Bölüm 4

711 Words
Okula geri dönmek için otobüse binecekken Han Sang geldi. Bana sen görürsün anlamında başını salladı. Bende gülümsedim. Sen başlattın bu oyunu bir kere. Otobüste Hoca bana döndü "Şarkı söylesene Yakut"dediğinde herkes hep bir ağızdan "Söyle Söyle"diyorlardı. Bazıları gıcıklık olsun diye söylüyordu bunu bazıları da gerçekten istediği. Şarkıyı söylerken Han Sang sanki anlıyormuşum gibi dinliyordu. Otobüste bir sessizlik vardı herkes beni dinliyordu. Bende bu şarkıyı çok sevdiğimden hep söylemek istemiştim. Otobüste tek benim sesim çıkıyordu. Şarkı bitince herkes şaşkınca baktı sonra Han Sang alkışladı. Ondan bunu beklemiyordum. O alkışlayınca diğerleri de alkışladı. Otobüs okulun önüne geldiğinde hepimiz nazik bir şekilde indik iten yok diye düşünürken Choi Dong beni itinceye kadar böyle düşünüyordum en azından. Üstüm başım toz içinde kalktım yerden. "Seni varya"derken Hoca geldi bizi ayırdı. "Yakut bu okulda kavga etmek yasak bilmiyor musun" dediği zaman ona gözlerimi devirdim. İçeriye girdiğimizde ellerim soyulmuştu. Shin Ji krem sürüyordu ellerime lavaboda. "Bunlar çete mi" "Çete"dedi anlamayan bir ifade ile "Kötü çocuk tayfası"dediğimde güldü başını salladı ellerime kremi sürünce üfledim "ee anlatsana " "Şey işte bunlara bulaşanı okulda barındırmazlar " "Bende bunlara bulaşanlardanım öyle mi" "Dolaylı yoldan bulaştın benim yüzümden " "Boşver"dedim gülerek. Ama o kızın ağzını burnunu kırmadan içim rahat etmeyecekti. Okul çıkışı Shin Ji yanımda eve gitmeye başladık. Oradan da kursa gidecektim.Offladım bu duruma kurs hocasının anlattığından tamam anlıyordum ama Shin jikendi evine gitmek için ayrıldı benden bende navigasyona bakarak evimi buldum hala karıştırıyorum evet. Eve gelince kapıda not bulmayı beklemiyordum tabi. İnsan arar diye notu aldım. "Ben pazara gidiyorum babanla sende kursa git direk"yazmış oflayıp notu aldım. Kursa gitmeye başladım. Han Sang var mı diye etrafıma baktım "Beni mi arıyorsun" diye arkamdan gelince elimle damağımı çektim "allah belanı senin "dedim Türkçe ödüm patladı lan . "Ne yapıyorsun"dedi elimle damağımı çektiğimi kast etti galiba ben de bilmiyorum ki ne yaptığımı korktuğum zaman hep böyle yaparım cidden ne anlama geliyor ki bu lan her neyse bunu sonra düşünürüm diye Han Sang 'a baktım. "Sana ne ne arıyorsun hem burada"dedim sinirle çok çabuk değişen ruh halim var evet. Ana saçını siyaha boyatmış bu gamzesini göstererek de gülüyor intihar sebebi bu çocuk. "Hayırdır Sarı"dedim sinirle "Kör müsün artık eminim gözlerinde problem var senin"diye parmağını uzattı gözüme doğru. "Çekil şuradan uğraşamam seninle "diye onu ittirip kursa doğru gitmeye devam ettim. "Ha bu arada"dedi arkamdan ona doğru döndüm "Arabamın lastiklerini patlatma cesaretini nereden bulduysan artık, baban biliyordur belki bu kundakçılığa girer." Sertçe yutkundum. Kaşları alayla havaya kalktı "Baban duysa ne der sence başka bir ülkede kundakçılık" hmmm dedi düşünürmüş gibi yaptı "Ama işi basite alabiliriz"dediğinde ona baktım. Gene gamzesini gösterdi bence bilerek yapıyor. "Ne istiyorsun" dedim sinirle "Yani sen yaptın" haha Yakut afferim sana "Ben şey" diye gevelemeye başladım "Evet senin olduğunu da öğrendiğimize göre Yakut" dedi adımı ne güzel telaffuz etti öyle her kes bana yakutttyeee diyorlar da. "Sadede gelsen diyorum dersim kaçıyor da" "Yani ben ne istersem yapmak zorundasın Türk kızı " "Yok ya "dedim sinirle sınıfa doğru yürümeye başladım millet ne fırsatçı olmuş Yarabbim. Kolumdan tutup beni duvara yapıştırınca "ahh"çıktı ağzımdan Ellerini başımın iki yanına koydu bana baktı. Gözlerimin içine Yutkunamadım "Bak Türk kızı eğer dediklerimi yapmazsan bende gider polise şikayet ederim" dediğinde şaşkınca ona baktım. Sessiz kalmayı tercih ettim başka şeylerle ilgileneyim dedim ama müsaade etmedi. Telefonu çıkardı "Polisin numarası neydi" dedi bana yandan gülerken Anam birisi şuna gülmemesi gerektiğini söylesin. "112" dedim sırıttım "911" dedi o da benim gibi sırıttı "Ne diyorsun baban da polis di demi ne düşünür sence" "Tamam "dedim dişlerimin arasından "Tamam ne istiyorsun" dediğimde telefonunu cebine koydu. "Aslında bana bir ay kölelik yapsan yeter" dedi sırıtıp "Neeee" dedim sesli bir şekilde o kadar ki yani kulaklarını tuttu. "Ne demek kölelik oğlum nerede eşitlik nerede özgürlük" "Özgürlüğünü arabamın lastiğini patlatmadan önce düşünecektin" dediğinde gözlerimi kısıp ona baktım kaşları alayla kalkmış bana bakıyordu. "Yani diyorsun ki Türkiye'ye geri dön bence de güzel fikir Allah razı olsun bende diyorum ne gerek var Korece öğrenmeye" dediğimde kulağıma doğru eğildi "Gidersen peşinden gelirim" nefesi kulağımın yanından geçti geri çekildi güldü. Elini başına koyup selam verdi gitti. Ben hala duvarda çakılı kaldım derin bir nefes aldım ne zaman tuttuysam artık. Duvarla aramda ki bağı kopardım. Derse doğru gitmeye başladım. Sınıfa girdiğimde ders başlamıştı Hoca bana özel yeniden alfabeyi yazdı. Hangıl deniyormuş alfabelerine öğrenmem lazımdı bu dili mal gibi duruyordum okulda. İyicene kendimi verirsem öğrenirim inşallah.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD