4.BÖLÜM

1093 Words
Serhat duyduklarıyla küçük çaplı bir şok geçiriyordu. Nasıl bir oyununu içine düşmüştü böyle. Banu bunu nasıl yapmıştı. Lanet olası kadınlar ! Boşuna denmiyordu şeytanın aklı kadındansa yüreği erkektendir diye .. Kadınların aklına gelenler şeytanın aklına gelmez , üstadım diye önlerinde düğme iliklerlerdi. Bu kez gerçekten eski sevgilisi haddini fazla aşmıştı. Peki şimdi ne yapacaktı.. Eğer tesadüfen bunu öğrenmeseydi , kağıt üstünde kendisiyle evli olan kız bu akşam başka bir adamla evlenecek miydi ? Pardon o zaten evliydi. Ve bu gece bir başkasıyla düğünü vardı öyle mi ? Lan bunu gece onların gerdek gecesiydi.. Diğer kurban adamla evli bile değildi. Resmi kocası başkaydı düğünü olan kocası başkaydı. Hay ben böle işe diyerek kimseye aldırmadan çıktı emniyetten. Kızın düğünü vardı be ... Şimdi karşısına geçip nasıl sen onunla değil benimle nikahlısın diyecekti. Demezse de kız bu gece evli olmadığı bir adamla evlendiğini sanıp mercimeği fırına verecekti. Sektirip gidebilirdi o herif.. İçinde yatan mağara adamı duvarları yumruklarken arabası çoktan düğünün olduğu mekana doğru sürmeye başlamıştı bile. Yarım saat sonra son derece pahalı olduğunu tahmin ettiği salona girip ilerledi. Fazlasıyla nezih insanların arasından ona dönen bakışlara aldırmanda sadece sırtını görebildiği beyazlar içindeki karısına doğru ilerledi. Kızın resmine bile bakmamıştı ama facia soyadın dan sonra pek de güzel olduğunu düşünmüyordu. Ama hakkını yememeliydi Sırtına bukle bukle salınan saçları ve kavisli belini ortaya çıkaran gelinlikle harika bir manzara sunuyordu. Ve ona doğru gelen takım elbise içinde ki adama döndü gözleri. Kendinden yakışıklı değildi. Dikkat çeken sadece uzun boyuydu o kadar.. Ve gülen gözleri vardı adamın. Evlendiği için gerçekten mutlu olmalıydı. Allah aşkına hangi erkek , bir kadına ömür boyu katlanacağı için mutlu olabilirdi ki ? Hem de onun karısıyla geçireceği yılları ve bu geceyi hayal ederek gülümsüyordu belki de .. Düşüncelerle kendisini gaza getirdiğini anladığında bu sefer gülen Serhattı. Ne olduğu kimin umurundaydı ki. O halis mulis bir Türk erkeğiydi. Bir kere damarlarında maçoluk dolaşırken , kendi nikahı altında olan kadını beyaz gelinliğiyle başka bir adamın yatağına gönderemezdi. Belinde asılı olan kelepçeyi parmaklarının arasına alıp geline doğru yürümeye başladı. Yanlarına geldiğinde müzik kesilmişti. Herhalde pasta gelecekti ve o arayı değerlendirecekti. "Yüksek sesle Pelin makbule Bahtı kara " seslendi. Saçlarını savurarak ona dönen gelinle bir an afallasa da kendisini topladı ve kızın soru sormasına fırsat vermeden , " sizi belge de sahtecilikten tutukluyorum " dedi. Kızın bileklerine kelepçeyi takarken gözlerini gözlerinden ayırmadı. Az önce bu kıza çirkin mi demişti. Halt etmişti. Kendisine bakan şaşkın menekşe gözleriyle su gibiydi bu kız.. Kimseye aldırmadan kızın kolundan tutup yürümesini sağladı. Damat olan şaşkın ayı yavrusu da sakince yerinde durmaya devam ediyordu. Hala şoktan kurtulmamıştı. O salak nasıl olmuştu da böyle bir kızla evlenmeyi pardon evlenememeyi becerebilmişti acaba. ****** Pelin ellerini üzerindeki gelinlikte gezdirip gülümsedi. Büyük gün gelip çatmıştı. Nikahı haftalar önce kıyılmış ve sonunda düğün günü de gelmişti. Pişman olmak için geç olsa da nedense içinde bir huzursuzluk vardı. Her an birleri çıkıp rüya gördün artık uyan diye bağıracaktı sanki. Bunun olmasını çok istiyordu .. Eğer köyden gelen o adam olmasaydı şimdi asla üzerinde bu gelinlik olmazdı. Bildiği hayattan kopmazdı. Şimdi her şey için geç kalmıştım ve bunu geri dönüşü yoktu. Bir delilik yapıp kaçmak istesem de yapamadım .. Evet evet bunu deli gibi istemiştim ama , gözünü üstünüzden ayırmayan bir anneniz , odanıza el koymak için büyük bir keyifle bekleyen bir kardeşiniz varsa bu sandığınız kadar kolay değildi. .. Annem imzayı atana kadar kimseye fark ettirmese de tepeme tünemiş ve bana nefes aldırmamıştı. Bu kadın neden bana bu konuda güvenmiyordu bilmiyorum ama sonunda gelinliğimle baba evinden çıktığımda , göz yaşlarına mani olamamış benim için en hayırlı olanın bu olduğunu söylemişti. Düğünüm son hızıyla devam etti. Ailem mutluydu kocam mutluydu keşke bende birazcık mutlu ve heyecanlı olabilseydim. Düğün pastamız geleceği zaman tam adımla seslenen bir ses duydum. Ona döndüğümde ne olduğunu anlamadan bileklerime geçirilen bir kelepçe hissettim sadece. Sonrası mı dostlar. Gözlerimi emniyette açtım. Peşimden gelen kocam ailem ve onun ailesi. Ne olduğunu bilmiyordum. Bildiğim tek şey emniyete gidene kadar gözlerini benden ayırmayan yanımda oturan polisti. Gerçekten polisse tabi. Beni öldürüp bir yerlere atma ihtimali de vardı o yarım saatte. Aha size büyük haberi vermeyi unuttum. Düğünüm olan adamla evli değilmişim. Bunun ne demek olduğunu anlamasam da serhat bana anlatmıştı. Yeni kocamın adı serhat bu arada. Annem fenalık geçirip bayılırken kaynanam bu iş burada bitti ben evli bir kadını oğluma almam diyip Umut'u yanında sürüklerken öğrendim. Size kötü bir şeyler olacak demiştim değil mi ? Ve gelelim bomba habere. Bana sürpriz yapmak isteyen beşik kertiğim önce düğün salonuna sonra da emniyete geldi. İlk kocamın beni terk ettiğini öğrendiğinde baya mutlu olmuştu. Tabi karşısına kapı gibi dikilen Serhat'ı görene kadar. "Madem adam almamış seni ben alırım " deyip gözünün üstüne yumruğu yemişti. Kertik kodese annem ve babam, köyden gelen misafirlerle eve uğurlandı. Ben mi ? Ben gelinliğimle emniyetin ortasında ayakta dikilmeye devam ediyordum. Meraklı gözlere aldırmadan Yeni kocamın gelmesini bekledim... Sanırım benim ailemle gittiğimi sandığı için bu kadar rahattı ama ben o evden bir kere çıkmıştım hem de gelinliğimle. Koskoca bir iki saatten sonra geri gelip beni gördüğünde şaşkındı. "Ne işin var senin burada " dedi sertçe. "Ne demek ne işim var seni bekliyorum " "Neden " diye sordu. Neden mi seni salak herif.. "Çünkü ben o evden bir kere çıktım dedim. Ve sen gelip düğünümü mahvettim. Senin eski sevgilin yüzünden tanımadığım bir adamla evliyim." "Yani " "Yani serhat mutlu sen nereye ben oraya , çünkü artık bende bir mutluyum. Ve sen beni bu durumdan kurtarana kadar birlikteyiz.." "Avukattan haber bekliyorum , en fazla birkaç hafta bu durumda kalacağız sonra sen yoluna ben yoluma " dedi. " Unut bunu , dul bir kadın olarak babamın evine gidemem . Neler söylerler hakkımda biliyor musun" dedim. Yanıma sinirle geldi. "Sana tek bir kelime söyleyeceğim baş belası " dedi kollarımdan tutup beni havaya kaldırırken .. "Benden sana koca falan olmaz , boşuna hayallere kapılıp ta kendini üzme " Bu büyük koca koca sözlerden de anlaşıldığı gibi bu kaba adam benim kocam olacak odun Serhat.. Odunluğunu daha ilk saatlerde tescilledi. Kendisi benden kurtulmak için dört gözle avukattan gelecek haberi bekliyordu. Ama bilmediği şey artık yapacak hiç bir şeyi olmadığıydı. Kanunlar nezlin de ben bu hödükle evlenmiş ve elimde ki damat adayını kaçırmış bulunmaktaydım. Şimdi ise hiç istemediğim halde hayalini bile kurmaktan çekineceğim kadar yakışıklı bir adamla evliyken , ve annemin gazabından kurtulmaktan bu kadar hevesliyken gerçekten benden kaçabileceğini mi sanıyordu.. Kara bahtımdan kurtulup "kocamın soy adıyla " artık MUTLU olacaktım.. "Ben artık Kara bahtından kutulan Pelin mutluydum" Düğün gecem de çakma kocamın engin mavi gözlerine bakarken ilk defa mutluyum. Bu adamla olur muydum olmaz mıydım bilmiyorum ama bildiğim bir şey vardı.. Boğazımdan kalkmayan o yumru ayla sonra kaybolmuştu..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD