2.BÖLÜM

1642 Words
Sultan hanım, koştur koştur gelmişti Gelininin yanına.. Onu ilk kez, Cengiz evine geldiğinde.. Telefon ekranında ki resmi ile görmüştü.. . O an karar vermişti, Oğlunun kalbine iyi geleceğini. O an anlamıştı oğlunu iğleştirecekğini.. Bu yüzden anlaşmayı bu şekilde istemişti.. Bu kız oğlu için iyi bir gelindi.. ''Hoş geldin kızım'' dedi mutlulukla Yasemin, başıyla selam verdi.. Murat araya girerek.. ''Anne, konuşmamız gerek'' ''Sonra konuşuruz oğlum.. Hadi içeri girelim.. Uzun yoldan geldiniz açsınızdır.. Yemekler hazırlattım, inşallah sende seversin güzel gelinim.. Neyi sevdiğini bilmediğim için Saniye ablana, her bir türden hazırlat dım'' Yasemin ''gelinim'' sözleriyle gerilse de, yaşlı kadına belli etmez.. Aslında acıkmıştı ama.. Murat'ın zırvalıklarına göre ilerleyecekti.. ''Anne konuşalım dedim'' Sultan hanım, kaşlarını kaldırarak ''Ne oluyor ya sana, kız yoldan geldi buranın yabancısı bir izin ver bakıyım.. Gelinim ne ister, yoruldun mu, aç mısın'' ''Anne'' dedi uyaran tavırla Murat, ''Konuşalım önce acill'' Sultan hanımın, oğlunun bu tavrı ile ikilemde kalmıştı.. Artık sadece evin çalışanları duruyordu, köylüler çoktan, çiftlikten çıkmıştı... geride çalışanlar da Yasemin'i inceliyordu.. Hanife bir an gülümsedi.. Yasemini en çokta o merak ediyordu ve tam da tahmin ettiği gibi çok güzel olduğunu görmüştü.. Aklından bir an geçirdi , Murat ile nasıl yakıştıklarını.. Yan yana harika duruyordu bu çift Murat, Yasemin'e baktı.. Kerem'e dönerek.. ''Siz kalın burada, annemle konuşacağım ben.. Hanife, telefonda konuştuğum gibi ayarladın mı her şeyi'' ''Hazır Murat abi, merak etme'' Yasemin, o an anlamsızca, köylü kızına baktı.. Murat bir patron gibi dursan da, evin çalışanı olarak düşündüğü kız, ona bey demek yerine abi kelimesini kullanması şaşırtmıştı genç kadını.. Ama bu durumun çokta üstünde durmadı genç kadın.. Murat annesi ile çalışma odasına gitti. Yaşlı kadın, öfkeden sinirliydi. ''Bana bak Murat, sen artık fazla oldun. İstanbul da evlenip geldin ses etmedik. Gelinimin yanında kıza hoş geldin bile demeden odalara kapadık kendimizi'' ''Anne dinleyecek misin artık'' dedi Murat, sesini yükselterek ''Murat, elimi kalbime götürüyorum bak kaldıramayacağım bir şeyse baştan söyle.. Ben yaşlı bir kadınım'' Sultan hanım elini ciddi ciddi kalbinin üstüne götürdü.. Murat o an anlamıştı artık annesinin oyununu.. Ellerini doladı, yaşlı kadına gülerek baktı.. Sultan hanım tek gözünü açarak, oğluna baktı.. Ciddiye almadığını fark edince kendisini serbest bırakarak ''Tamam tamam hadi anlat, ne oluyor'' dedi Sultan hanım bu kez ciddi bir tonda.. Murat kafasını karıştırdı konuya nasıl gireceğini bilmiyordu.. Aslında, anlatacakları annesinin kalbine inme ihtimalini doğruluyordu... Genç adam derin bir nefes aldı.. ** Hanife, tek odalı kulübe tarzında bir eve getirdi Yasemin'i.. Yasemin topuklu sesleri ile sert taşlı zeminde yürüyordu.. Genç kadın iğrenerek baktı kulübe tarzına.. Hanife, içeri girince, tahtalı duvarda duran düğmeye bastığında, sarı ışık yandı hemen..ev olarak görülen bu rezil yere iğrenerek baktı Yasemin.. Tek bir yatak, üstünde temiz olduğuna dair şaibe hissine kapıldığı yatak, hemen yanında küçük bir soba.. Üstünde güğümler bulunuyordu.. Hanife, bu kısmı geçince biraz daha ilerledi. Tahtalı, aralıklardan belli olan bir odaya daha geçirdi.. ''Burası da banyo abla, ben sobayı da kurdum içeride üstünde sen şimdi alışkın değilsin ya iki güğüm hazırladım birde küçük çaydanlık bol bol yıkan diye'' Genç kadın, banyo denilen o yere baktı.. Yaşadığı büyük şehir, büyük evi o şahane banyosundan sonra, buraya Banyo demeye bin şahit denilirdi. Kararmış zemin taşları, Delikli tuğlalı duvar, tek bir pencere oda pencere demeye bin şahit gerekir küçücük. ve tahtalı tavana baktı .. Etrafta bulunan örümcek ağları vardı , bu banyo daha çok korku evi gibi geliyordu ona.. Yanında ki köylü kızı, Hanife ona banyoyu anlatıyordu. Yasemin şaşkınca baktı genç kıza ''Bir dakika , burası ne dedin'' Hanife gözlerini çevirdi etrafa, gayet sakin bir o kadar da soğuk kanlı ''Banyo.. Banyo burası abla'' ''Dalga mı geçiyorsun sen ya, burası banyodan çok korku evi gibi.. Bu nasıl bir yer ya'' ''Vallahi abla Murat beyim öyle dedi.. Sende burada yıkanıp dökünecek mişsin.. Bak şu yatakta da uyuyacaksın..'' ''O Murat bey'in ben'' Dedi Yasemin dişini sıkarak ''Ha'' ''Banyo diyorum.. duşa kabin hani, su nerede kızım çeşme yok burada.. Bu nasıl banyo.. Banyo demeye de bin şahit ister'' ''Vallahi abla, bizim evin banyosu da böyle.. Yani senin dediklerini ben pek anlamadım ama.. Neyse ben en iyimi güğümü getireyim, sabun orada.. Litfe yanında.. Soğuk suda bak orada abla, bidonlar var oradan su ayarlaması yaparsın'' ''Allah'ım sabır.. Çıldırmam yakındır bu evde'' ** ''NEEEEEEEEEEEE'' Sultan hanımın.. Sesi bu kez dışarıdan duyulmuştu... Salih bey ve Kerem dışarıda duruyordu.. Sultan hanımın bağırması ile Salih efendi paniklemiş tam içeri gidecekken. Kerem durdurarak.. ''Bırak abi, konuşsunlar.. Sizde beni dinleyin'' ''Kerem bey oğlum ne oluyor'' dedi Saniye ''Abi, biliyorum biraz saçma olacak ama, yani öyle göründüğü gibi değil aslında her şey şey olarak başladı.. Ben ne diyorum ya'' Kerem için komik kaçan bu durum anlatamadığı için daha da bir can sıkıcı olmuştu.. Kendisine bakan iki kişi vardı.. Kerem bir çocuk gibi durdu karşılarında ''Şimdi sizin bu gelin hanım var ya'' Saniye ve Salih aynı anda ''Eeeeee'' ''İşte o gelin hanım değil.. '' Yine aynı şekilde ''Neeeeeeeeeee '' diye bağırmıştı yaşlı çift.. ** Sultan hanım, eline camdan sürahiyi alarak oğluna vurmak için hazırlanıyordu.. Murat ise şaşkınca açtı gözlerini kocaman.. ''Sen beni ya öldüreceksin yada evlat katili edeceksin. Eşek sıpası kime çektin sen.. Gel buraya sakın kaçıyım deme'' Murat, Allah'tan kocaman çalışma odasında, büyük bir masası olduğu için onun etrafında tur dönüyordu.. Ve neyse ki Annesi ona yetişemeyecek kadar yaşlıydı.. ''Anne bir dinlemiyorsun hemen ortadan aldın lafı'' ''Yok yok ben seni böyle dinleyeyim daha iyi olur'' Murat en sonunda durdu tam karşısında annesinin ''Tamam ya Sultan hanım vur hadi vur, biricik evladına vur hadi'' Murat annesinin yapmayacağını düşündüğü için tam karşısında durdu.. Sultan hanım duydukları ile öylesine öfkelenmişti ki.. Elinde ki sürahiyi genç adama fırlattı. Neyse ki refleksi çok kuvvetliydi son dakika da kendisini kurtarmayı başarmıştı Murat.. ''Yaşına göre şahane bir atış Sultan hanım.. Ama Yuhhh.. ben senin oğlunum be kadın yuhh yani'' ''Ayy ölüyorum bu kez gerçekten de gidiyorum.. yok yok belki de gittim'' Sultan hanım kanepeye oturdu.. fenalık geçiriyordu yaşlı kadın.. Baktı annesine genç adam, bu kez kendini toparlayarak... ''Beni sevmiyor anne'' dedi Murat o an Sultan hanım, fenalaşma numarasını durdurup oğluna baktı ''Nee'' ''Sevmiyor anne, nişanlısı varmış meğerse.. sen biliyor muydun bu durumu'' Sultan hanım şaşkınca açtı gözlerini ''Vallahi bilmiyordum.. söylemediler oğlum bana öyle bir şey.. hemen kabul ettiler ben teklif edince. Nişanlı kızı niye sana almak isteyim'' ''Dün Kerem ile merak ettiğim için gittim. Kızın nişanlısı varmış, onunla konuşurken duydum. Benimle para için evlenmek istiyormuş'' ''Amanın ne diyorsun oğlum sen'' dedi şaşkınca Sultan hanım.. ''Ya öyle işte Sultan hanım.. Hatunun kafa zehir mübarek'' ''Oğlum sende kafanı kullansaydın ya, niye evlendin sen salak mısın'' Murat bu son cümlede gerilse de annesine imalı bakarak ''Salak değilim, akıllı olduğum için evlendim'' Sultan hanım kaşlarını çattı. ''Oğlum iyimi sin sen.. Bana bak, Hanife'nin ninesine üfletek mi seni bir'' dedi oğluna bakarak.. Genç adam, annesinin yanına oturarak ''Anne bir dur ya,okunup  üflemeye gerek yok.. o kızla 3 ay evli kalacağız.. Sonra gidecek.. Babasının senetleri elimde, bunun karşılığında 3 aylık evlilik sözleşmesi imzalattım'' ''Ne alaka.. Niye 3 ay, oğlum millete ne diyeceğiz.. Niye evlendin ben hala anlamadım. Ne bir şey mi yapacaksın.. Çocuk yoksa katil mi olacaksın. Kızımı öldürmeyi planlıyorsun'' ''Bir şey dememize gerek yok anne.. 3 ay kalacak ve sonra gidecek bu kadar basit.. Bende bu 3 ay da ona dünyanın kaç bucak olduğunu göstereceğim.. Öldürmeyeceğim, ama ölmekten beter edeceğim Sultan hanım..'' Sultan hanım, oğlunun keskin sözlerine odaklandı.. Derin bir iç çekti .. Murat ise keskin bakışlarını sundu annesine.. Yasemin, banyonun iğrençliğini görünce, Hanife'nin yanına doğru ilerledi. O Sırada Hanife de, Sobada ısınmış mı diye güğümleri kontrol ediyordu.. ''Şimdi mi yıkanırsın abla, ona göre hazır edeyim'' Yasemin gözlerini kocaman açtı, şuan bu durumda ya bu köylü kızı kendisiyle dalga geçiyordu yada.. Millet kafayı yemiş olma ihtimali daha yüksekti.. ''Sen dalga mı geçiyorsun benimle'' Genç kız, gayette ciddi ama bir o kadar da çekinerek baktı Yasemin'e bir yanlış yaptığını düşündü ''Abla bir hatam mı oldu'' Yasemin sinirle gözlerini kaydırdı ''Kızım, ben burada falan kalmam. Bu ne ya siz aklınızı falan mı kaçırdınız'' Hanife, çekinerek ''Abla ben, ne denilirse onu yaparım. Murat abi aradı beni size burayı hazır etmemi söyledi. Siz burada kalacakmışsınız. Bende uzun yoldan geliyorsun diye, sobayı kurdum, geceleri burası soğuk oluyor diye. Yıkanırsın diyede güğümleri hazırda bulundurdum'' ''Yani o geri zekalı patronun mu burada kalacak dedi.. O adam benim elimde kalacak yakında'' Hanife direk baktı.. Biraz önce geri zekalı mı demişti bu kız patronuna.. Biraz sinirlense de, utana sıkıla ''Ayıp ediyorsun Yasemin abla'' ''Nere de o'' ''Galiba hala, çalışma odasındalar'' ''Git söyle ona buraya gelsin.. Böyle bir korku evini kendisi de görsün.. Kalmam burada ben. söyle hemen gelsin'' ''Tamam abla, ben söyleğim hemen'' Hanife tam çıkacakken, Yasemin evin ürkütücülüğüne baktı.. ''Kapı açık kalsın'' dedi o an panikle ''Abla soba açık,  buz gibi olur ev,  birazdan yağmur başkayacak'' ''Ya açık kalsın dedim, sana ne hem'' Hanife, evden çıkmıştı.. Uzun avluda yürürken kendi kendine de söylendi genç kız ''Murat abi, almış başına belayı vallahi''   **   Sultan hanım, oğluna baktı.. ''Şimdi ben teyzene ne diyeceğim'' Murat anlamsızca baktı ''Anlamadım, nasıl yani'' ''Eeee sen evlendin kızla geliyorsun diye.. Evde de yalnız kalın diye teyzeni aradım, sana geleceğim diye'' Murat kıvırdı dudağını ''Git anne'' Sultan ''Muratttt'' dedi uyarıcı tavırla.. ''Ya anne, sen gelmeden önce kız zaten kaçacak'' ''Nasıl bu kadar emin konuşuyorsun sen bakıyım'' ''Anne bir sözleşme imzaladı, o sözleşmede 100 madde var, hepsine uyacak uymak zorunda'' Genç adam, masada ki dosyayı annesine uzattı.. Yaşlı kadın eline aldı dosyayı.. ''Bu ne'' ''Sözleşme maddeleri'' Yaşlı kadın, hafif bir göz gezdirdi, gülmeden önce oğluna baktı ''Nasıl yani ciddi misin sen, oğlum bunu okumadan mı imzaladı okuyarak mı'' Murat yine kıvırdı yüzünü ''Okumadı'' Yaşlı kadın her okuduğu maddede gülme krizine girdi ''Oğlum  Hanife'nin ninesini sana değil o kıza çağırmak lazım.. Allah iyiliğini versin senin eşek sıpası'' yaşlı kadın okudukça daha da gülüyordu.. O sırada kapı çalındı, Hanife girdi içeri ''beyim, Yasemin hanım sizi çağırıyor'' Murat baktı Hanife'ye.. ''Şimdi benim biricik karıcığıma söyle, maddelerde ayağına çağırmak yasak, bir şey söyleyecekse önce izin alacakmışsın de'' Sultan hanım kahkahaya boğulurken onu anlamayan gözlerle Hanife öylece bakıyordu.. ''Anlamadım Murat abi'' ''Sen benim söyledğimi de, o anlar'' ''Peki abi'' Hanife anlamayan boş gözlerle odadan çıktı..
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD