İdil, çocukluğundan bu yana her zaman hayatın bir geri sarma tuşu olması gerektiğine inanırdı. Yani, kesinlikle tam anlamıyla yanlışın içindeyiz dediğimiz anda bir düğmeye basıp, her şeyin en başına gitmeyi sağlayacak bir tuş. Tamam bu kesinlikle imkansızdı. Ama bir şekilde başa gitmek istiyordu. Üç tane böbreğinin olduğunu öğrendiği o güne gitmek ve her şeye yeniden karar vermek istiyordu. Nasıl bir karanlığın içinde nasıl bir canavar ile uğraşacağını bilmiyordu. Üstelik nasıl bir zarar göreceğini de bilmiyordu. İçindeki panik hala devam ederken eli, genç adamın elinde olan İdil yutkunduktan hemen sonra kısık çıkan bir sesle “Tamam o zaman denizde karşılaşmadığımız sürece sorun olmayacaktır” diyerek karşılık verdiğinde Aras, her iki kaşını da çatarak genç kadına baktı. Buz gibi olan bak

