|3|

1700 Words
Sabah kalkar kalkmaz hazırlanıp şirkete geçti. Odasına girdiğinde kendisini bekleyen süprizle bir an duraksadı. Zira masanın önündeki tekli koltukta bacak bacak üstüne atmış etrafı inceleyen bir adet Deniz İzman vardı. Kendisi 30'lu yaşlarının ortasında, babası gibi yeraltı dünyasında tarihî eser kaçakçılığı yapan bir mafya lideriydi. Babasından kalan krallığı yöneten zampara, ayyaş herifin tekiydi. Beren başta afallasa da sonrasında kendini toplayıp odasına girdi. Masasına doğru yürüyüp çantasını yavaşça bırakıp sandalyesine hızlıca oturdu. -"Sabah sabah bu süprizinizi neye borçluyuz Deniz Bey." Her zamanki sinsi gülüşü yerli yerindeydi. Beren bu adamdan hiç hoşlanmıyordu. -"Geçiyordum uğradım. Belki boş bir zamanınız vardır beraber kahvaltı yada biri öğle yemeği yeriz dedim." Beren alayla güldü. -"Sabahın bu saatinde? Geçerken uğradınız öyle mi? Hiç inandırıcı gelmedi doğrusu." O taciz eden bakışları Beren'in önce bedeninde sonra gözlerinde oyalandı. -"Öyleyse inanmak için boşuna düşünmeyin. Kahvaltı yaparken konuşabiliriz bu konuları. Ne dersiniz?" Beren içinden sövdü. Ne kadar da yapışkan bir adamdı bu böyle. Sinirlenmeye başladı. -"İşlerim var yoğunum." -"Bir gün kaytarsanız şirketiniz batmaz Beren Hanım." Sert bakışlarını adamın gözlerine dikti. -"Israrı hiç sevmem Deniz bey. Hele hele de babamın çevresinden insanlarla oturup sohbeti etmeyi hiç... Şimdi müsaadenizle. Bugün çok yoğunum. Yapacak bir sürü işim var." Kibarca kovmuştu. Aslında kaba bir dille de bunu yapabilirdi ancak bunu yaparsa babasından yine bir ton laf duyacağını bildiği için yapmadı. -"Peki. Başka bir zamanda görüşmek üzere o halde. Ben sizi daha fazla meşgul etmeyeyim." Onun sözlerine karşılık sadece; -"İyi günler." dedi. -"İyi günler Beren Hanım." Adam gittikten sonra rahat bir nefes aldı. Zira böyle adamlardan hiç haz etmiyor, muhatal dahi olmak istemiyordu. Kendisini işine verdi. Yapılacak bir ton işi vardı gerçekten. Öğlene kadar dosyalardan başını kaldırmadı. Öyle işlere kendini vermişti ki odasına giren babasını bile fark etmedi. -"Kızım?" İrkilerek başını kaldırınca Ferit bey kaşlarını çatarak onun yanına geldi. Elini başına atıp okşadı o güzel saçlarını. -"Kızım korkuttum mu seni?" Yanı başında dikilen babasının ellerinden dolayı ayağa kalktı. Kendini hafifçe geri çekti. Şimdi o eller boşta kalmış onun kıskacından kurtulmuştu. Yanından geçip büyük boydan camın önüne gitti. -"Önemli değil ne vardı? Neden geldin?" Ferit Bozoğlu içli bir nefes çekip geri bıraktı. -"Dün gece neden gelmedin? Aile yemeyi olduğunu söylemiştim sana kızım." Umursamazca camdan dışarı bakıp yanıtladı. -"İşlerim vardı." -"İşlerin gece kulübüne gidip locada içmek miydi?" Diye bir soru gelince Beren kaşlarını çatarak babasına döndü. -"Aile yemeğinizde olmak istemedim. Bunu neden anlamıyorsun?" Ferit bey uzanıp kollarından yakaladı. Hafifçe sarstı onu. -"Aklınca bana böyle ceza veriyorsun değil mi? Kendini her geçen gün bizden daha da uzaklaştırarak." Uzanıp Beren'in pamuk gibi yanaklarını avuçları içine aldı. -"Sen benim nazlı çiçeğimsin Beren. İlk göz ağrımsın. Tek bir hata." Derken sağ elinin işaret parmağını kaldırıp üstüne basa basa gösterdi Beren'e. -"Tek bir hata yaptım. Bu da seni kaybetmeme neden oldu. Söylesene kızım tek bir hatamda beni silmek bu kadar kolay mı senin için. Kalbinde hiç babana yer yok muydu?" Beren'in gözleri doldu. -"Seni tek bir hatanda silmedim baba. Annemin tarafıyla görüşmemi yasakladın. Gittin evlendin. Üstüne çocuk yaptın. Şuan çok mutlu bir ailen var senin. Ben o aile tablosunun çok dışındayım. İçine de girmek istemiyorum. Ben o evde boğuluyorum. Annemin elinin değdiği her bir köşeye başka bir kadının elinin değmesi beni öldürüyor neden anlamıyorsun. Sana kaç defa söyledim beni dinlemedin. Beni buna sen mecbur bıraktın." Ferit Bozoğlu sessiz kaldı. Kızının bunca zamandır içine atıp atıp dolmasını izliyordu üzülerek. -"Evlenmiş olmam senin benim kızım olduğunu değiştirmiyor. Sende benim ailemsin kızım. Ama bak kaç yıl oldu. Selen kötü bir kadın değil. Kardeşin de öyle. İkisi de seni çok seviyor. Hatta akraba olarak kabul etmediğin halan, amcan bile. Annenin tarafıyla görüşme meselesine gelince... Onlarla hala görüşmen yasak. Buluştuğunu duyarsam eğer-" Sözlerini bıçak gibi kesti. Keskin bakışlarını babasının üzerine dikti. -"Ne yaparsın? Onlara da mı işkence edersin? Öldürür müsün?" Ferit beyin de ondan kalır yanı yoktu. Gözleri alev alevdi adeta. -"Daha beter ederim. Yasak Beren. Görüşmek yok." -"Baba. Artık hayatıma müdahale edemeyeceğin kadar büyüdüm. Kocaman bir kadınım ben. Bunun artık farkına var." Ferit bey geriye doğru bir adım attı. Gözlerindeki ifade pırıl pırıldı. -"Görüyorum. Gözlerimin önünde serpildin güzeller güzeli bir kadın oldun güzel kızım benim." Yaklaşıp Beren'e sımsıkı sarıldı. -"Ama keşke gözlerindeki o hüzünlü bakışları silebilsem. Bana böyle kinle bakmasan." Saçlarından öptü. -"O gece için pişmanım kızım. Köpek gibi pişmanım." Beren kırgın bakışlarını babasına dikti. -"Pişman olman benim o gece yaşadığım hiçbir şeyi değiştirmiyor. Baba... Sen benim o geceden sonra nasıl bir karanlığa düştüğümü biliyor musun? Benim ışığımı çaldın sen. Ölene kadar beni buna mahkum ettin." Kahretsin ki biliyordu Ferit Bozoğlu. Aras karşısına dikilip bunları söylediğinde öğrenmişti. Hatta ışıkların gittiği o gece Beren'in yaşadıklarını bizzat onun ağzından dinlediğinde kahrolmuştu. -"O gece için ölene kadar pişman kalacağım kızım. Keşke elimden bir gelse. Söyle bana. Sana bunu nasıl unutturacağım. Kırgınlığını nasıl tamir edeceğim anlat." Bilmiyordu Ferit Bozoğlu. İlk defa hayatında ne yapacağını bilmiyordu. Telafisi olmayan bir hatanın içine düşmüştü. O yaşına kadar el bebek gül bebek büyüttüğü çiçeğini bir anlık sinirle oraya hapsetmiş ve gözünden düşmüştü. Tek bir hata... -"Eğer benim için bir şey yapmak istiyorsan beni rahat bırak baba. Sık boğaz etme. İstemiyorum diyorsam ısrar etme. Beni kendi halime bırak." Ferit bey başını iki yana salladı. -"Bunu yapamayacağımı biliyorsun. Seni ölsem dahi bırakmam." -"Kendi ailenle yaşamanın keyfini çıkar. Git birilerine işkence et. Ama beni bırak." Ferit Bozoğlu iki eliyle kızının yüzünü kavrayıp kendine çekti. Alnından sertçe öptü. -"Asla. Bırakmak yok. Bunu unut. Bir daha ağzından bu cümleyi duymayacağım. Bu konu burada kapandı." Başını geri çekip kızına sarıldı. -"Sen benim göz bebeğimsin. Hep de öyle kalacaksın." Kızından ayrılıp kendisine benzeyen mavi gözlerine baktı. -"Bugün seninle başka bir konuyu görüşmek için geldim ben." Yüzündeki endişe kırıntılarını Beren fark etti. -"Ne oldu? Önemli bir mesele mi var?" Hemde çok önemliydi. -"Evet. Biliyorsun son günlerde işlerde sıkıntılar çıkıyor. Sevkiyatlarımız birileri tarafından deşifre oluyordu. Gece kulübüne birileri kesik baş bırakmış." Beren'in cam gibi mavi gözleri kocaman oldu. Tüyleri diken diken oldu. Her ne kadar babasının da bu işlerde olduğunu bilse de hep böyle tepki gösteriyordu. -"Kim?" dedi merakla. -"Fuhuş baronu Hamit Kağnıcı." Bu ismi medyada gördüğünü anımsadı. Kendileri gibi ticaretle uğraşan ve sağlık malzemeleri üzerine ülke çapında birçok dünyaya sevkiyat yapan köklü bir firmaydı. -"Ne istiyor?" Ferit beyin gözleri tekrar alevlendi. Babasının sinirlenince nasıl bir yüz ifadesine sahip olduğunu biliyordu. Demek ki çok önemli bir şey istiyordu bu adam. -"Benim mıntıkamı. Aldığım bütün mallara gözünü dikti. Geçen akşam bütün baronların toplandığı yemeğe katıldım. Açık açık bana masada meydan okudu. Bunun karşılığı olarak ona bir hediye verdim. Karadeniz'den Rusya'ya giden sevkiyat gemisini patlatıp kaçak yollarla ülkeye soktuğu her ırktan kadını ihbar ettim. Benim yaptıklarıma misilleme olarak yanındaki adamımın kafasını kesip kulübün dolabına bırakmışlar." Beren sıkıntılı bir nefes bıraktı. Çevresinde birçok pislik vardı. Fuhuşcusu, uyuşturucusu, kaçakçısı, kumarcısı... -"Şimdi ne olacak peki?" Uzanıp Beren'in elini avucuna alıp yumuşakça öptü. -"Dikkatli olmanı istiyorum. Hamit boş duracak bir adam değil. Bir hamle yapacak biliyorum. Ama ne yapacağını kestiremiyorum. Bu yüzden önlemimizi alacağız. Tek başına gezmeyeceksin. Yanında her zaman korumalar ve Aras olacak. Gerekmedikçe dışarı çıkmanı istemiyorum Beren. Duydun mu beni?" İtiraz etmek için ağzını araladığı sırada babası bir kere daha konuştu. -"Kesinlikle itiraz istemiyorum." -"Tamam ama gece kulüplerinin de yetkisi bende. Mekanlara geçip kontrol ediyorum. Sevkiyatların başında duruyorum. Eve kapanamam. İşim gücüm var benim." -"Geçici olarak yönetimi amcana devretmeni istiyorum. Bu durum geçince tekrar yetkilerini alacaksın." Beren isyan edercesine ellerini iki yana açtı. -"Sen zaten planını yapmışsın. Bana sadece senin emirlerine uymak kalıyor." -"Kızım sana emretmiyorum sadece rica ediyorum. Bu tartışmaya kapalı bir konu. Söz konusu senin can güvenliğin." Dikbaşlılığı devam etti. -"Kendimi koruyabilirim." Ferit Bozoğlu'nun kaşları sertçe çatıldı. Bu defa sesi daha da kalınlaşmış o herkesin bildiği Ölüm Kralı lakaplı mafya babası haliyle kızına net bir cevap verdi. -"Son sözüm bu. Lafımın üstüne lâf söyleme Beren. Yetkilerin alınacak. Tehlike geçince tekrar aynı pozisyonuna geleceksin. Bitti." Kızının bir cevap vermesini beklemeden odadan çıktı. Berense oldukça sinirliydi. Onların yaptığı savaş yüzünden arada kalmaktan çok sıkılmıştı. Bu ilk değildi. Daha önce defalarca bu tedbirleri almışlardı. Ve son da olmayacaktı. Babasının emri üzerine bugün korumalar teyakkuza geçti. Beren'in her gittiği yere önce temizleyici korumalar gidiyor, etrafı güvenlik çemberine alıp ardından Beren'in diğer korumalarla gelmesini sağlıyorlardı. Bu elbette medyanın dikkatini çekti. Zira bir sabah programında iki sunucu kadın bu kadar çok koruma ile gezmesinin altında bir iş olduğunu söyleyerek ortaya bomba bir iddaa attı. -"Beren Bozoğlu'nun bu kadar korumayla gezmesinin altında bir iş olduğunu düşünüyorum. Biliyorsunuz babası Ferit Bozoğlu'nun adı geçenlerde bir mafya hesaplaşmasına karışmıştı. Sebebin bu olduğunu düşünüyorum sevgili Ece." Kadının sözleri medyayı ayağa kaldırdı. Haberleri gören Ferit Bozoğlu anında telefona sarılıp esip gürlemişti. Haber merkezinin üst yönetimini arayıp tek bir cümle kurması bile yetti. -"O yaptığınız haberleri düzeltmezseniz haber yapacak bir kanal binanız kalmayacak." Kanal apar topar iki sunucuyu yayından alıp halk tarafından sevilen bir sunucuyu koyup bir özür metni ile durumu toparlamaya çalıştı. Beren ise bıkkın bir şekilde dolanıyor, şirketten eve evden şirkete gitmenin sıkıcılığını yaşıyordu. Ne olurdu sanki gece kulübüne gitseydi. Sıkıntıyla şirketten çıktı. Onu bekleyen arabaya binip konvoy halinde yola çıktılar. Direksiyon tarafında iri yarı Gökhan denen koruma onun yanında da Aras vardı. Yol üzerinde giderlerken bir tatlı dükkanı görünce canı camdaki o güzel görünen pastalardan çekti. -"Aras müsait bir yere çekip şuradaki pastacıdan orman meyveli pasta al." Gökhan kontrollü bir şekilde arabayı sağa çekti. -"Emredersiniz Beren hanım." Aras gidip pastayı aldıktan sonra kaldıkları yerden devam ettiler. Nihayet eve geldiğinde önce üzerini değiştirdi. Kendine karışık bir tost yapıp yedikten sonra pastayı dilimleyip önce kendine sonra diğer tabaklara bölüştürüp Aras vasıtasıyla diğer korumalara ikram etti. Film izledi, müzik dinledi. Sıkıcı geçen bir gece sonunda yatıp uyumaya karar verdi. Sabah ise erkenden uyandı. Bugün cumaydı. Annesine gidecekti. Üzerine siyah tayt ve beyaz tişörtünü giydi. İnce bir hırka ve baş örtüsü alıp yine korumalarla beraber evden çıktı. Sabahın sekizi olduğu için iki araçla gitmeyi uygun gördü. Sabahın bu saatinde kim dışarıda olurdu ki. Hele hele ki mezarlıkta. Ancak Aras engeline takıldı. -"Beren hanım biliyorsunuz tehlikeli. Ferit beyin kesin emri var." Ama Beren inat etti. -"Sabahın körü Aras. Birşey olmaz merak etme. Babama da ben haber veririm şimdi. Sen arabaları hazırlat. " Aras mecburen evden çıkarken Beren babasını aradı. Gitmek istediğini söylediğinde babası şiddetle karşı çıktı. -"Hayır gidemezsin. Sana mecbur olmadıkça evden çıkma dedim Beren." -"Ben anneme gideceğim baba. Bir ay oldu gitmeyeli. Sabahın kötü zaten ne olabilir ki?" -"Herşey. Şimdi derhal hazırlanıp şirkete geliyorsun gözümün önünde olacaksın. Sakın sözümü ikile-" -"Anneme uğradıktan sonra geleceğim." Babasını dinlemeden kapattı. Hazırlanıp kapıya çıktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD