KUMALAR DİYARI - SET ARKASI: GERÇEK YÜZLER
Işıklar söndükten sonra Selin, makyaj masasına çöküp ayakkabılarını çıkardı. Ayakları şişmişti. Sabah saat beşten beri çekim yapıyorlardı, şimdi gece yarısına gelmişti.
"Selin, sen nerede yaşıyorsun?" dedi yanındaki masada makyajını silen Deniz.
Deniz, Dr. Murat karakterini canlandıran oyuncuydu. "Ben Levent'te oturuyorum, seni bırakabilirim istersen?" dedi.
"Teşekkürler ama ben otobüsle giderim," dedi Selin yorgun bir sesle. "Üsküdar'a kadar seni uğraştırmaya değmez."
Deniz şaşırdı. "Otobüsle mi? Bu saatte? Sen başrol kadın oyuncususun ya! Taksiyle gitsene."
Selin acı acı gülümsedi, yine bir erkek oyuncunun onu kendi standartlarıyla kıyasladığına şahit oluyordu. "Başrol kadın oyuncusu öyle mi?... Aylığım asgari ücretten bile az, Deniz. Taksiye verecek param yok." dedi.
Deniz gerçekten şaşırmıştı, "Nasıl yani? Bu dizi çok popüler, herkes izliyor." diye mırıldandı.
"Popülerlik para getirmiyor canım. Ben günde on iki saat çalışıyorum, ayda on altı bin lira alıyorum. Kira 8 bin beş yüz, ne kaldı?" diye sordu. Aynı ülke de ve aynı meslek grubunda olmalarına rağmen aralarında bir uçurum kadar farklılık olması artık gururuna dokunuyordu.
Bu sırada, kostüm departmanından Aylin geldi koşarak. Elinde bir yığın kıyafet vardı.
"Selin! Yarının kostümlerini eve götür, ütüle gel. Kostüm ekibinin bütçesi kesildi." dedi.
Selin'in yüzü asıldı. "Aylin, ben oyuncuyum. Niye kostümleri ben ütülüyorum?"
"Çünkü set müdürü böyle söyledi, kadın oyuncular arasında işleri bölüşüyoruz. İstersen ayakkabı bakımlarını sen yap, ben ütü çok daha rahat olur diye düşündüm." dedi Aylin sinirle. "Neyse bıraktım buraya,." diyerek uzaklaştı.
Deniz, Aylin'e döndü. "Ben de kostümlerimi ütüleyeyim o zaman." dedi. Bu durum garip gelmişti ama Selin'e yakın davranmaya çalışıyordu.
Selin başını sallayarak, homurdandı. "Sen erkeksin ya! Erkekler böyle işler yapmaz! Senin kostümlerini temizlik şirketi alır, Kendini hiç yorma yani."
Selin dişlerini sıktı ama ses çıkaramadı. Kostümleri aldı. Büyük bavula tıkıştırdı. Çamaşır odasına bırakıp, yarın daha erken gelerek ütülemeyi planlıyordu.
Tam o sırada yapımcı Murat Bey içeri girdi. Gömleği terlemişti, etrafa sigara kokusu saçıyordu.
"Kızlar toplanın! Yarın önemli bir olay var."
Herkes etrafında toplandı. Murat Bey, elindeki kağıda baktı:
"Siyah TV'de sabah programına davet edildik, Hafta başından cumaya kadar programları var. Bizim diziden birini göndermemiz lazım. Reklam açısından çok önemli." dedi.
Deniz öne çıktı. "Hangi program Murat Bey?"
"Seda Ayan'ın programı. ''SEDA AYAN'la Çek Çekiştir'' Bilirsiniz, çok izlenir. Ama dikkat edin, orada ne diyeceğinizi bilin. Dizinin imajını korumanız önemli." dedi.
Selin gözlerini devirerek içinden mırıldandı, ''Sanki bir imajı var da, dizinin. Korumamızı istiyor hırt herif!''.
Sonra Murat Bey'e döndü ve merakla sordu: "Kim gidecek peki?"
Murat Bey gözlerini ona dikti. "Sen gideceksin tabii. Kadın oyuncular bu işlerde daha iyi. Sabah programına jönlerimi gönderecek değilim heralde."
"Ama ben istemiyorum," dedi Selin kararlılıkla. "O programda sorulan sorular... Çok kişisel, çok rahatsız edici. Ayrıca sürekli mağdur rolü oynayan, ahlaksızlıkları ayyuka çıkmış kadın tiplemeleri yaratıyorlar. Bu yüzden toplumda gerçekten mağdur olmuş , acı çeken kadınlar ''kimbilir ne yaptı'' diye yaftalanıyor. Bence hiçbir oyuncumuz katılmasın." dedi. Gözlerinde sert bir ifade vardı.
"Ne demek istemiyorum?" diye Murat Bey'in sesi yükseldi. "Sen bu dizide çalışıyorsun! Dizinin tanıtımı senin işin!"
Deniz araya girdi: "Murat Bey, ben de gidebilirim. Sonuçta ben de başrol oyuncusuyum." dedi.
"Sen mi?" Murat Bey güldü. "Erkek oyuncular televizyon programlarında sıkıcı oluyor. İzleyici kadın görmek istiyor.!"
"Ama neden zorunlu tutuyorsunuz beni?" diye sordu Selin. "Ben çok yorgunum. Hem bu programda olmayı açıkça istemiyorum!.." dedi.
Murat Bey yüzü sinirden kıpkırmızı olmuştu. "Selin! Sen burada çalışmak istiyorsun değil mi?"
"Elbette ama..."
"Ama yok! Bu iş böyle! Tanıtım da işin parçası! İstmiyorsan seni değiştiririz! Köyden başka bir kuma gelir, olur biter."
Selin artık resmen burnundan soluyordu, doğruydu tüm söylenenler. Bir kadın gelir, diğeri gider. Gurursuz ve doyumsuz ağa habire karı değiştirir. Mafya her suçu işler, her kadınla yatar kalkar ama başrol kadını ezerek sevgi gösterisi yapar. Peki, kadınların gerçek hayatta bile çektiği bu çile nedendi? Selin sakinleşmek istercesine nefeslendi.
Ortamda sessizlik oldu. Herkes birbirine baktı.
Yönetmen Kemal Bey de araya girdi: "Murat Bey haklı. Kadın oyuncular programlarda daha çok izleniyor. Erkek oyuncular genelde sıkıcı oluyor, Selincim. Üstelik sen bizim başrol kadınımızsın."
Deniz şaşırdı. "Bende sıkıcı olacağım Kemal bey, program benlik değil? Beni hiç denediniz mi?"
"Denemeye gerek yok," dedi Kemal Bey. "Bu işte tecrüben var. Oyuncusun sen, programın isteklerinde bir oyunculuk yap geç. Bu işlerde kural belli kızım. Kadın oyuncu gönder, rating artır. Erkek oyuncu gönder, sıkılsınlar."
"Ama bu adil değil!" dedi Deniz.
"Adalet ne ya?" diye Murat Bey güldü. "Bu sektör! Kadın güzelliğiyle satar, erkek para ile!"
Selin'in içi daralmıştı artık. "Ya ben gitmek istemiyorsam?"
"O zaman sözleşmen biter," dedi Murat Bey soğuk soğuk. "Zaten yerine on tane aday var. Hepsi de senin aldığın paranın yarısına çalışmaya razı."
Selin şaşırdı. "Nasıl yarısına?"
"Evet. Maliyetleri düşürüyoruz. Ya kabul edersin ya da gidersin."
Deniz dayanamadı. Selin'e yapılan bu adaletsizlik gücüne gitmişti. Destek olmak için hemen lafa girdi. "Bu nasıl iş ya! Adam gibi çalışıyoruz, hakkımızı vermiyorsunuz!"
"Sen sus!" dedi Murat Bey Deniz'e dönerek. "Sen erkeksin, senin yükselme şansın var. Başka dizilerde çalışırsın. Ama Selin... Selin kadın. Yaş ilerledikçe iş bulamaz. Üstelik bize teşekkür etmeli, tek tutan dizisi biziz."
Selin'in gözleri doldu. "Ben daha yirmi beş yaşındayım! Ayrıca bu kadar saplantılı bir senaryo olmasa emin olun tutmazdı diziniz." dedi ve öfkeyle kapıya yöneldi.
"Televizyonda yirmi beş yaş, çok yaş! Otuz olduğunda iş bulamazsın. O yüzden şimdi çalış, para biriktir. Belki göze çarpar bir oyuncuyla evlenirsin de, hayatın kurtulur." dedi üstten bir tavırla.
Bu sırada senaryo asistanı Elif koşa koşa geldi.
"Murat Bey! Yarının çekimleri için senaryo hazır!"
"Neymiş bakalım?" diye sordu Murat Bey.
"Gülbahar'ın tecavüze uğradığı sahne var. Çok detaylı yazılmış."
Selin'in yüzü sarardı. "Tecavüz sahnesi mi? Yok artık, Ben bunu oynamam! Dizinin başından beri Gülbahar karakterimin yaşamadığı eziklik kalmadı. Bir kadın karakteri bu kadar onursuz ve güçsüz çizemezsiniz. Söz vermiştiniz, bu bölümden sonra güçlenip kendi ayaklarının üstünde duracaktı. Ben bu yüzden kabul ettim!"
"Oynarsın!" dedi Murat Bey. "Rating için gerekli. İzleyici böyle sahneleri seviyor. Kimi ibret alıyor, kimi vah vahlanıyor." dedi.
Selin sinirle çıkıştı, ''Evet kimi de o saatte orada ne işi varmış diyor! Resmen kadını değersizleştiriyorsunuz. Bu çok ağır..."
"Ağır olsun! Sosyal medyada konuşulsun! #GülbaharaTecavüz hashtag'i açılsın! Trending topic olalım! Böylece izleyici kazanırız, kızım senin derdin para kazanmak değilmi?"
Deniz iğrenerek baktı. "Bu nasıl mantık ya? İnsanların acısını eğlence yapmak.. Bu tarz konuların ciddiyetini azaltmak." diyerek yüzünü buruşturdu.
"Eğlence değil! Sosyal sorumluluk!" diye Murat Bey güldü. "Kadın cinayetlerini, tecavüzleri gündeme getiriyoruz!"
"Sömürerek mi?" diye sordu Selin.
"Sömürmek değil, farkındalık yaratmak! Televizyon böyle işliyor!"
Selin artık dayanamıyordu. "Ben bu sahneleri oynarsam, insanlar beni hep tecavüz kurbanı olarak hatırlayacak.'' diye bağırdı.
"O zaman şanslısın!" dedi Murat Bey. "Tecavüz kurbanı karakterler çok popüler! Her dizide böyle karakterler oluyor!"
"Ben size inanamıyorum ya, ama bu sahneleri oynayamam," dedi Selin kararlılıkla.
Murat Bey'in yüzü değişti. Gözleri daraldı.
"Selin, sen beni zorluyorsun bak. Ya bu sahneleri oynarsın, ya da sözleşmen iptal olur. Tazminatını paşa paşa ödersin. Hem Seda Ayan'a da gideceksin. Bu iş bu kadar basit."
"Bu mobbing!" dedi Deniz. "Kadın oyuncuları zorlamayı bırakın!"
"Mobbing mi?" diye Murat Bey güldü. "Bu televizyon sektörü! Mobbing değil, iş disiplini!"
Kemal Bey de lafa karıştı: "Selin, sen çok hassassın. Bu sektörde hassas olunmaz. Sert ol!"
"Ben neden sert olmak zorundayım? Ben neden tecavüz sahnesi oynamak zorundayım?" diye sordu Selin sinirden gözleri dolarak.
"Çünkü kadın oyuncusun!" dedi Murat Bey. "Kadın oyunculardan beklenen bu! Kadınların hassas yanları seviliyor!"
"Peki erkek oyuncular neden böyle sahneler yapmıyor?"
"Çünkü erkek oyuncular güçlü karakterler oynuyor! Sende bir kadınsın, pısırık ve güçsüz bir adama aşık olmur musun!"
Selin artık dayanamıyordu.
"Bu çok hastalıklı bir düşünce.!" dedi.
"Hasta değil! Pazar araştırması! Kadın acısı izleniyor, erkek acısı izlenmiyor!"
Deniz duyduklarına inanamıyordu. Artık net bir tepki koymak için bağırdı. "Ben o tecavüz sahnesinde oynamak istemiyorum! Bana da rahatsız edici geliyor! Senaristle konuşun değiştirsin."
"Deniz Bey, sen oynamıyorsun zaten!" dedi Kemal Bey. "Sen kurtarıcı rolündesin. Kadını kurtaran güçlü doktor olarak!"
"Bu klişe değil mi?" dedi Deniz öfkeyle.
"Evet ve Klişe çok satıyor!"
Selin kapıyı açtı. Artık sınırı aşılmıştı.
"Ben yarın bu sahneleri oynamayacağım. Ve Seda Sayan'a da gitmeyeceğim. Beni kovarsanız kovun!" dedi ve kulisten dışarı çıktığı anda o sesi duydu.
Murat Bey'in gözleri parladı. "Tamam! Kovuldun! Hemen git!"
"Durun!" diye Deniz atıldı. "Bu haksızlık! Selin aylardır bu projeye emek verdi.!"
"Sen karışma!" dedi Kemal Bey.
Selin duyduklarından sonra içeri girdi ve çantasını aldı. "Ben gidiyorum. Bu sektörde çalışmayacağım artık." dedi.
"Git!" dedi Murat Bey. "Yarın yerine başka bir oyuncu gelir! Ama unutma, son maaşın dahil hiçbir şey alamayacaksın! En azından programa çık! Son maaşını verip göndereyim seni! Hem benle anlaşmalı ayrılmazsan, Tazminatı da ödeyebileceğini sanmıyorum."
Selin çaresizce etrafına baktı. İki aylık maaşı alamamışlardı zaten. Son maaşını da alamazsa, kirası ve faturalarını ödeyemeyecekti. Artık sesinden bile yaşadığı hayal kırıklığı okunuyordu. Sözleşmenin maddeleri çok ağırdı. Ve artık tamamen kapana kısılmıştı.
"Tamam," dedi sesi titreyerek. "Gideceğim. Ama bu son!"
"Aferin kızım!" dedi Murat Bey. Resmen bu durumu bir başarı olarak görüyordu.
"İşte böyle! Medya bu kadar basit!"
Ve böylece Selin, ertesi gün Seda Ayan'ın programına çıkmaya mecbur kalmıştı. Kovulmuş, rencide edilmiş, ama hâlâ çalışmaya zorlanmıştı.
Kapıdan çıkarken Deniz arkasından koştu:
"Selin! Bu çok yanlış! Sen haklısın, olanlara inanamıyorum!" dedi.
"Biliyorum ama haklı olmam birşey ifade etmiyor. Bu sektör böyle. Kadınları eziyor, sonra 'kadın güçlendirmesi' yapıyorum diyor."
"Peki yarın programda ne diyeceksin?"
Selin gözlerindeki yaşları sildi. "Bilmiyorum. Muhtemelen yine yalancı bir gülümsemeyle 'çok mutluyum, harika bir ekiple çalışıyoruz' diyeceğim."
Yeni Bölüm : SEDA AYAN'la Çek çekiştir!'' programında;
Devamı gelecek...