Bölüm 8: Yılkılık Vakti Gelmeden

566 Words
Memo; nerdeyim ben, siz kimsiniz? Meraklanma oğul güvenli bir yerdesin. Ben Mümtaz. Bu Bozkırın ortasında yaşayan kimsesiz bir ihtiyarım. Bu dağlarda yıllar yılı tek başıma yaşadım. Sen kimsin kimlerdensin ? Benim ismim Memo. Memo mu? Değişik bir isim. Evet Memo . Babam bana bu ismi koymuş. Baban kim ki? Memet Memet mi ? Evet , Kızılırmak kasabasından Anne ve babasının ismi de Nüzhet ve Nazlı mı? Evet , sen nereden biliyorsun? Ben ... Ben ... oğul ben... Mümtaz' ın boğazında kelimeler bir anda düğümlendi, göz bebekleri büyüdü sonra bir kaç göz yaşı uzun yukarı doğru kıvrımlı kirpiklerinin arasından usulca yüzüne doğru raks içinde süzüldü. Hemen ayağa kalkarak kulübeden dışarıya çıktı. Memo ise ne olduğunu anlmadı, çorbasını yudumlamaya devam etti. Yaklaşık olarak yarım saat Mümtaz dede elinde ince ve küçük boylu odunlarla geldi. Hiç bir şey olmamış gibi davranarak sobanın içine odunları koyup bir çıra yardımı ile tutuşturdu. Çaydanlığı sobanın üzerine koyup Memo’nun yanına oturdu. Sonra tekrar kalkıp çaydanlığın kolunun yanmaması için biraz daha kenara çekip tekrar oturdu. Mümtaz dede, neyin var. Babamın ismini duyunca neden bu kadar kotu olsun. Babamı tanıyor musun? Ben bunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum yavrum. Yıllar önce İstanbul ' da yaşayan mutlu , hırslı, başarılı ve zengin bir CEO idim. Çok başarılı bir şirketi yönetiyordum. Bir kızı sevdim kız fakir bir aileye mensuptu ama ne önemi vardı ki bunun benim param ikimize de yetrdi hani ama yetmedi oğlum. Bir gece bir iş yemeğine katıldım yorgun bir gündü alkol de almıştık onunla birlikte olduk . O bunu kullanarak benden sürekli maddi taleplerde bulundu. Ben evlenelim dedim ama o kabul etmedi. Hamile olduğunu öğrendim çok heyecanlandım ama o bu çocuğu istemedi. Benden maddi taleplerde bulunmaya devam etti . Ona olan aşkım gözümü kapatmıştı ve o ne dese yapıyordum. Sonra birden ortadan kayboldu. Aylar sonra öğrendim ki çocuğumuz doğunca onu bozkırda ki bir camiye bırakıp terk etmiş. Sonra kasaba kasaba gezip aradım ama bulamadım. Bana yerini söylemedi. Kendi gidip yeni bir zengin CEO ile yasamay başladı. Onun için hiçbir şey olmamış gibiydi. Ben ise nefes alamıyordum. Oğlum olduğunu söylemişti ismini Nedim koyacaktım ama kim bilir kim ne koymuş diye düşünürdüm. Yıllar yılı aradım ama bulamadım bu süreçte şirketin CEO’ luğu görevinden uzaklaştırıldım. Dengemi bozulmuştu,hiç görmediğim kokusunun için ne çekemediğim oğlum için acı çekiyordum. Oğlumu terkeden o kadın yani Nur 10 yıl sonra oğlumu bıraktığı kasabayı söyledi. Hemen o kasabaya gittim, üstü kapalı cami imamı ile konuştum. O gün anladım ki o caminin imamı Nüzhet Bey’in arkasında koşturan o çocuk benim öp öz oğlumdu. Yıllardır sarılamadığım oğlum başkasına baba diyordu. Asıl beni inciten şu ki oğul Nüzhet muhteşem bir baba idi . Beni akşam yemeğine eve davet ettiler tabi beni oradan geçen bir yolcu olarak biliyorlardı. O akşam anladım ki oğlumun ismi Memet idi. Oğluma o iki güzel insan öyle güzel anne babalık yapıyordu ki diyemedim ben senin babanım diye. O gece dönerken defalarca pişman oldum, defalarca elim kapı tokmağına kadar uzandı ama dokunamadı. Ben ona baba olmaya hazırdım ama annesi buna asla hazır değildi. Oğlumun huzurunu bozmak istemedim. Oğlumu o aileye güvenip bıraktım ama yıllar sonra yine kasabaya geldim taşınmışlar. Kasabalı kendi çocukları olmuyor diye dedikodusunu yapmış onlar da kimselere söylemeden kasabayı terk etmiş. Benim için yine arama arayışları başladı onları uzun süre aradım ama bulamadım. Sonraları Nüzhet Bey ve Nazlı Hanım’ın ölümünü öğrendim. Memet ise evlendirilmiş bir kasabaya yerleşmiş. Koca adam olmuş onun karşısına çıkacak yüzü kendimde bulamadım. Şimdi bile hala o yüzü kendimde bulamıyorum.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD