor sanki, eteğimi işaret etti;
“Bu ne kız? Biz sana demedik mi etek yok pantolon giyeceksin diye. Yürü, asabımı bozma sınıftan çıkmak yok.” Dedi kolumdan tutup sınıfa soktu. Artık bütün okul alıştı bize.
“Off… Toprak bırak kolumu ya. Bu yaz sıcağında ne pantolonu delirdiniz iyice.”
“Çorap bile yok Ayperi deli etme insanı. Bacakların olduğu gibi dışarıda.” Sinirimden ağlayacak hale geldim de birşey yapamadım. Oturdum sıraya, resmen başımda nöbet tuttu, gerizekalı, kör.
“Ya sen bir defolup gider misin acaba?”
“Senin yüzünden burada kaldım bende, birde şikayet mi ediyorsun?”
“Zorla tutmuyorum seni, çık git.” Dedim kalktım sıradan.
“Şiş hop nereye?” Sinirle döndüm, ellerimi belime koydum.
“Tuvalete!! Şerefsiz arkamdan konuşmuş ağzına s*çıp gelecem iki dakika. Oldu mu?” Aynı şekilde o da sinirle kalkıp tam karşıma dikildi.
“AYPERİ…!!!”
“Ne var be adımı mı ezberliyorsun?” sinirimden çıldırmak üzereyim. Biz tartılırken kepçe ağızlı Ada’nın sesi geldi.
“Aaa Toprak! Senin burada ne işin var hadi bizde seni bekliyoruz.” Toprak’a omuz atıp yanından uzaklaştım. Giderken de;
“Bana bakıcılık yapmayı bırak seni bekleyenler var geç kalma.” dedim çıktım sınıftan. Kendimi tuvalete kapatın ağladım. Hem ağladım hem saydırdım. Gerizekalı, kas kafalıya. Yani neden benimle aynı liseye gelirli burumun dibinden ayrılmıyor birde.
Eve döndüğümde sadece annem var. Abim yok babam görevde…
“Kızım yine hayırdır yüzün sirke satıyor.”
“Aman anne hep aynı şeyler. Bugünde eteğim mevzu bahis oldu.” Dedim gözlerimi devirdim.
“Takma sen o hanzoları. Çatlasın dursunlar. Gel bakayım yanıma yengengili çağıralım biz kız gecesi yapalım ne dersin?”
“Olur vallahi bana uyar.” Babamgil tim olarak göreve gittiğinden bizde kızlar gecesine döndük.
Tuğba yengem, onun kız kardeşleri ikiz yengeler, Begüm yengem derken baya kalabalık olduk. Tek eksik çakır amcamın eşi. Köye annesinin yanına gitmiş. Bir daha ki sefere artık. Yanlarında gelen ufaklıkları saymıyorum.
Sohbet muhabbet akıyo. Tuğba yengem;
“Ayperi sen neden gitmedin kızım Ada bütün herkesi doğum gününe çağırmış. Toprak oraya gitti.” haberimiz olsa belki ama benim haberim yok.
“Yok yenge ben o kızla pek anlaşamıyorum gerek yok bütün sınıfa dedi de ben gereksiz gördüm gitmedim.” dedim. Duyar duymaz içimi kemirmeye başladılar. Bu kız kesin sosyal medyada resim paylaşır. Annemler sohbete dalınca telefona baktım. Tahmin ettiğim bir kere çıkmasın ya...
Hani herkes gitmişti? Sadece Toprak ve Mert var geri kalan kız... saçlarını yolduklarım. Neyse en azından Mert yanında... moral bozuldu benim.
“Yengişler sohbetinize doyum olmaz beybisileri ama ben artık yatar. Uyuyup büyümem lazım daha kalp damar cerrahı olcam ben.” dedim. Odama gittim. Uyumak mümkün değil. Açıp açıp resimlere baktım salak gibi.
*
*
*
Gökhan Kılıç
Ayperi sinirlerimi her daim gergin tutuyor, benim canım güzel kardeşim. Annem en büyük destekçisi. Toprak ve Mert bana destek oluyor. Ayperi’yi kıskanıyorum canım kardeşim erkeklerin ne düşündüğünü bilemiyor, süslenip süslenip okula gidiyor. Ben askeri liseye gitmek istediğimde babam en büyük destekçim oldu. Amacım onun gibi olmak.
Toprak, Mert ve Ayperi aynı yaşta, aynı dönem öğrencisi. Ben onlardan önce başlamıştım. Yaş olarak bir sıfır üstteydim. Bu durum benim Ayperi'yi daha fazla kıskanmama neden oldu. Onun yürürken bile dikkat çektiğini düşünürsek…
Ben uzak olacaktım ama Mert ve Toprak her daim yanında olacaktı. Birgün ikisiyle de konuştum. Bu yaz okulları belli olacak onlar da lise sıralarına geçecek.
“Ben uzaktayım ama Ayperi benim kadar sizinde bacınız, kardeşiniz. Onu korumak benim kadar sizinde göreviniz yan gözle bakanı yakarım.”
Toprak;
“Oğlum sana ne olmuş lan daha bir yıl gittin ama racon keser gibi konuştun.”
“Ben anlamam Toprak, Ayperi size emanet işte, lise ortamı çok farklı etraf abaza kaynıyor.”
Mert;
“Benim okulum bile farklı beni hiç katma.” Dedi geri çekildi.
“Nasıl farklı lan belli oldu mu?”
“Sen geç kaldın ben bilişim, Toprak ve Ayperi sağlık lisesine gidecek.”
“Olsun seninde gözün üstünde olur. Dikkat edin kardeşinize aklı bir karış havada zaten dikkatli olun.” diye tekrar tekrar uyardım.
Bütün iş Toprak’ta umarım kız peşine düşüp Ayperi'yi boşlamaz...
Ben gereken uyarıyı yapmıştım. Toprak ensesinde ki arayıp her akşam bana carlıyor güzel kardeşim. Eğitimler bana kolay geliyor babam sağolsun küçüklükten eğitti. Birtek beni değil Ayperi’yi de eğitti ama gerek yok kullanmasın incinir falan.
*
*
*
Mert Şimşek
Asli görevim Toprak ile her yere beraber gitmek. Sosyalleşmem gerektiğini söylüyor herkes ama ben halimden memnunum.
Toprak;
“Oğlum hadi lan tek gidemem o kadar kızın arasına.”
“Namusum lekelenir diye mi korkuyorsun?”
“Durumu biliyon be hacı... koyma beni bu şeytanların elinde bir başına.”
“Kabul etmeseydin oğlum bakıcı niyetine beni mi taşıyorsun yanında.”
“Anca beraber kanca beraber. Ben tek başına Ayperi ile uğraşıyorum ne kadar asi haberin var mı?”
“Uğraşma çok basit.”
“Gökhan ağzıma sıçsın günde sekiz kez mesaj atıyor.”
“Sen kaşındın oğlum farklı bir meslek dalına yönlensen bunlar olmayacaktı.”
“Karıştırma orayı. Ben memnunum gelecekteki mesleğimden hedeflerim var.” dedi. Sürükledi beni. Bu hedeflerin arasında nasıl oluyor da kızlarla takılıyor anlamıyorum. Anlamakta istemem. Geldik Ada hanımın doğum günü sözde. Ben gelmemiş olsam tek erkek Toprak. Bizde yedik.
Ahh Ayperi ahh çok geçmeden mesaj attı. Hem umurumda değil diyor hem deli gibi soruyor. Benim anlamadığım çok değişik konular şu aşk işleri. Evet Ayperi’nin ona aşık olduğunu görmemek için kör olmak gerekiyor tıpkı Toprak gibi. Bu çocuk bu beyinle nasıl doktor olacak? Allah buna düşecek hastalara acil şifalar verdin. Kıt beyinli resmen.
Ben Ayperi’ye aşık değilim. Mide bulandırıcı geliyor, vıcık vıcık bana göre. Ama işte Ayperi için öyle değil... bana göre çok mantıksız ve benim mantığım da yer almıyorsa saçma.... bilimsel olarak yaklaşmak lazım. En mantıklısı... ileride yaşım geldiğinde şöyle aklı selim mantıklı biri olursa üremeyi ve çoğalmayı düşünebilirim, diye düşünüyorum tabi zamanı gelince başıma gelen çok farklı olacakmış nerden bilebilirdim ki?