Eve girer girmez Serdar’ ı gördüm. Kapıdan adımımı attığım anda önümdeydi, sert bakışlarıyla duruyordu. Gözleri karanlık, nefesi derin ve ağırdı. Hızla duvara yasladı beni. Resmen feleğim şaştı. Zemin ayaklarımın altından kayıyor gibi hissettik. Sanki boynumu öpecekmiş gibi eğildi, eğildi ama gözlerindeki bakıştan anladım, bu onun için sadece bir uyarı, bir oyun başlatma şekliydi. Ama nasıl bir oyun. Kalbim deli gibi atıyordu, bacaklarım titriyordu. “Yeni oyunun bu mu?” dedi sertçe, sesi odada yankılandı. İçimden bir çığlık atmak istedim ama sadece boğuk bir nefes alabildim. Ellerini omuzlarımın yanına koymuş, yaklaşıyor ama dokunmuyordu. O an bütün düşüncelerim darmadağın oldu. “Y-Yok, ben…” diyebildim ama kelimeler boğazımda düğümlendi. Serdar hala o sert, çatık kaşlı hâliyle önümdey

