Gözyaşlarımı göz pınarlarımda zaptettim. Ağlamamak için sertçe yutkunurken alt dudağımı öne çıkarıp kirpiklerime değecek şekilde üfledim gözlerimdeki hafif nemi kurutmak için. Gözlerim nemli olsa anlardı. Ellerimi kaldırıp yüzümü yellesem anlardı. Ve ben gözyaşımın zırnığını göstermeyecektim ona. Vaktiyle sahte gözyaşlarına bürünmek için gözlerime soğan tutan ben, yine gizli kaçak hareketlerle olduğumdan başka bir hale bürünmeye çalışıyordum lakin bu sefer ağlamamak için. Nefesimi toparladığımda arkamı döndüm. Bir salise yüzyıllar boyu çırpınmak kadar zor olabilir miydi? Heyecan, hüzün, hırs, nefret, merak, sızı hepsi kalbimde harmanlandı ve arkama döndüğümde bana bakan gece gözlerle öldü denilip mezara gömülmüş aşk, ben ölümsüzüm deyip firar etti ve hepsini ezip geçti. "Demir?" dedi

