1.BÖLÜM-GİRİŞ
Sabah alarm sesiyle uyanıp direkt banyoya gidip işlerimi hallettim. Üzerimi giyinip şalımı da takıp geç kalmamak için kahvaltı yapmadan hızla çıktım evden. Hemen arabama binip işe gitmek için yola koyuldum... Bugün ilk iş günümdü üniversite bittiği için babam hemen işin başına geçme mi istemişti. Babamın kendi ufakta olsa bir şirketi olduğu için onun başına geçmek istediğim de işletme bölümünü okumuştum ve 1 hafta önce okulum bitmişti. Şimdi ise beklediğim an gelmişti. Okul bitmişti ve istediğim gibi işin başına geçecektim. Aradan geçen 40 dakikanın ardın da sonunda şirkete gele bilmiştim. Arabayı hemen park edip asansöre binip 4 katta geldim. Asansörden inip babanın odasına girdiğim de odada babam, amcam ve Evin vardı. Herkes burada olduğuna göre anlaşılan geç kalmıştım. "Farkındayım geç kaldım ama trafik vardı" diye hemen kendimi savunmaya geçmiştim ama amcam gene her zaman ki gibi homurdanmaya başlamıştı ama gene bunu takan kimse yoku.
"Evet geç kaldın ama trafik bir mazeret değil. Bir daha böyle bir şey istemiyorum" diye sert bir şekilde konuştuğum da babam sadece başımı sallamakla yetindim. "Neyse tamam. Kendini tanıt bize" dediğin de babam şaşkın bir şekilde ona baktım. Nasıl tanıt ya? Sanki ben tanımıyor. "Anlamadım baba" diye konuştum. Babam gerçekten bazen beni çok şaşırtabiliyor.
"Burada baba yok Hakan bey diyeceksin" diye ciddi bir şekilde konuştuğun da anladığım kadarıyla beni zor zamanlar bekliyordu.
"Peki hakan bey" diye cevap verdim. Sonuçta şuan benim patronumdu. "Evet şimdi bize kendini anlat Vera hanım." dediğin de derin bir nefes alıp kuzenim Evin' e baktığım da aldan aldan gülüyordum. Benim bu durumumdan oldukça eğleniyor gibi hanım efendi ama ben ona sonra bunu sorarım.
"Vera şen 22 yaşındayım, işletme mezunuyum. Eğer sizin de izniniz olursa babamın şirketinde çalışacağım" dediğim de babamın dudakları iki yana kıvrılmıştı. Benimle alay edecek ama ciddiyetini bozamıyordu.
"Nerelisin, kaç kardeşin var, evli misin?" diye tekrar konuştuğun da babam omuzlarım çökmüş gibi yaptım. "Ya baba bu soruların işle ne alakası var? Ayrıca sanki sen kızını tanımıyormuş gibi davranma" diye sitem ederek konuştum.
"Baba yok Hakan bey diyeceksin ve sorduğum sorulara cevap ver" dediğin de pes ettim bu adamla uğraşılmaz.
"Aslen Mardinliyim ama İstanbul'da yaşıyorum. Benim iki kardeşim var, 1 kız, 1 erkek ve bekarım" diye sorulan bütün sorulara cevap verdiğim de babam gülerek ağa kalktı. "İşe alındın" dediğin de bende gülmüştüm resmen adam benim sabah sabah dalga geçiyordum.
"Çok teşekkür ederim Hakan bey" diye bende gülerek karşılık verdim. "Neyse biz amcanla çıkıyoruz. Artık şirket sizde Evin her şeyi biliyor zaten. Size güveniyorum ve ben emekliliğimin tadını çıkarmaya gidiyorum" dediğin de babam ona hemen sarıldım. "Aklın burada kalmasın. Sana söz veriyorum çok çalışıp buraya gözüm gibi bakacağım" dediğim de babam da bana sıkı sıkı sarıldı. Babamın bana olan güvenini hissediyordum ve onu boşa çıkarmamak için elimden geleni yapacağım. "Biliyorum sana güvenim tam" dediğin de babam yanağına bir öpücük bırakıp ondan ayrıldım. Ben babama öyle sarılmış konuşurken Evin ise gözleri doluk bir şekilde bizi izliyordu. O hiç bir zaman amcamdan böyle bir sevgi görmemişti. Evin tek çocuğu olmasına rağmen amcam hep kızıyla mesafeliydi. Tıpkı şimdi olduğu gibi. "Hadi size kolay gelsin" deyip çıktığın da babam amcam da hemen çıkmıştı.
"Ah bu adam beni deli edecekti o nasıl sorulardı öyle" diye gülüp Evin' in yanına gittim. Biraz onun moralini düzeltmeye çalışıyordum. Babasından dolayı hep yaralıydı. "Amcam sana karşı çok iyi, boş ver seni zorlayacaksa da böyle zorlasın benim babam gibi olmasın dan iyidir" deyip iç çekip koltuğa oturduğun da bende hemen yanına oturdum. "Amcam da seni çok seviyor sadece o duygularını belli edebilen biri değil" diye yalan konuşmuştum. Amcam her zaman çok gaddar ve sevgisiz bir adamdı. Onu hiç bir zaman sevmezdim ve oda beni sevmezdi. Sırf Evin üzülmesin diye ona böyle söylüyordum ama oda buna inanmıyordu zaten. "Kandırılacak yaşı çoktan geçtim ben, boşuna yorma kendini Vera" deyip ayağa kalktı. Böyle ortamlarda bir yerden donra sıkılıyordu Evin "Hadi kalk sana işleri öğreteyim de artık birlikte bu şirketi hak ettiği yere getirelim" diye bu kez gülerek konuştuğun da bende hemen ayağa kalktım.
Evin benden 1 yaş büyük olduğu için o okulu önce bitirip şirkette benden önce çalışmaya başlamıştı ve ikimizin hayali de kendi markalarımızı oluşturmak ama bunun için çok çalışmamız gerekiyordu.
Bunu bildiğimiz için ikimizde işletme okumuştuk.
"Hadi kuzen başlasın o zaman" deyip birlikte gülerek odadan çıktık. Zor olacak biliyorum ve çok çalışmam gerekiyordu ama ben pes etmeyip hayallerimi gerçekleştirmek için gece gündüz çalışacağım....
Allah'ın izniyle....
☀☉☀
Evin' le birlikte bütün gün son 3 yılın gider ve gelirlerini hesaplamıştık. Şirket son 3 yıldır en kötü dönemini yaşıyordu. Bir çok yere borç vardı, özelikle de bankalara. Bunları gidermek için elimizde olan kıyafetleri öncelik olarak iç piyasaya sürmeye karar vermiştik. Elimizde ki mallarla nakit bir paraya ulaştığımızda borçların bir kısmını kapatıp daha sonra ki çıkacak olan ürünleri de yurt dışına verecektik. Yurt dışına 2. Parti yollamak bizi biraz zora sokacaktı ama nakit paraya ihtiyaç olduğu için öncelik iç piyasa olacaktı. "Vera bu sadece böyle olmayacak bizim büyük bir markadan ihale almamız gerek" dediğin de Evin önümde ki dosyaya bakarak başımı salladım.
"Evet haklısın ama şuan bir ihaleye katılmak için de en düşük rakamı vermemiz gerek ve verdiğimiz rakamın bizi kurtarması gerek" diye düşünceli bir şekilde konuştum. Şuan ihaleye gire bileceğimiz yerler vardı ama bizim dışımız da bu ihaleye girecek çok güçlü rakipler de vardı. "Şöyle yapalım ben ben biraz araştırayım hangi ihalelere gire bileceğimizi öğreneyim ona göre bir fiyat listesi çıkartırız" dediğin de Evin mecbur kabul edecektik başka çare yoktu.
"Tamam sen araştır bende eldeki malları vereceğimiz yerlerle konuşup nakliyatçı yollayalım" dediğim de Evin başını tamam anlamında sallayıp çıkmıştı odadan. Bende bir kaç görüşme yaptıktan sonra alt katta ki depoya indim. "Merhaba Rüstem amca" diye depoda ki elamanların usta başıyla konuştum. "Hoş geldin Vera kızım" diye oda gülen yüzüyle cevapladı.
"Hoş buldum"
"Artık baban emekliye ayrıldı."
"Evet öyle oldu. Adam meğerse yıllarca bugünü bekliyormuş ben gelir gelmez bir dakika bile durmadan hemen gitti" diye gülerek konuştuğum da Rüstem amcada yaşlanmış, kırışmış yüzüyle kocaman bir gülümsemişti. Yaşlılara olan sevgim her zaman bir başkaydı. "Valla ne yalan söyleyeyim bende biran önce emekliye ayrılmayı düşünüyorum ama benim oğlan yeni evlendi onun borçları, e birde torun geliyor daha çalışacağız" diye konuştuğun da gözlerinin içi gülüyordu. "Yaa haberim yoktu torun mu geliyor? Hayırlısı olsun inşallah. Allah analı babalı büyütsün inşallah" diye gülerek cevap vermiştim. "Amin Allah razı olsun kızım"
"Rüstem amca yarın sabah yükleme için arabalar gelecek. Bir kaç yerle konuştum eldeki malları önce çıkaracağız bunu için eldeki malları kolilesin çocuklar. Yarın bekleme olmasın" dedim "Tamam sen merak etme biz hallederiz bu gece" dediğin de ona tebessüm ettim. İlk etapta işlerimin böyle iyi gitmesine sevinmiştim. "Sağ ol Rüstem amca o zaman sonra görüşürüz" deyip tekrar kendi odama doğru çıkmaya başladım.
Tam odama girecekken kapının önünde beni bekleyen bir kız gördüm. "Merhaba Vera hanım ben Selma sizin asistanınızım. Hakan bey beni işe 1 hafta önce almıştı sizinle çalışmam için" deyip elini uzatan kıza bende elimi uzatıp sıktım elini.
Gerçekten de bir asistana ihtiyacım vardı ve sağ olsun babam bunu benden önce düşünmüştü. "Hoş geldin Selma, sana gerçekten çok ihtiyacım vardı" dediğim kızda gülmüştü. "Hoş buldum, çok teşekkür ederim elimden geldiğince size yardımcı olacağım" "Sağ ol, o zaman senin yerini ayarlamam gerek" diye konuştum bu kez. Bir asistanımın olması çok hoştu gerçekten.
"Hakan be her şeyi ayarlamış, hemen sizin odanızın yan tarafından ki yer benim odam" dediğin de buna da sevinmiştim. "Tamam o zaman kolay gelsin" deyip odama girdim. Masama doğu gidip yerime oturup bir sonra ki ay çıkaracağımız koleksiyona bakmaya başladım. Ben dikkatli bir şekilde çalışırken bir anda odanın kapısı açılıp Evin içeriye girdiğin de dalmış olduğum için korkmuştum. "Kızım yavaş gir sene korkuttun beni" diye kızarak ona baktığım da o beni umursamadan elindeki dosyayı inceleyerek gelip karşıma oturdu. "Buldum bize uygun bir ihale yeri ama bu bizim çok fazla işimize yaramaz" deyip elinde ki dosyayı benim önüne doğru koydu. Bende dosyayı biraz inceledikten sonra Evin' e hak vermiştim. Gerçekten tamda bizim istediğimiz şartlara uygundu. "Yine de bu işi alalım, bu ay biraz sıkıntı geçecek ama yapacak bir şey yok" diye konuştum.
"Bende aynı fikirdeyim ve ihale katılacağımıza dair mail attım. Geri sadece fiyat belirlemek kaldı" diye bu kez konuştu Evin. haklıydı. "Tamam onu da sen belirle o zaman." dedim. BU iş ondaydı ve en iyi şekilde yapacak kişiydi de. "Tamam bende o is.... O zaman bugünlük bir iş kalamadı. Yarın yorucu gün olacak şimdi eve gidelim" dediğin de Evin ona katıldım. "Tamam çıkalım ama eve gitmeyelim şöyle iki kuzen güzel bir akşam yemeyi yiyelim" deyip ayağa kalktığım da Evin de gülmüştü. "Çok güzel olur o zaman ben çantamı alayım çıkalım" dedi Evin Birlikte şirketten çıkıp güzel bir restoranta gelip birlikte sohbet ede ede yemeğimiz yedik...