İlayda koltuğa yayılmış, yüzünde kocaman bir sırıtışla bana baktı. “Yaren, yarın alışverişe çıkıyoruz.” Ben hemen kaşlarımı çattım. “Olmaz, vallahi olmaz. Sabah okulum var, öğleden sonra da rapor yetiştirmem lazım.” Seher lafa girdi. “Bahaneyi bırak. Okuldan sonra biz seni alacağız. Gideceğiz, senin için alışveriş yapacağız.” Şaşkın gözlerle ikisine baktım. “Ama… olmaz ki öyle. Hem…” dedim, sonra cümleyi yutkunarak tamamladım. “Benim param yok o kadar.” İlayda ile Seher aynı anda kıkırdadılar. İlayda hemen elini salladı: “İtiraz yok! Bunu bizden evlilik hediyesi gibi düşün.” Seher de başını salladı. “Aynen. Sana balayı alışverişi yapacağız. Sen merak etme, biz hallederiz.” Yanaklarım utançtan kızarmıştı. Dudaklarımı ısırıp mırıldandım: “Balayı falan aman Allah ’ım…” Kabul edemem

