Cumartesi Sabahı; Ece'nin yatak odasının içi, devasa pencerenin davet ettiği güneş ışığıyla tamamen aydınlanıyordu. Ece, yüzüne vuran sıcaklığın eşliğinde tertemiz çarşafların kokusunu içine çekerek yüzünü yastığa gömdü. Uyanmak istemiyordu. Serkan gideli bir hafta olmuştu. Yine hayatındaki o saçma dönüm noktalarından birini yaşamıştı. Ancak bu kez farklıydı; gerçekten bu duygulara kapılmıştı. İçinden söküp atamıyordu. Başucundaki telefona uzandı. Serkan’dan bir mesaj görmeyi umuyordu ama ona cevap verme korkusuyla her yerden engellemişti. Buna rağmen, imkânsızı umuyordu. Kendi kendine silkelendi ve yataktan kalktı. Salona geçti, stor perdeyi yukarı çekip camı açtı. Bahar havası içeri dolarken tertemiz oksijenin odaya yayılmasına izin verdi. Kumandayı eline alıp televizyonu açtı. “GP,

